26. Bölüm : Tek Söz, Tek Ses!

52 9 3
                                    

Selaaaammmmmm binlerce yıldızlarım.

Bölüm biraz geç oldu farkındayım. Şimdi lafı uzatmadan sizi bölüme gönderiyorum.

Ha unutmadan, en sevdiğiniz şarkıyı açmayı unutmayın.

Keyifli okumalar diliyorum canlarım.

-

*Üşüdüğüm bu mevsimde şimdi yanıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Üşüdüğüm bu mevsimde şimdi yanıyordum.*



-



Gözlerimi araladığımda üzerimdeki battaniyenin üzerimde değil de benim onun üzerinde olmam nedeniyle oldukça üşümüştüm. Sıkıntıyla dizlerimin üzerine oturduğumda battaniyemi kucağıma aldım. Kafamı tekrar yastığa, kucağımda battaniye ile gözlerimi tekrar kapattım. Sadece bir dakika sonra telefonumun arama sesi kulağıma ulaştığında gözlerimi açmak yerine telefonu aldığım gibi açtım.

“Ben Aslı.” dedim sağa doğru dönerek. Çok uykum vardı.

“Biliyorum.” dedi karşıdaki ses gülerek. Gözlerimi hızla açıp kulağımdaki telefonu çekip ekrana baktım. Allah beni ne yapmasın ya! Doğrulup kafamı aşağıya sarkıttım. Yağmurʼun yatağında olmadığını görünce dudaklarımı araladım.

“Hocam?” diye sordum önce, “Yani Ö...m...er.” dedim zar zor kendimi düzelterek.

“Sanırım uyuyordun?” Sesi oldukça neşeli çıkıyordu. Üstelik rezil olmuştum bana gülüyordu.

“Şey...” dedim saçlarıma daldırdığım ellerimle kafamı kaşıyarak. “uyuyordum.”

“Her neyse unut gitsin. Şimdi hazırlan seni almaya geliyorum.”

“Ne?”

“Kahvaltı yapmadın, değil mi?” Dilimle damağımı şaklatarak hayır demek istedim ki o da beni anladı zaten.

“İyi de bu havada nasıl çıkacağım?” Yatağımdan inip pencerenin önüne geçtim. Dışarıda fena şekilde tipi vardı. Bu kar yağışı düne nazaran daha fazla artmıştı.

“Son olanlardan sonra annem çok hassaslaştı izin almam zor olacak. Dün de...-” derken derin bir nefes aldı ve birden sessizlik kapladı. Karşıdan sesi gelmiyordu sadece nefes alış verişlerini duyuyordum.

“Her neyse,” dedi birkaç dakikanın sonunda. “unutalım. Görüşürüz.” deyip telefonu yüzüme kapattı. Telefonu kulağımdan çekip ekrana bön bön baktığımda yüzüme tokat yemişim etkisi oluşmuştu. Bana kızmış mıydı? Beni anlamamıştı, onunla dışarı çıkmak istemediğimi zannetmişti. Siktir ya!

Ekrana iki kere dokunup Ömerʼi aradım. Telefonu kulağıma koyup telefonu açmasını bekledim oysa hiçbir şey beklediğim gibi olmadı. Telefon dört kere çaldı açmadı. Yedi kere aradım, tenezzül edip de açma gereğinde bulunmadı. Sinirle telefonu tamamen kapatıp yatağa fırlattım. Yataktan inip kapalı olan odanın kapısını açıp odadan çıktım. Salona ya da mutfağa geçmeden önce elimi yüzümü yıkamak için lavaboya girdim. Musluğun sıcak tarafını açıp soğukla da birleşince ılık bir su oldu ve o suyla elimi yüzümü yıkadım. Yüzümü kuruttuktan sonra lavabodan çıkıp mutfağa yöneldim.

Kalp Yolu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin