"Naptın sen albrertoo" .
Telefonumu hızla elinden çekip annemin yuzune telefonu kapadim . Şimdi nasıl toplayagim durumu . Mal alberto sen niye telefonumu açiyosunki , tamam aç ama annemin telefonunu açmak nedir ya.
"Ne yaptım ki ben ? , telefonun çaliyodu açtım " . Içimden iyi bok yedin derken sadece ;
"Ne dedin ? " diyebildim.
"Turkçe konuşuyordu bende türkçe merhaba dedim " .
Ayy allahim bide merhaba demişş.
Telefonu elimde çevirirken yalan ariyordum . Buldumm diye küçük bir çıglık attıgımda alberto ve fidan gozlerini bana dikmişlerdi .
"Ne buldun " diye lafa girdi fidan .
"Telefonumu cafede kaybettim alberto buldu sonra gidip telefonumu bıraktıgım yerden aldim.
Nasil yalan ama ? " dedigimde fidanin gozlerinin parladiginin farkındayım ve bu bana zafer kazanmis gibi hissettirdi . Trajikomik aslında , yalan soyluyorum yalanıma inandıklarında mutlu oluyorum . Yaşasın tam bagımsız ruh hastalari . Bu bizim fidanla kullandıgımız bir cumle . Fidanla yaptıgım mallıklar saymakla bitmez . Bi keresinde fidanla sınıfımizda küçuk bir depresyon köşesi hazırlayıp 1 gun boyunca orda oturmuştuk , tabi bu albertoyu bulmadan onceydi . Bi anda kahkahalarla gulmeye başladıgımda albertonun şaşkın bakışları ile karşılaştım , fidan alışıktı bu hallerime sadece gozlerini devirmekle yetindi ve konuşmaya basladı.
"Aslı neden guluyosun ? "
"Fidan geçen seneyi hatırladın mi ? , hanı senle mandalina 3 kilo yemiştik ." Geçen sene ki albertonun yuzunden girdigim depresyon ile 1,50 kg mandalin yemiştim . Neyse o gunler geçti şükür .
Albertonun sesini duymamala ona dönmem bir oldu bana mal mala bakıyordu . Haklı ama ne konustugumuzu anlamiyoki ."Hadi gezelim " dedigimde ingilizce konuşmuştum , malum alberto türkçe bilmiyor .
"Aslı şakamı yapıyorsun ?" . gözlerini koca koca açmış bana bakıyordu alberto . Şaka degildi yani , niye bukadar şaşırdı ki . Aslıda haklı daha yeni hastaneden çıkıyorum . Tamam biraz saçmaladım galıba bakışları atarak albertoya bakarken o gözlerini gözlerimden bi saniye bile ayırmıyordu . Çok dikkatli bakıyordu ve oldukça tatlı bakıyordu . Bakışı bile yetiyordu . Allahım ben ne saçmalıyorum diyerek tüm düşüncelerimi duman ettim .
"Tamam eve geçelim biz fidanla yarın gezeriz " . Ama gitmek istemiyorumm . Onun yanından ayrılmak istemiyorum .
Eve ulaştıgımda annemin ahiret sorgusundan kolayca sıyrılıp odama daldım . Yumşacık yatagım beni bekliyordu , daha gündüz vakti olmasına ragmen yataga yatar yatmaz uykunun o sıcaklıgına dalıp gitmiştim bile .
Annemin odaya girip bana endişeli bakışlarını yollayarak iyi misin dedi , pek iyi gözukmedigimin farkındayım ama gine yalana başvurarak kafamı olumlu anlamda salladıgımda tabikide bana inanmayarak yanıma geldi ve anlıma elini koydu .
"Ateşinde yok ama solgun gözukuyosun ". Haklıydı gerçekten neden solgun gözüküyordum . En iyissi uyuyup yarına kadar dinlenmek .
Gözlerimi açtıgımda hava karanlıktı elimle telefonumu yokladıgımda yerinde bulamadım , ani bir refleksle yerimden fırlayıp telefonumu aramaya başladım .
"Buldumm" attıgım sessiz çıglıgı inşallah kimse duyamamıştır umuduyla telefonumu yatagın altından çıkardım .
Saat 04:34 aboo ben nasıl uyudum bukadar . Cin gibiyim yeni uyanmama ragmen , allah bilir kaç saat uyudum . Sabah albertoyu gezdirecegim . Telefonumu alıp facabookda gezmeya başladım. Nee bügün albertonun dogum günümüü . Facabookta baya yazıyoo bügün albertonun dogum günü . Kutluyanlar bile olmuş hatta iki gerizekalı tipli kızda kutlamış . Pislikler bide kalp koymuşlar . Albertoyu güzel bi süprızle uyandırmayı planlıyorum . Sabah 6 da pasta ile kapısına dayanmak mükemmel bi fikir bence . Evett 6 ya kadar vaktim var dolabın kapagına yapışarak kıyafetleri yıgmaya başladım . Sonunda yıgınıın içinden zorlukla çıkardıgım siyah pantolonum ve bu yıgının yüzünden kırış kırış olmuş zavallı gömlegime baktım . Gömlegi ütülemem 30 dk sürdü , biiraz beceriksizim bu konuda zaten evde ütüleride annem yapar . Tüm işlerim bittiginde odada tur atmaya başladım saat 6 yı gösterdiginde evden çıktım . Allahtan kaldıgı oteli falan sormuştum önceden .
Uzun ugraşlar sonucu açık bi pastene bularak içeri daldım , pastayı neli severdi acaba ben kakolu severim ama o neli sever ki ? Kakolu pasta yemeyen yoktur herhalde diyerek kokulu küçük tek kişilik pastayı ve küçük mumları satın alarak otele dogru yürüdüm .
Otelin büyük girişinden adımımı atarken wooww dememek için zor tuttum kendimi , dekarasyon süperdi . Repsiyondan odanın numarasını ögrenip asnsöre bindim , asansor korkum var ama aşırı degildi .
8.Kata ulaştıgımızda tek tek numaraları kontrol ediyordum ve buldumm . Kapıyı çalmadan önce pastayı küçük kutusundan çıkarıp mumları yaktım ve kapıya vurmaya başladım .
Kapıyı açınca şaşırdıgının farkındaydım pastayı kaldırarak ona uzattım gülümsemem tüm suratıma ulaşırken o gülümsemiyordu bilee .
"Alberto iyiki dog... " . Lafımın devamını getirirken arkadan gelen kız sesi kelimelerin bogazıma düzesini sagla , içimde yangın varmış gibi acıyla kıvranıyordum resmen . Elimdeki pastananın yere düşmesi ile . Elimi hızlıca kaldırıp albertonun o pürüzsüz yanagına sert bir tokat indirdim , Hiç bir tepki vermeden sadece gözlerimin içine baktı . Eli yavaşça yanagına giderken arkadaki sürtük anlamayan gözlerle bizi izliyordu . Gözlerimin yandıgını hissedebiliyordum ama aglamayacaktım şu sürtügün ve albertonun yanında kendimi güçsüz göstermeyi istemezdim . Koşarak asansöre dogru giderken kolumu kavrayan el duraklamamı sagladı . Bu albertoydu ne yüzle bana dokunabiliyordu ?
"Bırak kolumuuu " bagırarak konuşmaya devam ederken beni sarstı ve konuşmaya başladı .
"Aslı bi dinle açıklama yapabilirim " . Ne açıklamsı lan neyin açıklaması . Şuan onun sesini duymam bile sinirden kudurmamaı saglarken onunla karşılklı konuşmamın hiçte mantılı olamadıını belirterek koşmaya devam ettim . Bu sefer arkamdan gelmiyordu sadece mal mal bakıyordu . Bir yandan işime gelsede peşimden gelmemsi benim dahada kırılmama neden olmuştu . Böyle bişey yapacagı aklımın ucundan dahi geçmemişti . Çünkü ona güvenmiştim , hemde delicesine .
Unutmak en iyisidir bazen , en can alıcısı en zorudur ama . Bazen delicesine severken unutmak istersin unutumaya çalışırsın unutamazsın canın yanar .
İhanet hiç beklemedigim ama dayanılmaz bir acıya kapılamamı saglayan , delicesine sevgimin içine sıçan şey .
Artık alberto diye birisini tanımıyorum onu hala seviyorum ama bu kadarını kabul edemem , Albertonun 1 haftadr ne yüzünü görüyorum nede sesiniduyuyorum .
Sesini özledim , huzur veren mavi gözlerine bakmayı özledim , onu özledim .
1haftanın her günü günde 20 -30 kez aradı ve yüzlerce mesaj attı . Nemi yaptım en sonunda numarasını engelledim . Mesajları açamaya cesaret edemedim . 1 Hafta boyunca sadece yemek yedim her dakka . Fidan 2 gün bizimle kaldı annesinden izin alamayınca gelemedi . İlk üç gün alberto binanın önüne geldi sattlerce odamın camına baktıktan sonra gitti .
Hergün geldimi diye camın kenarından ayrılmıyordum . Onu çok özledim ama onunla konuşamam bundan sonra . Benimde bi gururum var sonuçta . Onu görmeyede görmemeyede katlanamıyorum . Kalbım ayrı aklım ayrı şeyler fısıldıyordu . Karmakarışık hissediyorum , daha ona yürügimde söyleyemedigim sözlerim var . Kapanmayan bi yara gibi .
Ama ne olursa olsun onu AFFETMEYECEGİM ....
Umarım begenmişsinizdir sınav haftasında anca bukadar oldu .
SİZCE ASLI ALBERTOYU AFFEDECEK Mİ ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
...TURİST...
Romanceilk görüşte aşk mı ? . Aşka tamamen uzak olan aslı için ilk görüşte aşk , hemde en olmaz kişiye , bir turiste aşık olmak .