~Park Chaeyoung~
Telefonum yine son ses çalıyordu. Bakmadan açtım. Jennie, "Geç kalma diye önceden aradım. Seulgi yellozunun ne yapacağı belli olmaz. Neyse uyan hadi. İlk ders Cadıyla." dedi. Kısa keserek, "Tamam." dedim ve telefonu kapattım.
Cadı; bizim kampüsün en zor projelerini isteyen gıcık bir hoca, ama işin iyi tarafı bu hocanın en gözde öğrencisi olmam. Derslerine eksiksiz katılırım ve bütün projelerinden A+ alırım. Yani demem o ki benim için çok da bir cadılığı yok ama diğer bütün öğrencilerin ona karşı bir nefreti var...
Dışarısı soğuk olduğu için sıkı giyiniyordum. Atkımı da boynuma sardıktan sonra aşağıya indim. Bayan Oh'un yanına gidip, "Babam çıktı mı?" diye sordum.
Başını sallayarak, "Evet küçük hanım. Siz de okula gidiyor olmalısınız. Şoförünüz hazır, dışarda sizi bekliyor. İyi dersler." dedi ve önümde eğildi. Bende onun önünde eğildim ve teşekkür edip kapıdan çıktım.
Şoförde önümde eğildiğinde bende ona eğilerek selam verdim. Kahvaltımı okulda edecektim. Arka koltuğa bindim ve kapım kapatıldı. Camdan eve baktığımda, üvey annemin beni izlediğini farkettim. Düşünceli görünüyordu. Son zamanlar da babamda çok düşünceliydi...
Okula geldiğimde kızları kampüs girişinde buldum. Koşarak yanlarına gittim. Jisoo'nniem, "Derse beş dakika kaldı. Hadi sınıfa kadar kahve alalım, yolda içeriz." dediğinde hepimiz onu onayladık.
Ben ve Lisa en küçükler olduğumuz için kahveleri biz alacaktık. Lisa otomata parayı koydu ve bende alttan kahveleri aldım. Elimde ki iki kahveyi unnielerime verdim. Diğer ikisini de Lisa'yla aldık ve içmeye başladık.
Sınıfa girdiğimizde bitmiş kahve tenekelerini çöpe attık ve sıralara yerleştik. Bölüm arkadaşım Jimin bize selam verdi ve arkamıza oturdu. Tatlı gülümsemesiyle Jungkook'da sınıfa giriş yapmıştı.
Jimin ve Jungkook yakın oldukları için birlikte arkamıza oturmuşlardı. Jimin, "Naber kızlar?" diye sordu nazikçe. Gülümseyerek, "İyi, sen?" diye karşılık verdim. O da gülümseyerek, "İyi, ders çıkışı kütüphaneye gidebilir miyiz Chae?" diye sordu.
Ben daha cevap veremeden, Lisa devreye girdi ve "Bilmem, gidebilir misiniz ki?" dedi alayla. Jimin bozuntuya vermeden güldü. Bende hemen gülümseyerek, "Olur, gideriz." dedim. Lisa yine devreye girdi ve "Bende geleceğim." dedi.
Jimin yüzünü buruşturdu ve "O zaman Jungkook'ta gelsin. Dördümüz çalışalım." dedi. Başımla onayladığımda, Profesör Cadı derse girmişti.
Yine bir proje vermişti. Bu proje işletme okuduğumuz için grup çalışmalarının önemini vurguluyordu. Beş kişilik gruplarla, hocanın verdiği konuya göre sunum hazırlayacaktık.
Grupları da Profesör seçmişti. Benim grubumda Jimin, Seulgi, Lisa ve Jungkook vardı. Diğerleri neyse de Seulgi neden ya? Neden? Hep mi beni bulur?!
Jimin ve Jungkook aynı anda gülerek, "Bu iyi!" dediler ve ellerini beşlik babında çaktılar. Bense, "Harika." dedim oflayarak. Kinaye kullanmıştım ve Lisa haricinde onlar anlamamıştı.
Jungkook, "Her neyse, hadi kütüphaneye gidelim." dedi ve ayağa kalktı. Onlar eşyalarını toplarken, benim telefonuma mesaj gelmişti.
Bilinmeyen numara
Herhangi bir şekilde o puştlarla yakınlaşmayı, aklından bile geçirme!
Bu da neyin nesiydi şimdi? Yine Seulgi'nin oyunları... Off gerçekten bıktım!
Jisoo ve Jennie unnielerim, grupları için ayrı şekilde çalışmaya gitmişlerdi. Bense mesajı umursamadan, telefonumu çantama attım ve Lisa'nın koluna girdim.
Kütüphaneye geldiğimizde bir masaya yerleştik ve notlarımızı çıkardık. Ben bilgisayarımı kurarken, bir sorun oluşmuştu. Bilgisayarım donmuş gibiydi. Telaşla, "Bir sorun olmalı." diye mırıldandım.
Jimin, "Ne oldu?" diye sorduğunda "Sanırım bozuldu. Off bütün notlarım içindeydi, ne yapacağım şimdi?" diye yanıt verdim.
Jimin, "Hemen telaşa kapılma, hâllederiz." dedi ve ayağa kalktı. Ayaktayken, arkamdan üzerime eğildi ve bilgisayarımla ilgilenmeye başladı. Çenesi başımın üzerindeyken, kalkmaya çalıştım ama iki eli de etrafımda olduğu için yapamadım.
Lisa bize ters ters bakıyordu. Jungkook'sa sadece gülümsüyordu. Jimin bir anda, "Tamamdır." dedi ve doğruldu. O yerine otururken, bilgisayarımı kontrol ettim. Gerçekten de olmuştu.
Sevinçle "Yaa, çok teşekkürler. Harikasın.!." dedim ve notlarımı açtım. Jimin gülerek, "Biliyorum, e bi yemeği hakkettim herhalde. Hı?" dediğinde güldüm. Gülümseyerek, "Hakkettin. Tamam vizelerden sonra ısmarlarım." dedim ve bilgisayarıma gömüldüm.
Lisa, "Hep bedava yemekler için yapıyorsun bunları, değil mi?" dedi, benim bilmediğim bir öfkeyle. Jimin sakin karşıladı ve "Hayır, arkadaşlığımızı güzel devam ettirmek için yapıyorum. Ne o? Rahatsız mı oldun?" dedi imâyla.
Ben hâlâ anlayamıyordum ama ortam kızışıyor gibiydi. Jungkook, "Lisa, neden soğuk davranıyorsun? Kötü bir şey mi yapıyor?" diye sordu sakince. Onu onaylamıştım.
Lisa, "Yok bir şey." dedi ve notlarıyla ilgilenmeye koyuldu. Bende sıkıntıyla nefes verip, notlarıma yöneldim.
.............................................................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Weird {VRose}
FanfictionChaeyoung, ölmüş olan annesini bir melek kadar temiz kalpli ve iyi biri zannediyordu ama gerçek öyle değildi. Taehyung'a göre ailesini, Chaeyoung'un annesi dağıtmıştı. Ona göre Chae'nin annesi tam bir fahişeydi ve ondan çocukluğunu çalmıştı. Bu düşü...