2

21.2K 2.2K 1.6K
                                    

۞ Tokuşan kılıçlar ve gerçekleri ortaya seren dolunay. ۞

Sıkıca kavradığım kılıç, karşımda, en az benim kadar iyi dövüşen Yoongi'nin kılıcını sıyırıp geçerken tiz bir ses bıraktığında dudaklarımdan dökülen kahkahayla Yoongi daha da hırslandı ve kılıcı tekrar sertçe kılıcıma çarptı. Gülmeden edemiyordum çünkü beni bu şekle getiren ve yetiştiren o olmasına rağmen son zamanlarda sürekli yenilmeye başlamıştı, boynuz kulağa geçti, diyerek sürekli hayıflanıyor; bazenleri benimle kılıç dövüştürmek dahi istemiyordu ama bunun bizim için bir zevk haline geldiğini söyleyebilirdim. Haftanın son iki gününde izinli olsa dahi çarşıya inmeden önce erkenden kalkarak beni de uyandırır ve bazenleri kılıcıyla beni kahvaltı masamda dürterdi.

Min Yoongi, benim en yakın dostum sayılırdı.

"Ne oldu, öğretmenim?" Onunla dalga geçercesine son kelimeyi bastırarak son bir hamleyle kılıcına tekrar darbe indirdiğimde beklediğimden güçlü çıkarak benimkini savurmaya kalktı ama bir anda geri çekilerek tekrar ona doğru yönelmiş ve bu sırada "Günaydın!" Diye seslenen Prens'i duyuvermiştim; bir anda dikkatim dağılacak gibi oldu çünkü Tanrı şahit, sabahın bu saatinde kalkmış olmasından sebep daha boğuk ve kalın çıkan sesi dikkat dağıtmayacak gibi değildi. Parmaklarım titredi fakat bu kılıcıma daha da sıkı sarılmama sebep olduğunda Yoongi, "Ah, yer değiştirmeyi çok isterim," diyerek ona bir cevap verdi ve sonra hafifçe güldü. "Kral Jeon bana merhamet edecek gibi değil!"

"Ah, ama ben şu an çok korktum!"

Prens Kim, şakalaşır bir tonda söylediğinde kısa kahkahamla Yoongi'den ayrılarak ona döndüm ve "Öyle mi?" Diye sordum. Arka bahçeye açılan kapının pervazına yaslanmış, bu sabah ona götürülen takımlarımdan birini giymişti. Simsiyah saçları hafifçe karışıktı, geldiği soyun ve hanedanının simgesini taşıyan yüzük tam orta parmağındaydı; ah, Tanrı şahit gördüğüm en asil insandı. Aynaya bakmadığım vakitlerde.

"Korkacağınızı sanmıyorum," Kafamı iki yana sallayarak alnıma dökülen bukleyi geri ittirdiğimde yanaklarımın ısındığını ve hafifçe terlediğimi hissetmiştim. "Yani, en azından umuyorum."

Prens önce hafifçe güldü ancak ona meydan okur gibi tek kaşımı kaldırmamla yaslandığı yerden doğrularak bana doğru birkaç adım atmış ve sonra, "Ödünç alabilir miyim?" Diye sorduğu Yoongi'den kılıcını devralmıştı, yüz yüze geldiğimizde; o güler yüzünden eser kalmamışcasına ciddileşti ve kılıçlarımız ilk kez tokuştu. Bunun ciddi bir olay olmadığını bilsem de en iyisi olmak istiyordum, ne kadar iyi olduğumu görmesi için çabalayacaktım ve bir kral olarak ufak bir prense yenilmek biraz gülünç olurdu.

Birkaç hamlenin ardından, Prensin adını tezahürat eden Yoongi ile kısa bir kahkaha atarak kılıcımı sertçe onunkiyle tokuşurdum ve hızlı bir şekilde yer değiştirmemizin ardından alnıma dökülen saçlarımı boş elimle geriye ittirip kıkırtısıyla rahat ederek daha hızlı hamleler yapmaya başladım. Hızlı kılıç kullanır, kimse fark etmeden okumu yaya geçiriverirdim ve okun yerinden fırladığını, vurduğum şey hariç kimse fark dahi edemezdi. Ben, bu koskoca krallığın yöneticisi Kral Jeon, krallığa yakışmak için her şeyin en iyisi olsun diye çabalamıştım.

Fakat,  bu genç prensin de bırakmaya niyeti yok gibiydi.

"Eh, Kral Jeon," Nefes nefese kaldığımız bir anda bana seslendiğinde, istemsiz gülümsememle birlikte bir kez daha saçımı geri savurarak gözlerinin içine baktım ve tam o sırada, Prens sanki afallamışcasına bir hamle ile kendini yaralayabilecek kadar yanlış hareket etti fakat amacım onu öldürmek olmadığından bir adım geri çekilip kılıcımı başka bir yöne çevirmiş ve kendini toparladığı  anda tekrar ona doğru savrulmuştum; tekrar güldü, siyah saçları rüzgarda geriye doğru savruldu ve "Ne kadar centilmensiniz," derken derince soluklandı. Tanrı aşkına, mükemmel görünüyordu. O, terden ıslanmış saçları rüzgarla geriye her itildiğinde; parmaklarını saran yüzükler ışıldayarak parladığında ve o muhteşem kaşları çatıldığında öyle mükemmeldi ki, eğer gerçekten odaklanamamış olsam, kılıcı bir yana fırlatıp ona mükemmel göründüğünü söyleyebilirdim.

Jeon Jeongguk | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin