4

419 46 5
                                    

"Kime bakınıyorsun sen?"

Hye Su bana kızamaya devam ederken etrafa bakmaya devam ettim. Okulda görüşeceğimizi söylemişti. Neredeydi?

Her yerde onu arıyordum. Girip çıkmadığım yer kalmamıştı.

"Beni peşinde sürükleyip hiç bir şey söylemeyeceksen gidiyorum ben."

Yönünü değiştirip gitmeye hazırlanırken sonunda dikkatimi ona verebildim, önüne geçip durdum.

"Taehyung'u arıyorum."

Bana şaşkınlıkla baktı. Kendim gibi davranmayı bırakmıştım. Deli gibi okulda tanımadığım birini arıyordum. Sahi bulsam ne diyecektim ki?

"Kafayı yemişsin sen."

İnan bunu söylemesine bile gerek yoktu. Kafayı yemiştim. Elimde olmadan yapıyordum. Onunla konuştuğum günden beri konuşmamız aklımdan çıkmıyordu. Uzun uzun konuşmak istiyordum onunla. Söyleceklerini duymak, cümlelerinin arasında kaybolmak.

"Biliyorum. Lütfen bana sahip çık Hye Su. Yoksa kafayı yiyeceğim. "

Umutsuzca kafamı omzuna yasladım. Elleri belimi buldu ve bana sıkıca sarıldı.

"Çıldıracağım galiba. Ne oluyor anlayamıyorum. Bu ben değilim. Dakikalardır bir aptal gibi onu arıyorum."

Beni kendinden ayırıp dikkatle yüzüme baktı.

"Kantine gidelim olur mu? Bir şeyler ye. Sabahtan beri hiç bir şey yemedin."

Usulca kafamı salladım. Yemek yemek her zaman iyi gelirdi.

-

"Jungkook lütfen mutfağı dağıtma."

Ayaklarımı sürüyerek mutfağa doğru ilerledim. Jungkook moralinin çok bozuk olduğunu söylerek bana gelmişti. Konuyu cidden merak ediyordum çünkü Jungkook'un ciddi olduğu anlar çok nadirdir. Ve ben o anlardan birinin içindeydim.

Bana cevap vermek yerine salona geçti ve oturdu. Arkasından ilerleyip yanına oturdum.

"Neler oluyor?"

Gözlerini bana asla çevirmedi. Derin bir nefes aldı.  Bir şey söylemek için dudaklarını aralayıp geri kapatışını izledim. Gözlerini bana çevirdiğindeyse neredeyse ağlamak üzereydi.

"Gerçekten çok korkuyorum. "

"Neden? "

Hye Su'yu da çağırmak istemiştim. Çünkü Hye Su her zaman benden daha mantıklı ve zekice düşünen biriydi. Ama Jungkook beni engellemişti. Konunun az çok onunla ilgisi olduğunu düşünüyordum.

"Hye Su," dediğindeyse yanılmadığıma emin oldum.

"Aramızda bir şeylerin olduğunu biliyorsun Mi Sun. Hye Su'ya karşı hissettiğim şeylerin karşılıksız olduğunu düşünmüyorum. "

Karşılıksız değildi. Bunu bildiğini biliyordum ama ilk defa dile getirmişti. İlk defa benimle paylaşmıştı. Sadece başımla onayladım.

"Bu durum beni çok korkutuyor. Arkadaşlığımızı mahvetmekten o kadar çok korkuyorum ki. Hye Su benim çok uzun zamandır arkadaşım biliyorsun. Böyle kalmayı denedim ama içimdeki şeyler büyümeye başladığında böyle kalamayacağımızı fark ettim. Elini tutmak istiyorum, öpmek istiyorum, ona sarılarak uyumak istiyorum. Düşüncelerime söz geçirememeye başladım. "

Yani birini seversen düşüncelerine söz geçiremiyormuşsun.

Jungkook'a daha da yaklaşıp sarıldım.

Just One Day || TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin