~Park Chaeyoung~
"Özür dilerim. Çok özür dilerim. B-ben bilmiyordum Taehyung..." Gözyaşlarım durmaksızın akıyordu. Vebal, hangi boyutta olursa olsun hep ağır geliyordu. Şimdi de ağırdı.
Gülümsemesi, tavan penceresinden giren ay ışığının parlaklığıyla daha da nahoştu. Ellerimi avuçları arasında okşadı ve nazikçe öptü. Yanağımı okşarken, akan gözyaşlarımın üzerini öptü. Yavaşça sarıldığında, bende kollarımı boynuna doladım.
Yüzümü boynuna gömerek hıçkırıklarımı bastırmaya çalışıyordum. Şu an ondan korkmuyordum. Aklımı kaçırdığım geceyi saymazsak ondan korkmamam bir ilkti. Şu an içimde ağır bir yük vardı ama yine de onun yanın da olmak her şeye değiyordu. Emin olarak bildiğim bir şey; ona aşık olmuştum. Yani sanırım zaten aşıktım ve bunu şu an farkediyordum. Tuhaftı. Çok tuhaf. Yaşadıklarımız ve yaşıyor olduklarımız...
Yavaşça bedenimi ayırdım ve üzüntüyle yüzüne bakarak, "Benden nefret ediyorsun öyle değil mi?" diye sordum. Şu an kırıp dökse, asla sesimi çıkarmazdım. Buna hakkım yoktu.
Hiç solmayan gülümsemesiyle yüzüme yaklaştı. İki eli yanaklarımın üzerindeydi. Benim ellerim de onun ellerinin üzerinde. "Benim nefretimi kazanmak için fazla masumsun. Nefret edebileceğim son kişi bile olamazsın."
Kucağındaydım ve şaşkınca ona bakıyordum. Hâlâ bu geçmiş kokan fabrikadaydık ve o yerde oturuyordu, bende onun kucağında. Bacaklarım belinin etrafındaydı. Bu oldukça güvenli hissettiriyordu.
Şaşkın gözlerim ıslaktı ve tam olarak onun gözlerine bakıyordum. Ağzım belli belirsiz açık duruyordu ve kapatamıyordum. Sadece ona bakmaya odaklanmıştım.
Hafifçe gülümseyip dudaklarıma yaklaştı. Onun kucağında olduğum için, ona üstten bakıyordum. Fısıltıyla, "Sana işlemediğin günahlar için bedel ödetmem bebeğim. Bunu haketmeyecek kadar masumsun." dedi. Kendimden geçiyor gibiydim. Yine de bütün gün sorularımı cevaplayarak anlattığı çocukluğu, bana vebal duygusu hissettiriyordu. Kendimi her şeyin sorumlusuymuşum gibi görüyordum.
Aramızda ki mesafeyi kapatıp, dudaklarımı emmeye başladığında bir damla gözyaşım öpüşmemize karışmıştı. Diğer gözyaşlarım da teker teker karışırken, ellerimi ensesine götürdüm ve ona karşılık verdim.
Sertçe kalçamı sıktığı için ağzının içine inlemiştim ve bu onu kesinlikle çok tahrik etmişti. Ama bunu isteyerek yapmamıştım. Erkeksi bir şekilde hırladı ve daha sert öptü. İnlemem için her kalçamı sıktığında, kendimi tutmaya çalışsam da inliyordum. Bu istemsiz gerçekleşen bir eylemdi.
Nefesim tükenirken, elimi yanağına götürüp okşadım. Yumuşakça, ağzımın içinde ki dilini çıkardım. O da nefesimin tükendiğini anlamıştı. Dilini çıkardıktan sonra son kez narince alt dudağımı emdi ve ayrıldı.
Nefesimi düzene sokabilmiştim. Şimdi ellerini belime sarmıştı.
Acılarını unutturmak isterdim ona. Huzuru vermek. Biraz olsun hafifletebilmek, o kadar çok isterdim ki...
Utanarak, "Ben, sana bir şey söylemeliyim." dedim. Gözlerimi utangaçlık duygusuyla birlikte, gözlerine çıkarmıştım. İlgiyle gülümsedi, "Hm." diye bir ses çıkardı. Aldığım onay sesiyle devam ettim. "Seni seviyorum Taehyung. Bugün... bana bunu farkettirdin. Belki, yani tüm acılarını unutturamasam bile seni mutlu etmek istiyorum. Benden, seni mutlu edebileceğim bir şey iste. Ne istersen yapacağım, söz veriyorum..."
Göz kapaklarını bir saniye yumup geri açarken bile gülümsemesi hiç solmamıştı. İsteyeceği şeyi beklerken, güzel sesiyle konuşmaya başladı. "İstediğim şey..." Sustu. Devam etmesini bekliyordum.
Devam etmeyecek diye düşündüğümde merakla, devam etmesi için "Evet?" diye mırıldandım. Gülümsemesi parlaklaşırken, devam etti. "İstediğim şey, beni sevmendi ve bu da gerçekleşti. Benim yanımda kaldığın sürece, zaten beni mutlu ediyorsun. Kendini suçlu hissetmeni istemiyorum Chaeyoung. Sen üzülürsen bende üzülürüm..."
Lafını bitirdiğinde, yüzü ilgili ve hüzünlü görünüyordu. Yine gözyaşlarıma engel olamazken, boynuna sarıldım. Hızlı sarılmamla hafifçe sarsılmıştı. Güldü ve sırtımı pat patladı. Beni teselli edecek güzel şeyler mırıldanıyordu. Kiraz melodisiydi. Bu melodiyi, piyano çalarken ben ortaya çıkarmıştım ve belli ki o, bunu da biliyordu. Gözlerimi yumdum ve muhteşem tınıyı dinledim. Bir ses, hayatım da hiç bu kadar muhteşem hissettirmemişti...
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Weird {VRose}
Fiksi PenggemarChaeyoung, ölmüş olan annesini bir melek kadar temiz kalpli ve iyi biri zannediyordu ama gerçek öyle değildi. Taehyung'a göre ailesini, Chaeyoung'un annesi dağıtmıştı. Ona göre Chae'nin annesi tam bir fahişeydi ve ondan çocukluğunu çalmıştı. Bu düşü...