~Park Chaeyoung~
Yine tek bacağımı sarkıtmış, penceremden gökyüzünü seyrediyordum. Yağmur yağıyordu ve üşümem, benim hiç umrumda değildi. Sadece şehrin gürültüsüne ayak uyduruyordum.
Akşam olmuştu çoktan. Telefonum titreyince, çok fena korkmuştum. Mesaj gelmişti.
Jimin
Müsait misin?
Ne demeliydim? Ben daha cevap yazamadan, odamın kapısı iki kere tıklatılmıştı. Uysalca, "Gel." dememle kapı açıldı.
Yardımcı Bayan Oh, nazikçe kapıyı açınca toparlanmıştım. Gülümseyerek, "Aşağıda, babanızın misafiri geldi. Babanız, sizinde gelmenizi istiyor küçük hanım." dedi.
Merakla, "Kim?" diye sordum. Tekrar gülümsedi ve "Neden inip, kendiniz bakmıyorsunuz?" dedi ve ben bir şey diyemeden çıktı.
Elimde ki telefona tekrar baktığımda, bir cevap yazmam gerektiğini düşünmüştüm. Klavyede parmaklarımı gezdirirken, şunu yazdım.
Şu an değil. Seni arayacağım.
Camımı kapatıp, üzerimi düzelttim ve telefonumu cebime atıp aşağıya indim. Merdivenleri koşarak inerken, çoktan salona varmıştım.
Yavaşça salona girdiğimde, arkası dönük bir adam ve babam karşı karşıya oturuyordu. Üvey annem ve Seulgi alışverişe gitmişlerdi. Görünüşe göre henüz dönmemişler.
Salonun girişine birkaç adım kala durmuştum. Babamın yüzü çok gergindi ama beni farkettikten sonra gülümsemeye başladı.
Gülümseyerek, "Gel kızım." dedi. Şaşkınlıkla ilerlemeye kaldığım yerden, devam ettim. Tam olarak babamın yanına gittiğimde, adamın yüzünü görebilmiştim.
Bu oydu. Kim Taehyung. Şirketi batmaktan kurtarıp, sonra da babamı kendi çalışanı hâline getiren kötü adam.
Taehyung denen adam baya sinirli görünüyordu. Bakışlarıyla eziyordu resmen. Dayanamayıp, gözlerimi kaçırmıştım.
Babama dönerek, "Ne oldu baba?" diye sordum. Babam normal davranmaya çalışarak, "Bir şey olmadı kızım." dediğinde diretmeye kararlıydım. Sinirle soludum ve "Emin misin baba?" diye sordum.
Tae girdi araya, "Sorun!" dedi sesini yükselterek. Açıklayacağı şeyin tanımına hazırlanıyor gibiydi. Ayağa kalktı ve dibime girmeye başladı.
Ben heyecanla karışık bir korku yaşarken o, sinirle "Sorun, senin olmadık puştlarla takılıyor olman." dediğinde aklıma gelmişti.
Şaşkınlıkla, "O mesajı sen..." dedim ve sonra sinirle "Hangi hakla?" diye sordum. İyice kızıyor gibiydi. Daha çok dibime girdiğinde babam ayağa kalkarak, "Taehyung," dedi uyarır bir ses tonuyla. Nedense babam, onu uyarırken bile korkuyordu.
Taehyung, babamı itince babam koltuğa geri oturdu. Ağzım açık bir şekilde babama döndüm. Bunu yapmaya hakkı yoktu.
Babama doğru eğileceğim sırada beni bileğimden tuttu ve sıktı. Çok acıtıyordu ve fazlasıyla güçlüydü. Acıdan bir damla gözyaşım düşüvermişti.
Dişlerini sıkarken, "Bir daha, her önüne gelen itle öyle yakınlaşırsan..." dedi ve bir anlığına babama baktı. Sonra tekrar bakışlarını bana çevirdi ve "Baban bu sefer hepten batar." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Weird {VRose}
Hayran KurguChaeyoung, ölmüş olan annesini bir melek kadar temiz kalpli ve iyi biri zannediyordu ama gerçek öyle değildi. Taehyung'a göre ailesini, Chaeyoung'un annesi dağıtmıştı. Ona göre Chae'nin annesi tam bir fahişeydi ve ondan çocukluğunu çalmıştı. Bu düşü...