Taehyung
-
Uzun uzun konuş benimle. Hiç susma. Çünkü senin sesin her şeyi susturuyor Mi Sun. Ben kaçmakta olduğum bütün her şeyi unutuyorum. Çocukluğumu unutuyorum, annemi unutuyorum, babamı unutuyorum. Kendimi unutuyorum.
Seni ilk gördüğüm gün aramızda bir şeyler olacağını hissetmiştim. Han nehrine doğru 'Mutlu olmak istiyorum.' Diye bağırışın tüylerimi ürpertti. İlk defa bir insanın mutlu olmaya bu kadar ihtiyacı olduğunu hissettim. Hayatımda saf mutsuzluk var benim. Mutluluğun kırıntılarıyla besleniyorum. Seni öyle görünce o kırıntılarıda sana vermek istedim. Yanına gelmek istedim. Bir gün diğer insanlar gibi sıkıntılarından kurtulacağını ve mutlu bir yaşantı süreceğini söylemek istedim. Sana doğru yaklaşıpta gözlerindeki hüznü gördüğümde durdum Mi Sun. Alev alev yanıyordu gözlerin. Sen de tıpkı benim gibiydin. Sessiz, yalnız, çaresiz. Uzaktan bile fark ederdim yalnız olmak istemediğini. Dışarıdan bakan gözler için güçlü bir karakterdin belkide. Ama ne kadar zayıf olduğunu gördüm ben senin. Yaşamaktan ne kadar bunaldığını. Bağırdıktan sonra sessiz sessiz ağladın. Beni en çokta o kırdı biliyor musun? Bir çok insan sadece ilgi çekmek için ağlar. Bağıra bağıra. Fark edilmek için. Sessiz ağlayanlar hayattan umudunu kesenler olur genelde. Şimdiye kadar yokmuş gibi yaşamış ve böyle yaşamaya devam etmiş.
O gün seni bırakıp kaçtığım için, neyin var diye sormadığım için vicdanım hiç rahat olmadı. Bu yüzden her gün aynı saatte Han nehrine gittim. Üçüncü günün sonunda seni orda görünce ne yapacağımı şaşırdım biliyor musun? Sen trabzanlardan tutunup aşağıya sarkarken az kalsın telaşlanıyordum. Korkman gerekirdi. Ama senin yaptığın tek şey zevk alıyormuşçasına rüzgarı yüzünde hissetmekti. Banklara oturup yıldızları seyrettiğinde senin gibi hissedebilmek için ben de yıldızları seyretmeye başladım. Seninle aynı hisleri paylaştığımı neden düşündüm?
Sende o an özgür hissettin mi? Her şeyi yapabilecek gibi? Tekrardan yaşayabilecek gibi?
Aynı okulda okuduğumuzu fark ettiğimde okula gidipte seni daha önce fark etmediğim için ilk defa kızdım kendime. O günden sonra bir kasırgaya bıraktım kendimi Mi Sun. Sonsuz bir kasırga. Sana karşı bir şeyler hissetmeye başladığımı fark edince korktum. Çünkü ruhum hastalıklı benim. Belkide asla iyileşmeyecek kadar kötü. Senide siyaha boyama düşüncesi beni korkuttu.
Gözlerinde tanıdık şeyler gördüm. Hissettiğim şeylerin karşılıksız olmadığını biliyorum. Ruhlarımız çırpınıyor bizim. Sana baktığımda gözlerimden akan o yoğunluğu hissedemiyor olamazsın.
Okula geldim. Beni deliler gibi her yerde aradığın o gün gözlerim üzerindeydi. Gelemedim yanına. Çünkü beni aradığına emin olmama rağmen beynim yanına gitmemi engelledi.
Hayatındaki herkes mahvoldu. Seninle birlikte başka kimseyi mahvetme diye fısıldadı.
O gün çok güzel olmuştun.
Eun Hee'in notları sana getireceği gün. O notları alıp sana gelirken daha fazla senden uzak olamayacağımı fark ettim. Kaçsamda kurtulamazdım artık senden.
Aynı gün , kaderin bir oyunuydu galiba, panik atak geçirdim. Seni ağlattım. Seni ne pahasına olursa olsun sevmeye ve yanında olmaya karar vermişken, seni ağlattım.
Çocukluk anılarım çok mutlu değil dediğimde gözlerinden geçen o hayaleti nerede olsa tanırım.
Seninde benden bir farkın yoktu ki. Seninde elin yüzün toz içinde kalmıştı. Sen de debelenip duruyordun geçmişte.
Uyuyamadım. Kendime üzülmem gereken o günde senin küçük halin peşimi bırakmadı. Ben belki bir şekilde göğüs germiştim her şeye. Senin o küçük halinin korkunç şeylerle uğraştığı gerçeği beni uyutmadı.
Jungkook'un evinde çok konuşmak istemedim çünkü seni izlemek konuşmaktan daha güzeldi. Her hareketini izledim çünkü her hareketini ezberlemek istiyorum Mi Sun. En ufak davranışından ne demek istediğini anlamak istiyorum.
Yarım geçen çocukluklarımızı birbirine katıp tüm yapalım istiyorum. Yanımda kal. Bir gün gidecek olursan bunu söyleyecek cesareti bulamam. Bu yüzden ben söylemeden anla beni.
Sessizliğimi dinle.
Yanımda kal.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just One Day || Taehyung
Fanfic"Bizim fon müziğimiz nefeslerimiz." - Dünyanın en üzgün melodisini fısılda bana. 16.12.19 - 3.5.20