Merhhhabalaaarrrr
Bu bölümü atıp hemen ders çalışmaya kaçmam gerekiyor yazmaya dalıp ders ÇALIŞMAYI UNUTMUŞUM NAPICAM
Neyse aşkımlar yorum yapmayı unutmayın ki ara verdiğimde gelip okuyayım
Sizi seviyorum, iyi okumalarrr 🤓💖💖
۞Beyaz yalan, bağlı ruhlar.۞
Parmaklarımın arasındaki çarşafı daha sıkı tutarak tüm acımı bir yerde hapsetmek adına çabalarken gözlerimden akan yaşlar artık görüşümü tamamen bulanıklaştırdığında, gerçekten, Tanrı'nın o an canımı almasını ve bu acıyı yaşamaya devam etmemeyi diledim.
Çünkü kızgınlık, benim için hayatımda yaşadığım en büyük işkence desem, doğru olurdu. Sahiden bir işkenceydi, her yerimin aynı anda yanmaya başladığını hissederken sürekli, bu zamana dek var olduğunu düşünmediğim bir deltayı sayıklamak ve feromon salgılayarak yitik düşmek; hissetmek istediğim güveni sağlayamamak ve bu yüzden sabaha kadar ağlamak bir işkenceydi. Ruhum sürekli birini çağırıyor ve bedenim çığlık çığlığa bir tepki veriyordu. Son kızgınlığıma dek, sürekli olmadığını düşündüğüm birini sayıklardım ve en sonunda sabah olduğunda, bedenim rahata kavuştuğunda olmayan bir kişiyi çağırdığım için aptal olduğumu düşünürdüm. Kimi beklediğimi, kimin beni güvende tutması için ağlayarak yalvardığımı bilmiyordum ve bu bilinmezlik beni kahrediyordu.
Şimdi ise beni kahreden tek ve en büyük şey, var oluşundan emin olduğum eşimden uzakta, ona en çok ihtiyacım olduğu anda ayrı olmaktı.
Delirecek gibi hissediyordum. Önceki kızgınlıklarımın aksine çok daha duygusal ve ilgiye aç bir şekilde çarşaflarımın arasında kaybolurken, kesinlikle delirecek gibi hissediyordum çünkü artık Taehyung'un var olduğunu biliyordum. Benim için gelebileceğini, beni güvende tutabileceğini; bana sımsıkı sarılacağını ve yalnız bırakmayacağını biliyordum ama o yoktu ve bedenim her sarsıldığında, her boşaldığımda ve göz yaşlarım yanağıma her düştüğünde aklımdaki tek şey oydu. Neden uzak olmak zorundaydık ki? Neden, tam şu an yatağımda ve yanımda olamıyordu? Neden kahrolası bir kraldım, neden her zaman yalnızlığa mahkum olan ben oluyordum?
Elimin tersine doğru sürttüğüm sürttüğüm göz yaşlarım kirpiklerimin canımı acıtmasına sebep olduğunda içimi çekerek doğruldum ve üzerimdeki, rahat olduğu için geceleri giymeyi tercih ettiğim elbise şeklindeki geceliğimin askısını düzelterek ayaklandım. İlaç kullanamıyordum, bunu bir kez denediğimde vücudum çok garip bir tepki vererek dönüşmüş ve bu şekilde scı hissetmesem de tekrar bir insan haline dönebildiğimde birkaç gün yataktan kalkamamıştım. Doğal yolla atlatabildiğimde her şey, sonraki zamanda daha kolay oluyordu ve bu nedenle, siktiğimin kızgınlığını atlatarak artık başına geçmem gereken krallığımı hatırlamalıydım.
Son bir kez daha yüzümü silerek ayaklandım ve odamın camına doğru adımladım. Taehyung bir keresinde, bazı günler beni kendi camından seyredebildiğini söylemişti ve tek isteğim, yine beni burada görerek gelmesiydi ama bu öyle küçük bir ihtimaldi ki... Zaten şimdi yola çıksa bile en hızlı sabaha burada olurdu ve ne beni sıkıca sararak istediğim şeyi verebilir ne de evli olmadığı bir kralın kızgınlığını mükemmel geçirebilmesini sağlamak için beni tuttuğu gibi becerebilirdi. Hiçbirini yapamazdı işte, ailesi dönmüştü artık ve annesinin otoriter tavrı uzun zamandır görüşmememize sebep olmuştu.
Onu öyle çok özlemiştim ki, güzel yüzünü her düşündüğümde içim yanıp kavruluyordu.
Parmaklarım, camın kenarını sıkıca tutarak sıktı ve sonra bedenim tekrar gerileyerek yatağa çöktü. Bacaklarım tir tir titriyordu, içimde mükemmel bir cinsel istek vardı ama öyle çok gelmiştim ki artık buna dahi gücüm yoktu; yalnızca hissettiğim yorgunluk ve kasıklarımdaki ağrıyla yatakta öylece oturuyor, derin nefesler alarak camdan dışarıyı seyrediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeon Jeongguk | taekook
FanfictionJeon Jeongguk, yaşanmış, yaşanılan ve yaşanılacak her yüzyılın en güzel omegası.