Hayatım boyunca hep kaçtım kendimden. Düşüncelerimi susturmak her zaman yorucu oldu. Taehyung'un kurduğu cümle yüzünden tüm gece uyuyamamıştım. Kaçmaya çalıştığım çoğu şey zihnime süzüldü. Gece üç.
Çocukluk anılarım çok mutlu değil.
Kurduğu bu cümle beni sarstı çünkü çocuklukta yaşanan her şey geleceğe yeni bir adımdı ve o zamanlarda olan hiç bir şeyi unutmuyordun. Onun ne yaşadığını bilmiyordum ama ilk gün tanıştığımızda ağlamak istememe neden olan şeydi bu. Hüznünü hissetmiştim. İliklerime kadar. Çünkü bir insanın yorgunluğu ilk gözlerine yansırdı.
Dünyanın en üzgün melodisini fısılda bana Taehyung. Senden bir eksiğim yok. Hissediyorum. Biz aynıyız.
Herkesin gülerek hatırladığı ve her zaman geri dönmek istediğini söylediği şeydi çocukluk. Bense çocukluğumdan koşarak uzaklaşmaya çalışanlardandım. Huzur arayan bir çocuktum. Annemle babam sabahlara kadar kavga ederdi. Geceleri ağlamaktan uyuyamazdım. Annemin yanına gittiğimde beni kollarına alıp sakinleştirmesini beklerdim. Bu hiç olmadı. Büyük bir kavgadan sonra babam evi terk eder, annem sayamadığım kadar çok alkol şişesini masaya yığardı. Bense annem yığılıp kalana kadar onu izlerdim. Doğru düzgün uyumadan okula gider derste uyurdum. Öğretmenim okula ailemi çağırdığındaysa annem bütün sinirini benden çıkarır sanki tüm gece keyfimden uyumamışım gibi bana bağırırdı. Babamsa oldum olası buz gibiydi. Göz göze geldiğimizde gülümserse bütün gün sevinçten evde zıplardım. Heba edilmiş bir çocukluğum vardı. Bütün bu yaşananlardan dolayı erken büyümek zorunda kalmıştım. Annem genel olarak mutsuz biri olduğundan ondan istemek yerine bir çok şeyi kendim yapmaya çalışırdım. Mesela her gece baş ucumdaki, alarm kurulu saati kontrol ederdim. Okul için sabahları hep tek başıma uyandım ve beslenme çantamı kendim hazırladım. Eve geldiğimde evde doğru düzgün bir şey olmazdı. Kendimce bir şeyler hazırlar yerdim. Yanlışlıkla elimi kesip ne yapacağımı şaşırdığım anlar bile oldu. Sessiz sessiz ağlarken elime saracak yara bandı arardım. Annemede babamada bu anlar yüzünden hep kızgın kaldım. Ne zaman çocuk parkına gitsem hâlâ içim ürperir. Çünkü ben parkta geçirmem gereken zamanları büyümeye çalışarak geride bıraktım. İçimdeki kırık beni onlara karşı buz gibi yaptığında geri dönmek için çok geçti. Sonra annem ve babam kendini bir parça topladı bazı şeylerin farkına vardılar. Sonrada baskıcı dönemleri başladı. Derslerim ve hayatım üzerindeki gereksiz baskıları bana hep yapmacık geldi çünkü belirli bir yaşa gelene kadar yanımda olmayan insanların şimdiki varlıkları beni mutlu etmekten çok uzaktı. Sonra yine ben suçlandım. Asi olmakla, değer bilmemekle.
Derin bir nefes alıp düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım. Ne zaman bu kadar çok düşünsem o küçük halimi bulmak ona sıkı sıkı sarılıp ihtiyacı olan sevgiyi vermek istiyordum. Yapamayıncada ruhum sıkışıyor ağlıyordum. Ağlamak neyi çözerdi ki? Hiç bir şeyi.
Kalkıp odanın camını açtım. Boğulmak istemiyorsam biraz temiz havaya ihtiyacım vardı. Camdan içeri süzülen oksijen bana yeterli gelmediğinde odamdan çıktım. Kapıdan çıkar çıkmaz gördüğüm gölge bir adım geri çekilmeme sebep oldu. Daha sonra evde Taehyung'un olduğunu hatırlayıp ona doğru ilerledim.
"Neden uyanıksın?"
Benden önce ona sormak istediğim soruyu bana yönlendirdiğinde gözlerimi kaçırdım.
"Uyku tutmadı hava almak için balkona çıkacaktım. Sen neden uyanıksın? "
Ellerini saçlarının arasına geçirip geriye doğru attı.
Tekrar tekrar geçmişi düşünmeme sebep oluyorsun. Neden?
"Ben de uyuyamadım. Su içmeye çıkmıştım. Su içip balkona yanına gelirim."
Kafamı sallayıp adımlarımı balkona yönlendirdim. Balkona çıkmadan önce koltuğun üzerinde olan poları üzerime örttüm. Gecenin soğuğunda donup hasta olmaya hiç niyetim yoktu. Balkonda yerde duran minderlere henüz oturmuştum ki poları kaldırıp altına giren Taehyung bana döndü.
"Hava buz gibiymiş."
Kafamı sallayıp onayladım. Soğuktu ama soğuğu severdim. İliklerime kadar işler yaşadığımı hissettirirdi. Bazen yaşadığımı hissetmeye ihtiyacım oluyordu.
"Kafana takılan bir şey mi var? Düşünceli gözüküyorsun. "
Düşüncelerimle boğuşmayı yeni bırakmışken sorduğu soru yeniden beni düşünmeye itti.
Yapma Taehyung seni daha doğru düzgün tanımıyorken her şeyi anlatmak istememe sebep olma.
"Yok. Sadece sen çocukluktan bahsedince kendi çocukluğum geldi aklıma. Düşünürken baktım saat üç olmuş."
"Uykusuzluğuna sebep olmak istemezdim bak üzüldüm şimdi."
Tamamen ona döndükten sonra bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Yakışıklıydı. Çok yakışıklıydı. Güldüm.
"Senin yüzünden değildi. Ara ara düşüncelerimde boğuluyorum."
Yüzüne samimiyetten uzak bir gülümse koydu. Gözlerini kapatıp yüzünü havaya doğru kaldırdı. Tıpkı ilk tanıştığımız, yıldızları izlediğimiz gün gibi.
"Galiba sen de mutsuz bir çocukluk geçirdin?"
Baştan beri biliyormuş gibi konuştu.
Sen de mi hissettin bazı şeylerin aynı olduğunu?
"Sayılır."
Ben de onun gibi gözlerimi kapatıp kafamı geriye yasladım. Sabaha kadar gökyüzünü izledik. İhtiyacımız olan tek şey buymuş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just One Day || Taehyung
Fanfiction"Bizim fon müziğimiz nefeslerimiz." - Dünyanın en üzgün melodisini fısılda bana. 16.12.19 - 3.5.20