11. Bölüm : Tek Bir Noktanın Ardı.

165 55 18
                                    

Selammmm.

En sevdiğiniz şarkıyı açıyor ve bölümü öyle okuyorsunuz.

Keyifli okumalar.

*Avucunuza düşen tek yıldızlardır onlar, benim yıldızım çoktan avucuma düştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Avucunuza düşen tek yıldızlardır onlar, benim yıldızım çoktan avucuma düştü...*

Her yaşanana bir nokta koymalıyız. Tıpkı bir cümlenin sonuna koyduğumuz gibi... Bazı şeyler sonlandırılmak istemez. Ara vermek gerekiyordur belki de. Hadi bu konuyu da kapatayım, bunu da takmayayım, ne olursa olsun deyip noktayı koymak hatadır belki de. Belkide o noktayı kullanmamalıyız ya da noktayı kullanıp yeniden söze başlamak gereklidir. Çünkü her noktadan sonra yeni bir söz gelir ve bazı sözler vardır ki hayatını yerinden oynatır, seni kaybeder, enkaz altında bırakır fakat o enkaz zaten sizin hayatınızdadır. Sadece bunu fark etmek gerekiyordur. Onu fark ettiğinizde, ellerini omzunuzda hissettiğinizde işte bir enkaz daha. Bu yüzden ne kadar nokta koyarsak koyalım cümle yeniden başlayacak, birçok satır yazılacak... Sonunda yine nokta ve yeni cümle daha.

Tık...tık...tık...tık... Elimdeki kalemi kafamı koyduğum masaya vurup duruyordum. Artık başım ağrımıyor, ateşim yok ama üzerimde büyük bir halsizlik var. Kafamı kaldırmak istemiyorum mesela. Kafamı sadece masaya koyup boş boş bakmak istiyorum. Kafamın içinde birçok kaygı var hiçbirine cevap veremiyorum. Kendime gelmem gerekiyor. Hemde hemen.

Aklımdan dün geceyi çıkaramıyorum. Ömer Hoca dün benim evimdeydi. Onunla konuşmuştum dakikalar içinde evime gelmişti. Oraya nasıl gelebilir. Benim evim okula çok uzak. Bildiğime göre Ömer Hocaʼnın evi okula yakınmış. Öyleyse nasıl geldi? Yoksa zaten benim evimin önünde miydi? Orada mıydı? Evet evet, öyle. Benim evimin önündeydi konuşmayı bitirince de evime gelmişti. Yoksa adam evinden benim evime ışınlanacak değil ya, değil mi? Açıkçası Ömer Hocaʼnın her hareketi, ağzından çıkan her söz, gözlerini çevirdiği her bir nokta benim umrumda. Kafamın içinde çarklar vardı sanki. Onlar kafamın içinde çalışıyor fakat bir tanesini görevini yapmıyordu. O yüzden kafamın içi çok karışık. Ardaʼdan hoşlanıyorum ama Ömer Hoca aklımdan çıkmıyor üstelik Ardaʼyla arama giriyordu. Mesela beni neden kaldırdı Ardaʼnın yanından? Çünkü kıskanıyor. Benim kimseyle konuşmamı istemiyor. Yoksa bir insan - bu bir de hocaysa - neden birini öpsün! Benim aklıma başka neden gelmiyor. Beni kendi kafasında kurduğu dünyaya almış, kendi dünyamı yok etmişti ve beni kendi dünyasında yaşatmaya çalışıyordu. Artık yorumda yapamıyorum, kendimi artık bilmiyor göremiyorum. Sahi ya kimdim ben?

Okulun iğrenç zil sesi kulaklarımın içini doldururken sol kolumda hissettiğim bir çift elle kafamı sol tarafa çevirdim. Yanıma oturan beyaz tenli kız - ya da vampir - Ravza, yüzüme gülerek baktı.

“İyi misin?” dedi ilgili sesiyle. Bende aynı şekilde gülümsedim.

“Gayet iyiyim.” Tenezzül edipte kıza nasıl olduğunu sormadım.

Kalp Yolu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin