Selamlar, yorum beklediğimi söyleyerek kaçıyorum,
Sizi seviyoruummm
۞Siyah ve beyaz.۞
Kızgınlık dönemimi atlatabildikten sonra gelen mektuplara en sonunda göz atabildiğimde, sahiden de aralarında gördüğüm davet mektubu Kim Hanedanlığına aitti ve henüz yirmi yaşına girecek prensleri Taehyung'un taç giyme törenine beni de davet etmişlerdi.
Aslına bakılırsa, çok yakın zamanda diktirdiğim lacivert ve kırmızının en güzel tonlarına sahip takımı giyerek çok güzel hissetmek istemiştim ama mektubun en sonuna düşülen notta siyah giyinmem için rica edildiğinden kendime yeni bir şeyler diktirmem gerekmişti. Pekala, bunun da hoşuma gitmediğini söyleyemezdim çünkü simsiyah pantolonu ince ve bedenimin geri kalanına göre uzun bacaklarımı sıkıca sararken botlarım her zamanki gibi dizlerime doğru uzanıyordu. Takımın ince çizgilere sahip ceketi belime tam oturmuş, siyah eldivenlerimin ince tüyleriyle, Yoongi'nin verdiği tepkiye bakılırsa gayet güzel durmuştu ve hava öylesine güzeldi ki kürke gerek bile kalmamıştı.
Kim Hanedanlığının, misafirleri için hazırlattığı sarayın en güzel kısmı olan ve arka bahçeye açılan bölümünün en büyük odasında hazırlanırken düşündüğüm tek şey, buraya dün gelmeme rağmen hala hiçbir yerde göremediğim Taehyung ve sürekli alnıma düşüp duran kıvırcık saç tutamımdı. Taç, kabarık saçlarımın arasına gömülü bir şekilde dururken koltuğuma zorla oturttuğum Yoongi'ye, siyah gömleğimin güzel olup olmadığını sorup duruyordum ve onun neden bembeyaz giyindiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Neden bana bunu rica etmişlerdi ki? Sahiden bazen gelenekleri anlayamıyordum.
"Kral Jeon, birazdan hep birlikte hazırlanan yere yola çıkacağız," Yoongi, oturduğu yerden en sonunda kalkabildiğinde hafifçe eğilerek konuştu, o bile heyecanlı görünüyordu. Ben de heyecanlıydım, Tanrı aşkına deli gibi heyecanlıydım çünkü o sandığımdan daha da küçüktü ve şimdi yetişkinliğine adım atarken onun yanında olabilmek beni çok mutlu etmişti.
Hele onu, ipek saçlarının arasına tacını takarken görmeyi her şeyden çok istiyordum.
"Prens Kim yola çıkmış, bir birlikle beraber kazandıkları zaferi kutladıktan sonra bulunduğumuz yere gelerek tacını takacakmış, daha sonra hediyelerinizi kabul edecek ve kutlama devam edecek. Birkaç gün bile sürebilirmiş."
Ona yalnızca kafamı sallarken, halktan birçok insanın kabul edildiğini ve aralarında belki de Taehyung'la evlenmeyi bile hayal eden insanların bulunduğunu; artık gerçek bir varis oluşuyla üzerindeki yükün artacağını ve benimle evlenmek istese de henüz çok genç olduğunu biliyordum. Tanrım, pekala-O beni seviyordu, benim eşimdi, bana mühürlüydü ama o şimdi oradaki herkesten daha görkemli dururken ve herkes onu konuşacakken çok da iyi hissetmiyordum. Hem, hediyemi gördüğünde ne yapacaktı? Beğenir miydi? Ya da şaşırır mıydı? Hiçbir şeye tam olarak karar veremiyor ve bambaşka şeyleri aynı anda düşünüyordum.
Kılıcımı yerine yerleştirdikten sonra son kez aynaya bir göz atıp önünden çekildim ve Yoongi kapımı açarak dışarı çıkmam için bekledi. Sonra, diğer misafirlerin; komşu krallıkların krallarının ve güzeller güzeli prensesleri, genç prenslerinin bulunduğu alana doğru yürümeye başladım. Uzak mesafelerde bulunduğumuzdan Kral Kim hepimizi bir önceki günden ağırlamış ve bu sabah da güzel bir konuşmayla yemeğimizi başlattıktan sonra kutlamanın yapılacağı yere gideceğini, bizimle Kraliçenin ilgileneceğini belirtmişti.
Fakat, bunca beyaz kıyafetli insanın arasında, bir başıma simsiyah giyinişimi anlamlandıramıyor ve Tanrı şahit diğerlerini görene kadar bunu beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeon Jeongguk | taekook
FanfictionJeon Jeongguk, yaşanmış, yaşanılan ve yaşanılacak her yüzyılın en güzel omegası.