24. Bölüm

482 35 19
                                    

Çok büyük bir aptallık yapmışım . Bunu nasıl yapabildim hem ona hemde kendime nasıl bu kadar acı çektirebildim . Kendime çok kızgınım , albertoya nasıl davranmalıyım onu bile kestiremiyorum . Cidden ne yapacagım ? ben albetodan özür beklerken benim özür dilemem gerektigini anlamam pekte uzun sürmedi . Ne kadar mal ne kadar gereksiz insanım ben ya , kendime içimden küfürler savururken albertonun gözlerini 1 saniye bile kırpmadan izledigini fakettim . Şuan yaptıklarımdan öyle çok utandım ki . Degil gözlerine yüzüne bakmaya dahi cesaretim yok . Ayagımın yarasını unutarak ani bir hareketle kalkıyordum ki mal gibi ayagımı masaya çarptım ama bu sefer çok daha fazla agrıdı .

Ayagımı tuturak koltuga tekrardan yerleştim . Alberto çoktan beni azarlamaya başlamıştı bile . Buna dayanamıyorum işte , ona yaptıgım bunca haksızlıga , saçmalıga ragmen halen beni düşünmesi ...

Ondan hemen özür dilemeliyim , tabi ne işe yararki . Adamın annesi ölmüş onun için gitmiş ben ona destek olacagıma anlayıp dinlemeden onu terk ettim .

"Alberto ben öz- "

"Aslı birşey söyleme sadece pamuk ve yara bandının yerini söyle "

"Banyodaki çekmecede banyoda koridorun sagındaki oda " .

Elindeki yara bandı ve pamuk la hızlı adımlarla odaya girdi . Parmagımı yavaş yavaş ıslak pamuk ile temizlemeye başladıgında gözlerimi ondan alamıyordum . O harika biri , mükemmel bi kişiligi var en önemliside benim gibi degil , malca gurur yapmıyor ve insanlara her zaman ikinci bir şansı tanıyor . Onu seviyorum hemde çok .

Yara bandınıda düzgünce yapıştırdıktan sonra elindeki pis pamukla beraber odadan çıktı . 5 -10 dakika boyunca gelmeyince meraktan yerimde duramayıp banyoya gittim ama burada yoktu . Gitmiş olamaz , şuan ona ihityacım var , ona dilemeyemedigim bi özürüm ve dinmek bilmeyen bi özlemim var . Ayrıca kapı seside duymadım evde olmalı . Parmagımın acısını umursamadan hızlı adımlarla mutfaga dogru yürüdüm .

Karşımda omlet yapmaya çalışan beceriksiz albertoyu görmem gülümsememi sagladı . Mutfagın dagılmamış tek bir köşesi bile yoktu , olsun dagıtsın ben burayı toplamaya bile kıyamam onun dagıttıgı için . iç sesimle sohbeti koyulaştırken albertonun bakışları beni buldu . Sonunda farkedebildi .

"Sırıtmada gel yardım et ". Daha fazla kendimi tutamayarak kahkahalarla güleye başladım .

Elindeki tahta kaşıgı sallayarak konuşmaya yarı güler bir şekilde devam etti ;

"Aslı bak bida gülersen çok kötü olur , elimde kaşık var bi terslik çıkacak "

Kahkahalarımın içinde bogulurken albertoda bana eşlik etti , 1 Yıllık gülme kotamı doldurdum .

"Tamam bu kadar gülmek yeter " . Bu çocuk bi anda nasıl bu kadar ciddileşiyor ? .

"Aslı hadi yardım et artık "

"Tamam ne pişiriyorsun ? "

"İspanyol tortillası "

"O ne ? "

"Patates ve yumurta yı karıştırıp pişiriyorsun tortilla oluyor " . Kafamı onaylar şekilde sallayıp tezgaha yaslanıp onu izlemeye koyuldum . İçimden kahkaha atarken albertonun büründügü ciddiyete bürünmeye çalışıyordum ve galiba beceriyordum da . Tortillaymış hahahaha bildigin patatesli yumurta .

"Yumurtaları verir misin ? " . Dolabı açarak 3 tane yumurta çıkardım , yeter herhalde . Yumurtayı özenle kırıp çırpmaya başladı . Allahım bu çocukta her özellik var sanki , o yumurtayı ben kırsam kesin kabuk düşürmüştüm . Becerikli çocuk .

Patestelerin üzerine yumurtaya döküp iyice pişirirken ben çoktan kahvaltı tabaklarını çıkartmıştım bile . evde herşeyden sadece 2 tane var , e normal ögrenci evi burası .

Yaptıgı yumurta cidden nefis görünüyordu .

"Çok güzel gözüküyor , bunu gerçekten senin yaptıgına inanamıyorum" . Kurdugum cümlenin üzerine gülümsemesi tüm suratına yayıldı . Böyle çok tatlı oluyor ya , içimden yanaklarını sıkmak geldi ama olmaz . Saçma düşüncelerimi aklımdan savarak yumurtamdan bi lokma aldım .

"Wooww muthiş olmuşş , tarifini ver çabuk " .

Gerçektende tadı çok güzeldi normal patetesli yumurtalar gibi degildi çok güzeldi , belkide alberto yaptıgı için oyle geliyordur ama çok güzeldi .

"Tarife gerek yok sen ne zaman istersen ben sana yaparım " .

Duygulandım bi an aglayacagım sandım . Gülümseyerek gözlerinin içine bakmaya başladım . Gözleri ne kadar da güzel , renklerin içinde boguluyorumm her zaman . Her tonuyla çok güzel ve çok etkileyici . Şuan özür dilemek için en uygun zaman ;

"Alberto ben çok özür dilerim "

"Dileme aslı "

"Ben çok üzgünüm , annen öldügünde senin yanında olamdıgım sana destek olamadııgım için ". Sözlerimle gözlerinin dolması bir oldu . Kahretsin yine pot kırıdm , annesinin ölümü onu çok etkilemiş olmalı .

Gözlerinden düşen o bir damla yaş sanki kalbime düşen 1 damla kezzap gibi acıttı . Onun aglamasını görmek çok tuhaf hissettiriyor . Benim yüzümden aglıyor ona annesini hatırlattıgım için aglıyor . Elindeki çatalı bırakarak elleri ile yüzünü kapadı . Bende elimdeki çatalı bırakarak hızla su doldurup albertoya uzattım .

"Dinlemek ister misin ? "

"Neyi anlamadım , alberto al artık şu suyu da " . Elimdeki suyu alarak bir yudum aldıktan sonra masaya koydu .

"Annemin ölümünü " . Annesinin ölümümü ? , bunu anlatmasını beklemiyordum , belkide anlatacak birine ihtiyaç duymuştur

"Anlatmak istedigine emin misin ? "

"Evet aslı . Annem son 2 yıldır kansermiş bunu benden ve babamdan sakladı , bize birşey anlatmadı , kendi başına mücadele etti , bizi mutsuz etmek istemedi , son günlerinde yanında olamadıgım için kendimi okadar suçlu hissediyorum ki . Onun öldügü gün ben uçaktaydım , Annemin hasta oldugunu ögrenir öğrenmez yola çıkmıştım ama yetişemedim onu son kez görmedim ".

Konuşmasını bitirdiginde gözlerinden iki damla daha yaş süzüldü . Oturdugum yerden kalkarak albertonun sandalyasının yanına diz çokerek elini tuttum .

"Aglama " diyerek bende aglamaya başladım . Alberto aglamayı keserek bana şaşkın şaşkın bakmaya başladı .

"Aslı sen neden aglıyorsun ? "

"Senin aglamana dayanamıyorum , ki ben filmlerde bile oyuncular aglayınca bende aglıyorum . Birinin aglamasına dayanamıyorum özelliklede senin " .

"Aslı seni seviyorum hemde ölebilecek kadar çok . Senin olmadıgın zamanlarda sanki hayatta degil gibiydim seni görünce hayat buldum . Ben kurumuş bir agaçtım sen ise yaz yagmurumdun her seferinde bana hayat verdin , beni mutlu ettin . "

"Beni birdaha hiç bırakma , git desem bile gitme , bir daha beni sensiz bırakma "

"Artık istesende bırakmam "

"Bende seni bırakmam , özür dilerim alberto "

OKUYUCULARIM NERESESİNİZZ . VOTE VE YORUM HALAN ÇOKK AZ YAPMAYIN BÖYLE , ÜZÜLÜYORUM ...

...TURİST...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin