8

18K 2K 1.2K
                                        

Prens kim bu şekilde amaaa Kral Jeon'a istediğim fotoğrafı bulamadım, bu nedenle fanart koyacağım, yeşil gözlü hayal edin lütfeeen ve saçları birazcık daha uzun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Prens kim bu şekilde amaaa Kral Jeon'a istediğim fotoğrafı bulamadım, bu nedenle fanart koyacağım, yeşil gözlü hayal edin lütfeeen ve saçları birazcık daha uzun

Prens kim bu şekilde amaaa Kral Jeon'a istediğim fotoğrafı bulamadım, bu nedenle fanart koyacağım, yeşil gözlü hayal edin lütfeeen ve saçları birazcık daha uzun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Ellerimin içini kaşındıran yumuşak eldivenleri usulca çıkarıp uzun ceketimin cebine doğru sıkıştırdığım sırada, Prens Kim  at arabasının kapısını aralayarak aşağı inmiş ve daha sonra, mükemmel parmaklarını birleştirerek bana elini uzatmıştı.

Dudaklarımda uyandığımdan beri var olan bir gülüş, üzerimde beyaz takımım ve saçlarımın arasında görkemli tacımla eline tutunup yavaşça aşağı indiğimde Prens, "Evet.." diye mırıldanarak bana döndü ve sonra, gerçekten genişçe gülümsedi. "Sığınma yerime hoş geldiniz."

Babasına, kraliyeti gezdireceğine dair ufak bir yalan uydurduktan sonra, küçükken sarayın bahçesinde birlikte oynadığı ve dolayısıyla arkadaşı olan askerlerinden ikisini yanına alarak at arabasını hazırlatmış; yolda beni nereye götüreceğinden bahsetmişti. Burayı gizli gizli yaptırdığından, sarayda istenmeyen her şeyi buraya yolladığından ve dolayısıyla biraz karışık ama çok sevdiği bir yer olduğunu söylerken öyle heyecanlıydı ki, o an parmaklarına, eldivenin sardığı parmaklarımı yaslayarak hafifçe sıkmama engel olamamış ve sonra rüzgar saçlarımı uçuşturduğundan kafamı omzuna yaslayarak, boynunun gölgesinde gözlerimi kapatmıştım.

Çok, çok fazla huzurlu hissediyordum.

Tanrı şahit onunla aynı sarayda olmak, onunla birlikte vakit geçirmek beni pamuk gibi bir insana dönüştüren asıl şeydi; o yanımda olduğu sürece ne olursa olsun gerçek manada sinirlenemiyor, kalbimde sadece mükemmel bir sevgi hissediyordum. O etrafımda olduğunda her şey yolunda gidebilecek gibiydi ve yemin ederim, sarayıma döneceğimi düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyordu. Yalnızca benimle olsa ve birlikte yaşasak ne olurdu ki?

Arabadan inerken tuttuğu elimi bırakmadan, hemen karşımızdaki dağ evine doğru adımlamaya başladığında yutkunarak gözlerimi etrafta gezdirdim ve adımlarımı ona uydurmaya çalıştım. Kısa sürede geniş kapının önüne varmış ve medivenleri geçerek kapıyı ittirdiğimiz gibi içeri girivermiştik. Evin içi sıcaktı, hemen girişteki şöminedeki odun çıtırtısı kulağıma ulaşıyordu ve ufak bir görüntüsü olmasına rağmen ikinci katının olduğunu fark ettiğimde gülümseyerek Prens'e dönmüş, dudaklarımı aralamıştım ancak, o benden önce davranmıştı.

Jeon Jeongguk | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin