Selam.
Sevdiğiniz en güzel müziği açıyoruz ve bölümü öyle okuyoruz.
Keyifli okumalar^^
-
*Bugün olanlar gelecekte de bir kez yaşanacak. Ve o an tarihten silinmeyecek.*
Gözlerim tavanı izlerken kafamın içi bomboştu. Uyumak istiyorum uyuyamıyorum, kalkmak istiyorum kalkamıyorum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Dünyadan, evimden herşeyden soyutlanmış gibiyim. Ben neredeyim bilmiyorum. İki gündür kendimi kaybolmuşum gibi hissediyordum. Nedenini bilmiyorum. Ömer hocanın vereceği özel derse katılmak istemiyorum. Ailemle konuşmak dahi istemiyorum. Ama buna mecbur olduğumu da biliyorum.
"Kızlar." diyerek odaya girdi annem. Gözlerimi hemen kapattım uyuduğum anlaşılsın diye. Annemin ayak sesleri, alnımda hissettiğim eliyle gözümü açtım.
"Aslı. İyi misin kızım?"
"Evet anne. Birşey mi oldu?"
"Uyuduğunu görünce hastasın diye telaşlandım."
"Anne seni okuldan kimse aramadı değil mi?"
"Aslı senin neyin var? Bana neden bu soruyu sorup duruyorsun?"
Hocalarım şikayetçi anne demeyi çok isterdim ama diyemem. Yattığım yerden doğrulup, ranzadan indim. Anneme sıkıca sarılıp kafamı göğsüne gömdüm. Birazda olsa buna ihtiyacım var. Annemin bana olan şefkatine, sarılmasına, saçlarımı okşamasına hatta öğüt verici sözlerine bile. Kendimi neden böyle hissediyorum, bilmiyorum ama, kendime gelmem lazım.
"Aslı sana neler oluyor?" diye sordu annem.
"Hiçbir şey anne. Sadece yorgunum."
"Emin misin? Okulda mı birşey oldu?"
"Hayır anne." dedim bu konu da kapansın diye. "Peki, yemeğe gelin. Bekliyoruz." diyerek odadan çıktı annem. Annem odadan çıkar çıkmaz pencerenin önüne geçip, kararmış gökyüzüne baktım. Acaba Ardaʼyla konuşsam kendime gelir miyim? Hayır. Bunu yapmamalıyım.
Arkamı dönüp odadan çıkacağım sırada Yağmurʼun mırıltısını duydum. Kendi evimde kardeşimle bile konuşamaz hale gelmiştim.
"Anlamadım." deyiverdim birden. Yağmur gözlerimin içine bakıp, anlatmak istediği şeyi sanki gözlerine göndermiş gibi duruyordu.
"Bana anlatmak istediklerin olabilir mi?"
"Ne gibi?"
"Bilmem, sen söyle. Bugün konferans salonuna da gelmedin, yangını söndürürken tavırların da farklıydı. Sana ne oluyor?"
"B-Ben hiçbir şey. Yani... Bunu hepinizle konuşmam gerekiyor."
"Şuan benimle konuşsan olmaz mı?"
"Nasıl yani?"
"Aslı aptal olduğumu mu zannediyorsun? Benimle olan bu iğrenç mesafen,Ardaʼyla olan samimiyetin... Bunlar normal mi?"
"Peki ya senin Nazlıʼyla olan samimiyetine ne demeli? Resmen beni görmezden geliyorsun?"
"Seni görmezden gelmiyorum. Sadece yaptıklarının farkına varmanı istiyorum. Ben senin kardeşinken sen benimle konuşmuyorsun." dedi ayağa kalkıp tam karşımda dururken. "Aramızdaki bu samimiyetsizliği bitirelim. Tamam, senin arkadaşların farklı olabilir, Nazlıʼdan hoşlanmıyor da olabilirsin. Ama aramıza mesafeler girmesin kardeşim. Bunu kendimize yapmalıyım."
Sustum. Hiçbir şey diyemedim. Tıpa tıp bana benzeyen yüzüne öylece baktım. Ama aptal gururumla tutup da "Haklısın!" diyemedim. Yüzüne birkaç saniye bakınca gözlerim doldu ve burnumu çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Yolu
RomanceZor! Hemde çok zor. Sevmek, aşık olmak. Ben hiç seveceğimi ya da aşık olacağıma inanmıyordum,aşk diye bir şey var mı onu dahi bilmiyordum. Ama öğrendim ki, aşk bağlanmakmış, bırakamamakmış. "Eğer o kalp atsın istiyorsan doğru yolu bulman gerekiyor."...