Selammmm yeryüzünde parlayan binlerce yıldızlarım.
Bu okuyacağınız bölüm diğer bölümlerden birazcık farklı oldu. Bir kere bu bölümde duygusallık okumayacaksınız. Bu bölümde taşlar biraz daha yerine oturacak. Şimdi sizi bölüme gönderiyorum.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın :)
Keyifli okumalar diliyorum ^^
-
*Yan yanaymışız gibi.*
Kafamı kaldırıp sınıfa giren hocaya baktım. İstemsizce ayağa kalktığım sırada, hocanın el işaretiyle yeniden oturdum. Gözlerimde inanılmaz bir ağrı var, bedenim artık beni taşıyamıyor. Duruşumu dikleştirdim hocanın gözlerine baktım. Dersimizin Felsefe olmasına rağmen okulumuzun çok kıymetli -ben tabii ki sevmiyorum- rehberlik hocası geldi. Kim yine ne anlatacak, ne hakkında bizden fikirler isteyecek? Bunları yapamayacak kadar kendimi kötü hissediyorum. Sanki bir derste, dört ayrı konu anlatılıyor gibi geliyor. Artık kendimi bırakmak istiyorum. Kendimi nasıl hissediyorum biliyor musunuz? Hani uçan balonlar var ya, eğer onun içini ateşlemezseniz uçamaz ve gökyüzünden yere çakılırsınız. Kendimi düşmekte olan uçan balon gibi hissediyorum. Ateşlenmedikçe yere daha fazla yaklaşan bir yandan da savrulan bir balon gibi. Uçmak için direnen, uçan balonun uçmadığını gören yine de uçmasını istemedikleri için yere çakılışını izlerler ya, işte o an benim bu hayattaki var oluş anım. Kendileri de uçmak istiyor oysa...
“Şimdi çocuklar,size bir form dağıtacağım. Bu form sizin psikolojinizi test etmem için. Burada birçok soru var. Hepsini cevaplamanızı istiyorum. Boş bırakmayın!” dedikten sonra elindeki formları dağıtmaya başladı. Benim psikolojimi anlamak için böyle testlere gerek yok,benim hareketlerim zaten normal değil buradan da anlaşılabilir.
“Hocam?” diye bir ses geldi arka sıralardan.
“Efendim?” dedi rehberlik hocası Esin.
“Bu form bizim deli olduğumuzu mu gösterecek?” Sessizce kıkırdadığım sırada sınıfta sesler yükseldi. Esin Hocaʼnın sesi girdi gürültüye.
“Psikolojik bir test bu. Delilikle falan alakası yok!” dedi sinirli bir şekilde. Yüzüne baktığım sırada Ravzaʼnın beni dürtmesiyle birlikte ona döndüm.
“Formu doldur hadi!” dedi gülerek. Sanki işe alacaklar ya, saçmalığa bakın.
Gözlerim soruların üzerinde gezerken çantamdan bir kalem çıkardım ve soruların karşılığını vermeye başladım.
“İsim - Soyisim?” Aslı Şahin.
“Yaş?” 17.
“Başınızdan darbe aldınız mı?” Evet.
“Ameliyat oldunuz mu?” Hayır.
“Uyumak için yattığınızda uyumanız ne kadar sürüyor?” Beş - altı saat.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Yolu
RomanceZor! Hemde çok zor. Sevmek, aşık olmak. Ben hiç seveceğimi ya da aşık olacağıma inanmıyordum,aşk diye bir şey var mı onu dahi bilmiyordum. Ama öğrendim ki, aşk bağlanmakmış, bırakamamakmış. "Eğer o kalp atsın istiyorsan doğru yolu bulman gerekiyor."...