Montumu hızla giyip kaşkolümü hızla boynuma doladım. Evden çıkıp kar tanelerinin beni karşılamasına izin verdim. Buz gibiydi. Nasıl oluyorsa en ufak soğukta hemen üşüyordum. Sıcaktan nefret ederdim. Soğuğu sever ama dayanamazdım. Galiba bahar insanıydım. Ellerimi hızla ceplerime soktum ve ısınmaya çalıştım. Jungkook evine çağırmıştı ve hızla oraya gelmemi söylemişti. Sebebini sorduğum zaman eve Jimin'i çağırdığını onunla birlikte Eun Hee ve Taehyung'un da orada olduğunu söylemişti. Önce heyecandan kulaklarım uğuldadı sonra geç kalmamak için koşmaya başladım. Ellerimi birbirine sürterek ısıtmaya çalışırken zile dokundum. Kapıyı Hye Su açıp hızla üstüme atıldı. Bana sıkıca sarıldıktan sonra kulağıma eğildi.
"Seninki de pek bir sıkıcı. Doğru düzgün konuşmuyor bile."
Gülerek benden ayrıldı o an ona cevap verip Taehyung 'un benimki olmadığını söylemek istemiştim ama üzerimizde olan gözler buna müsade etmemişti. Jungkook bana sarıldıktan sonra elleriyle üşümüş yanaklarımı sıkıştırdı.
"Buz gibi olmuş yanakların. Neden bu kadar çabuk üşüyorsun?"
Yanağımdaki ellerinin üzerine ellerimi koyduğumda bizi Taehyung'un dikkatle izlediğini fark ettim.
"Ben de istemiyorum üşümek." Gözlerimi kapattım. "Küçücük burnum kıpkırmızı oluyor."
Gülerek ellerini çekip burnuma vurdu.
"Asla büyümeyeceksin değil mi? "
Gözlerimi büyütüp hızla kafamı aşağı yukarı salladım, bu hareketim odada bulunan herkesi güldürmüştü.
Şu anda Taehyung'un yüzünde minik bir tebessümdüm.
Hızla etrafımda döndüm ve beni güler yüzle karşılayan Eun Hee'ye sarıldım. Jimin'le tanışıp el sıkıştım ve Taehyung'a döndüm. Ne yapmam gerektiği hakkında fazlasıyla kararsızdım, sarılacak kadar yakın değildik ama ben ona sarılmak istiyordum. En sonunda içimdeki karmaşadan kurtulup elimi uzattım. Buz gibi elimi sıcacık eli kapladı ve geri çekerken sıcaklığını bırakmak zor geldi. Eun Hee her zaman ki neşesiyle bana döndü.
"Uzun zamandır vakit geçiremiyoruz Mi Sun. Sizi gerçekten özlüyorum. " dediğinde gerçekten özlediği ses tonuna yansımıştı. Ben de onu özlemiştim ama o her zaman meşgul bir kızdı. Ailesinin tonla sıraladığı isteklerini yerine getirebilmek ve iyi bir evlat olabilmek için canla başla çalışıyordu.
"Bende seni çok özledim. Ama çok meşgulsun." Doğru olduğunu bildiği için başıyla onayladı. Ve yanıma gelerek oturdu. Elini dizime koyduktan sonra Taehyung'a döndü.
"Taehyung oppayla tanışmışsınız."
Taehyung en sonunda kucağına aldığı yastığın püskülüyle oynamaya son verip Eun Hee'ye döndü. Gözlerinde garip bir sertlik, bir uyarı bakışı gördüm ama çok kısaydı. Usulca ikimizde kafamızı salladık.
"Biliyor musun sana notları getireceğim gün o kadar şaşırdım ki."
Taehyung'un boş bakışları masadaki suya kaydı uzanıp suyu aldı.
"Taehyung oppa bizdeydi. Sana notları getireceğimi duyunca seni tanıdığını söyleyip notları bırakmak istedi."
Cümlesini tamamlayınca su içmekte olan Taehyung'un boğazına su kaçmış olmalı ki hızla öksürmeye başladı. Odayı arkadaşlarımızın kıkırtısı doldururken Jimin sırtına vurmaya başladı. Demek ki Taehyung sadece Jimin'le değil Eun Hee'ylede fazlasıyla yakındı. Eun Hee Taehyung'u umursamaz bir şekilde devam etti.
"Çok sıcakkanlı biri değildir. Bu aralar seni görmeye okula bile geliyor. Galiba seni sevdi."
Odadaki kahka sesleri artarken Taehyung ne yapacağını bilemez şekilde ayağını sallıyordu. Bir tepki vermem lazımdı. Duyduklarım boş şeyler değildi. Bu cümleler Taehyung 'un bana karşı bir şeyler hissettiğinin net bir kanıtıydı. Aslında az da olsa fark ettiğim şeyin gerçek olduğunu duyduğumda affalladım. Gözlerim gözlerine değdiğinde odada yalnız ikimiz vardık.
Neden bana böyle hissettiriyorsun Kim Taehyung? Neden sana bakarken bu kadar çaresizim? Neden gözlerindeki hüznü görüp sana sıkı sıkı sarılmak istiyorum ve neden etrafta bir sürü insan varken zamanı senin gözlerinde donduruyorum?
Ona bakarken sesim kahka seslerini yarıda kesti.
"Bilmem bana sıcakkanlı geldi. Ben de onu sevdim. "
İçimi ısıtan bir gülümsemeyi armağan etti bana. O buğulu sesi odada yankılandığında damarlarımdaki basınç artmıştı.
"Evet sevdim Mi Sun'u. İyi biri."
İyi biri miydim? Belki de.
Jimin ortadaki garip havayı bir kenara bırakmak ister gibi Jungkook'a döndü.
"Ee boşverin onları. Acıktım ben Cookie ne yaptın bana?" Dediğinde bir anda bütün dikkat ikimizin üzerinden ayrıldı. Daha sonra bunun için Jimin'e teşekkür etmeliyim çünkü üzerimdeki baskı bir anda azaldı. Yanaklarım fazlasıyla ısınmıştı. Diğerleri gülüşüp eğlenirken ve yemek masasını hazırlarken rahat olmaya çalışmıştım ama olmadı. Çünkü Taehyung'un bakışları gece boyu üzerimdeydi. Ben gülerken, ben yemek yerken, ben suya uzanırken, her an. Bakışlarını üzerimde hissediyordum ama dönüp ona bakma cesaretini bir türlü bulamıyordum. Fazla konuşmadı. Nedenini bilmiyorum ama kelimelerle arası pek iyi değildi sanırım.
Belki de kelimelerin bir işe yaramadığını fark edenlerdendi.
Minik arkadaş buluşmamız sona erdiğinde, herkes birbirine veda edip çok eğlendiğini söylerken ve böyle şeyleri daha sık yapmamız gerektiğinden bahsederken, karşımda insan olmasının nasıl mümkün olduğunu düşündüğüm Taehyung 'u izliyordum. Kusursuzdu. Kelimelerimi kendine hayran bırakacak kadar kusursuzdu. Dışarı aynı anda çıktık. Jimin ve Eun Hee Taehyung'un bana karşı bir şeyler hissetiğini biliyordu bu yüzden önden ilerleyerek bizi yalnız bıraktılar. Arkalarından yavaşça ilerlerken evdeki sessiz Taehyung'u şaşırtan yanımdaki Taehyung neşeyle gülümsedi.
"Bugün çok eğlenceliydi."
Şaşırmış bir ifadeyle döndüm.
"Hiç eğleniyora benzemiyordun."
Saatin geç olması yüzünden boş olan sokakta kahkası yankılandı. Önden ilerleyen Jimin ve Eun Hee şaşkın bir ifadeyle arkalarına dönüp Taehyung'a baktılar.
"Hissettiklerimi belli edebilen biri değilim. Eğlendim. "
Ben de gülümseyerek onayladım. Ellerini cebine sokmuştu ama ona rağmen üşüyormuşçasına daha çok montuna sarıldı. Farklı yönlere gitmemiz gereken yol ayrımına geldiğimizde ona veda ederek el salladım. Arkamı dönmüş ilerlerken aklıma gelen bir düşünceyle geriye dönüp Taehyung'un adını seslendim. Hızlı adımlarla ona ilerledim. Boynumdaki atkıyı çözüp onun boynuna doladım. Şaşkın yüz ifadesiyle orada beklerken tepki vermesine izin vermeden geri dönerek hızla ilerlemeye başladım.
Ben de üşüyordum ama ondan değerli değildi. O zamanlar fark etmemiştim. Ama Taehyung hayatımın merkezinde yerini çoktan almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just One Day || Taehyung
Fanfiction"Bizim fon müziğimiz nefeslerimiz." - Dünyanın en üzgün melodisini fısılda bana. 16.12.19 - 3.5.20