~Park Chaeyoung~
Elime beyaz bir telefon uzatıp, "Eskisiyle aynı. İçinde eski numaraların da var. O puştların ki hariç. Seni sürekli izliyor olacağım. Sakın canını yakacağım bir şey yapma! Tamam mı?" dedi.
Başımı aşağı-yukarı salladım. Tam arabanın kapısına yönelenecekken elimi tuttu ve beni kendisine çevirdi. Gözlerini kapattı ve çaresizce nefes verdi. Boynunu eğdiğinde, onun neden böyle yaptığını anlamıştım.
Beni gerçekten seviyordu. Bunu anlayabiliyordum ama o benim anneme hakaret etmişti. Geçmişimi bilmek istiyordum, buna da izin vermiyordu.
Beni öpmek istiyordu. Bu, her yerinden anlaşılıyordu. Ama ona istediğini vermeyecektim. Bir an önce eve gidip, babamın gelmesini ve ona her şeyi sormayı öyle çok istiyordum ki...
Elimi kurtarıp, "Umarım görüşemeyiz ve sen ölürsün. Tek dileğim Kim Taehyung!" dedim ve hemen arabadan indim. Koşarak büyük kapıdan içeriye girdim ve telefonla Jisoo unniemi aradım.
Bir yandan da güvenlikçi Bay Oh'a el sallamıştım. Jisoo telefonu açtığında, eş zamanlı olarak yardımcımız Bayan Oh'ta kapıyı açmıştı. Öncelikle ona selam verip, hemen içeri girdim ve Jisoo'yla konuştum.
+Unnie, bu akşam kızları da toplayıp bize gelir misiniz? Burda kalın bu gece. Lütfen, sonra tekrar görüşemeyebiliriz...
-Ne?! Chaeyoung iyi misin? Aklımız çıktı nerdesin sen günlerdir! Off-
+Unnie bak, bunları siz gelince konuşuruz. Akşam üçünüz de gelin tamam mı? Şimdilik kapatıyorum. Görüşürüz...
Telefonu kapattığımda, çantamı da kanepeye bırakmıştım. Yorgunca kendimi de kanepeye bıraktım. Üvey annem karşımda oturmuş, istifini bozmadan kahvesini içiyordu.
Seulgi'de diğer koltukta dikleşmiş, bana öfkeyle bakıyordu. Dertlerini çok iyi biliyordum. Taehyung zengin olduğu için, üvey annem onun Seulgi'yle evlenmesini istiyordu.
Ama Taehyung beni seçince, bütün hayalleri suya düşmüştü ve şimdi de bana düşmanlık ediyorlardı. Gerçi her zaman düşmanlık ediyorlardı da, bu sefer farklıydı tabii. Gerçekten Taehyung, Seulgi'yi zorla sahiplense ve zorla karısı yapsa asla umrumda olmazdı.
O kadar yorgundum ki, onları takamıyordum bile. Seulgi sinirle, "İki saattir arabanın içinde bile salmadın adamı. Ahh seni sürtük. Zengin birini bulunca nasıl da orospulaşıyorsu-" derken öfkeyle lafını böldüm ve "Laflarına dikkat et-" diyorken benim de sözüm kesilmişti.
Babam tüm otoritesiyle içeri girmişti ve "Sakın Seulgi! Bir daha sakın kardeşine küfür etme! Nasıl konuşuyorsun sen öyle! Söyler misin, ihtiyaçlarında nasıl bir eksiklik yaptım da böyle terbiyesizleştin!" diye bağırmıştı.
Seulgi hem utanmış hem de çok sinirlenmişti. Öfkeyle babamın yanından geçip, yukarı çıktı. Babam aynı siniriyle, ayağa kalkmış olan üvey anneme döndü ve "Sen! Sen nasıl yetiştiriyorsun çocukları böyle! Neden müdahale etmiyorsun! Seninle sonra ciddi bir konuşma yapacağım See Bin!" diye çıkıştı.
Sonra bana "Benimle gel Chaeyoung." diyip salondan çıktı. Kanepenin üzerinde ki çantamı alıp, omzuma taktım ve üvey annemi görmezden gelerek babamın peşinden gittim.
*
Hışımla, "Gerçekten baba, bana annem hakkında söylemen gereken bir şeyler yok mu sence de?" diye sordum. Babam çalışma masasının üzerinden birkaç dosyayı kaldırdıktan sonra sandalyesine oturdu.
Gözlüğünü düzeltip bana baktı. Sakin bir şekilde, "Bilmen gereken bir şey yok kızım. Evliliğini biliyorum. Seni tebrik ederim. Taehyung sana iyi bakacaktır." dedi.
Bir yandan gözyaşlarım yanaklarımdan akarken, sinirle "Baba sen ne dediğinin farkında mısın? Kızını o adamdan kurtarmak için bir şey yapmayacak mısın?!" diye bağırmaya başladım. Belki de bir kriz geçiriyordum.
Babam aynı sakinliğini koruyup, "Neden bir şey yapayım? O senin kocan." dediğinde çıldıracak raddedeydim.
Üzgünce, "Baba sen iyi misin? Hı? İlaçlarını getirmemi ister misin?" diye sordum. Bir yandan da ağlıyordum. Sessiz ama hızlı bir şekilde gözyaşlarım yanaklarımdan süzülerek, yere doğru akıyordu.
Babam beni delirten sakinliğine devam edip, "Bak kızım, Taehyung artık senin kocan ve benim sana bir şeyleri aydınlatmam doğru olmaz. Ancak o izin verdiğinde, gerçekleri öğrenebilirsin." dedi.
Omuzlarım düşmüştü. Başımı eğdim ve ağlamamı sürdürdüm. Babam bile onun yüzünden nasıl da değişmişti? Gerçekten Taehyung, zaten üvey annem ve Seulgi'nin gelmesiyle mahvolan hayatımı daha da çok mahvetmişti.
Aklımda gezip duran şeytanın dedikleriyle savaşmayı bırakıp, onu dinledim ve başımı kaldırdım. Katlanmaya çalışarak, "Şirketi kurtarmak için, beni sattın mı baba?" diye sordum.
Şeytan bana günlerdir bunu dürtüklüyordu. Ve sonunda onu dinleyerek, dediğini yapmıştım.
Babam birden şaşırdığında, öyle olduğunu anlamıştım. Sessizliğe gömülmüştü. Hiçbir şey söyleyemeyişinden belliydi. Demek şirket uğruna satılmıştım.
Acıyla gülümsedim. Eş zamanlı olarak gözyaşlarım dökülmeye devam ederken, "Neden baba? Neden? Ben senin için onca şeye katlanmışken, sen neden..." diyebildim.
Canım çok yanıyordu. Kesik ama derin bir nefes almaya çalıştım. Ağlamam şiddetliydi. Burnumu çekerek, "Onunlayken ne kadar canım yanıyor, biliyor musun? Bir psikopata beni nasıl verebilirsin?! Rızam olmadan nasıl?! Sırf beni, seni öldürmekle tehtid ettiği için onunla evlenmeyi kabul ettim. Ne kadar canımın yandığının farkında değil misin? Nasıl bu kadar acımasız ve bencil olursun?! Hiç mi değerim yok baba?!" dedim.
Ağlamam çok şiddetlenmişti. Kolumu yüzüme kapattım ve hıçkırıklarla ağlamaya devam ettim. Kalbime öyle bir sancı girmişti ki, tarifi yoktu.
Babam önümde bitmişti. Bana sarılmaya kalktığında onu ittirmiştim. Bir adım geriye gitmişti. Öfkeyle, "Bir daha sakın bana yaklaşma. Benim senin gibi bir babam yok!" diye bağırdım.
......................................................
Aslında bu hikayeyi bırakacaktım. Yani uzun bir zamandır böyle düşünüyordum. Kötü ve sıkıcı yazdığımı zannetmiştim ama siz ponçik okurlarım öyle olmadığını bana bir kez daha hatırlattınız.
Destek olsanız da olmasanız da hepinize çok minnettarım. Gerçekten çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız~
Yb isteklerinden rahatsız olmuyorum ama ne zaman bölüm atacağımı kendim de kestiremediğimden, onlara cevap veremiyorum. Ama yine de kitabıma olan ilginiz beni çok mutlu ediyor ve eğer ne zaman atacağım belli olursa mesajlarınıza cevap veririm<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Weird {VRose}
FanfictionChaeyoung, ölmüş olan annesini bir melek kadar temiz kalpli ve iyi biri zannediyordu ama gerçek öyle değildi. Taehyung'a göre ailesini, Chaeyoung'un annesi dağıtmıştı. Ona göre Chae'nin annesi tam bir fahişeydi ve ondan çocukluğunu çalmıştı. Bu düşü...