Weird {24.Bölüm}

2.4K 131 32
                                    

~Park Chaeyoung~

"Kahve?" diye sordum umutla. Benimle hâlâ göz göze gelmemekte ısrar ediyordu ve onun kalbini kırmış olduğum için gerçekten üzgün hissediyordum. Benimle konuşmasını istiyordum ama o sadece projeye odaklanmıştı. Benim için sunu dosyasını bile hazırlamıştı ve saat artık çok geç olmuştu. Sunuyu bitirdiğinde, dosyayı eline aldı ve bana "Hayır." cevabını verdi. Normalde bu saatlerde her zaman kahve içerdi. Ama şimdi...

"Taehyung, yüzüme bakmayacak mısın?" diye sorduğumda yutkundum. Cevabının sert olmaması için dua ettim. Çünkü zaten gözlerim dolmaya başlamıştı ve benimle biraz daha konuşmazsa gerçekten hüngür hüngür ağlayabilirdim.

Dolu gözlerime gözlerini dikti ve buz gibi bakışlarla baktı. "Herneyse kahve yapacağım." deyip birden ayağa kalktı ve hızla mutfağa gitti. Akan gözyaşlarımı sildim ve nefes alış-verişlerimi düzene sokmaya çalıştım.

Yüzümü kapattım ve sakinleşmeye çalıştım. Gözyaşlarımı durdurabildiğimden emin değildim ama durgundu işte. Yüzümü sildim ve bende ayağa kalktım. Peşinden gittiğimde kahve yaptığını görüp, kapının eşiğinde durdum.

Kızarık gözlerimle onu izliyordum. Beni farkettiğinde derin bir nefes aldı ve işine devam etti. Sanki ben yokmuşum gibi davranıyordu ve bu çok kırıcıydı. Ağlamamak için alt dudağımı ısırmaya başladım ve başımı yere eğdim.

Kahve makinasını çalıştırmıştı ve şimdi de kahvenin olmasını bekliyordu. Sırtı bana dönüktü ve kararlı bir şekilde hiç konuşmuyordu.

Gözlerimin tekrar dolmasını engelleyemezken, çok küçük bir mırıltıyla, "Özür dilerim Tae." diyebilmiştim. Burnumu çektim ve gözlerimi kapatıp başımı eğerek bekleyişe geçtim. Sert olmamasını ve beni affetmesini diliyordum.

Kahve makinasının bitiriş sesi çınladı önce. Taehyung'un keskin kokusunu yakınımda hissetmiştim. Gözlerimi açtığımda çok yakınımda olduğunu görmüştüm. Başımı kaldırdım ve yüzüne umutla baktım.

Beni kapının yan tarafındaki sert zeminde, sıkıştıracak kadar yakınıma girmişti. Hâlâ sert bakıyordu. Bense gözlerimle özür diler gibiydim. Yüzü yüzüme o kadar yakındı ki nefeslerim çok kesikti. Kalbim hızlı çarpıyordu ve biraz da korkuyordum. Taehyung'un bu halleri beni her zaman korkutuyordu.

Ağır elini bacağıma koydu ve yavaş ama sert bir şekilde okşamaya başladı. "Ne istiyorsun Chaeyoung?" Soğuk sesiyle sorduğu soru beni cidden ağlatacak derecedeydi ama kendimi tutmaya çalışıyordum. Mırıltıyla, "Gerçekten özür dilerim Taehyung. Lütfen... böyle soğuk olma." diyebilmiştim ve gözyaşlarım akmaya başlamıştı.

Kolumu yüzüme kapattım ve tutmadan ağlamaya başladım. Bu sefer nazikçe kollarını etrafıma doladı ve bana sarılmaya başladı. Kolumu indirip iki elimle onun beline sarıldım ve alnımı göğsüne dayadım. Gerçekten kalbim sancılanıyordu ve sanırım o olmadan ölebilirdim. Bana biraz bile soğuk davransa, hemen nefesizliğimi düşünüyordum.

Beni affettiği umuduyla sarılıyordum ona ve içimden beni asla bırakmaması için dua ediyordum. Bana kızmış olmakta haklıydı. Onun kalbini kırmıştım ama bu çok ağırdı. Canım yanıyordu ve ben bunu durduramıyordum.

Saçlarımı okşayışları ve kulağımın dibinde aldığı nefesler beni sakinleştiriyordu. Bu daha iyi hissettiriyordu. Yanağımı tuttu ve nazikçe yüzümü göğsünden kaldırdı. Gözlerimin içine az öncekinden daha nazik bir şekilde baktığında rahatlamıştım.

Gözleri dudaklarıma kaydı ve eş zamanlı olarak yavaşça dudaklarıma eğilmeye başladı. Gözlerimi kapattım ve dudaklarımın üzerinde ki yumuşak dokuyu hissetmeye başladım. O kadar mükemmeldi ki. Alt dudağımı emmeye başladığında vücudumun ısındığını hissetmeye başlamıştım.

Beni arkamda ki sertliğe bastırdı ve öpüşmeyi daha derin hâle getirmeye başladı. İki eli de kazağımın altında çıplak belimi okşuyordu. Benimse iki elimde onun göğsündeydi ve bu tutkuyla başa çıkmaya çalışıyordu. Midemde ki hissedişler neyin nesiydi, bilmiyordum ama hem çok güzeldi hem de çok tehlikeli.

Dudaklarımdan ayrıldığında hâlâ yüzlerimiz fazlasıyla yakındı ve verdiğimiz nefesler birbirine karışıyordu. Alnını alnıma bastırdığında, bir elimle yanağını okşamaya başlamıştım. Nazikçe, "İleri gitmeyelim." diye mırıldandım.

Baştan itiraz eden ses tonuyla, "Neden?" diye sorduğunda bir elini belimden kalçama indirmişti. Yutkundum ve nefes almaya çalıştım. "Ta-Taehyung... proje... onu bitirmeliyiz sevgilim. S-Sonra? Hm?" Sırıtarak diğer elini yanağıma koydu ve okşarken, "Proje benim için hiçbir şey. Halledebilirim sevgilim. Hadi önce benimle biraz eğlen." dedi ve kalçamda ki elini bel boşluğuma çıkardı. Vücudum çok ısınmıştı ve o da bunu hissedebiliyordu.

Nefes almaya çalışırken gözlerimi kaçırdım ve "T-Taehyung, zor durumdayım... lütfen." diye yalvarabilmiştim. Biraz daha beni arkamda ki sert zemine sıkıştırdı ve "Bende." diye mırıldandı. Bırakmaya niyeti yok gibiydi. Benimse tek düşüncem projeydi ve onun yanında gerçekten zor duruma girmiştim.





.

Weird {VRose}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin