Jimin nazikçe elini gözümün önünde sallayınca daldığımı fark edip ona döndüm.
"Ah ne diyordun çok üzgünüm. "
Okulun kafeteryasında yalnız başıma oturmuş kitap okurken yanımdaki sandalyeyi çekmiş ve izin almadan oturmuştu. Daha önce sohbet etmediğimiz için benimle bir şeyler konuşacağını düşünmüştüm ama düşünür gibi uzun süre sessiz kaldı ve bu durum benim dalgınlığımla son buldu.
"Aslında seninle konuşmak istediğim bir şey var." Dedi gülümseyerek. Gülümsemesi yüzündeydi ama söyleyeceği şeylerin onu rahatsız ettiği belliydi. Ciddi bakışları gözlerime çıktı ve dudaklarını yaladı.
"Geçen gün olan şeyden yeni haberim oldu. "
Merakla kaşlarımı çattım. Neyden bahsediyordu? Aklıma bir şey gelmeyince ona döndüm.
"Taehyung panik atak geçirmiş. "
Bahsettiği şeyi anlayınca gerilmemem gerekirken daha da gerilmiştim. Neden söylemek istediği şeylerin beni rahatsız edeceğini hissediyorum?
"Ah evet. Taehyung mu söyledi?"
Kafasını sallayarak beni onayladı. Ellerini masaya koyup parmak uçlarını hafif hafif masaya vurmaya başladı. Gerginliğini soluyabilir hale gelmiştim.
"Böyle bir şeye şahit olmanı istemezdim, ona göz kulak olduğun için teşekkür ederim. " Bana minnetle baktı. Önemli değildi. Yerimde kim olsa yapması gereken oydu ve yapardı da. " O an yalnız olsaydı gerçekten kötü olabilirdi."
Yalnız olma ihtimali onu ürpertmiş olmalı çünkü yaşanmamış bir olayın bile onu bu kadar etkilemesi beni şaşırttı. Ne olduğunu neden bu hale geldiğini sorsam rahatsız hisseder miydi acaba? Taehyung'un özeliydi. Sorsamda büyük ihtimalle cevaplamayacaktı o yüzden anlayışla kafamı sallayarak merak duygumu bastırdım.
"Gerçekten önemli değil. Dediğin gibi iyi ki o an yanındaydım."
Elini ensesine atıp düşünür gibi yaptı.
"Aslında şey, bunu söyleyip söylememe konusunda biraz kararsızım ama Taehyung'un ilgisini fazlasıyla çekiyor gibisin. Söylersem kızmaz galiba."
Aslında benimle konuşmuyormuşta kendisiyle konuşuyormuş ve kendisini ikna etmeye çalışıyormuş gibi hissetmiştim.
"Merak etme bahsettiğin şeyi sır olarak saklayacağım. "
Rahatlatmak ve en azından ne söylemek istiyorsa biraz daha hızlandırmak için güvenle konuştum.
"Uzun zaman olmamasına rağmen fazla vakit geçiriyorsunuz yani bunu bilmen iyi olabilir. " derken hâlâ kendisini ikna etmeye çalıştığını görebiliyordum. Usulca kafamı salladım ve bütün dikkatimi ona yönlendirdim.
"Taehyung'un panik atak geçirmesinin sebebi trafik kazası olduğunda yaşanan patlama." Dedi bir an önce söyleyip kurtulmak ister gibi. Anlamadığım için sandalyemi biraz daha ona doğru çektim. Ve boş bakışlarımı ona yönlendirdim.
"Neden patlama olduğu için panik atak geçirdi ki?"
Merakıma yenik düşerek sorduğum soru karşısında pişman oldum çünkü bilmemem gereken şeyler olabilirdi. Jimin'in yanlış bir şey söylemeyeceğine emindim. Taehyung'la konuştuğumda Jimin ve Eun Hee'den bahsederken gözlerinin nasıl parladığını hatırladım. Gerçekten onlar bir arkadaştan daha fazlasıydı.
"Taehyung'un yüksek seslere hassasiyeti var Mi Sun. Gürültülerde rahatsız oluyor. Aşırı yüksek seslerde ,tıpkı patlama gibi, ise panik atağı tetikleniyor ve bayılıyor. "
Bahsettiği mutsuz çocukluk anılarıyla bir alakası olmalıydı.Bu yüzden daha fazla sorgulamadım.Bu kadar açıklama yaptığı için bile Jimin'e teşekkür etmem gerekirdi. Çünkü hakkında devamlı bir merak içindeydim. Sorularımın cevaplarını alamadıkça merak ediyor, merak ettikçe kendi kendime konuşarak ihtimalleri değerlendiriyordum. Bu yorucuydu.
"Genellikle gezmek için gece tenha zamanları seçer. "
Öğrendiğim şeylere şaşırdım desem yalan olurdu. Aslında tahmin ettiğim şeylerdi ama artık emin olmuştum.
"Anlıyorum. Bundan sonra çok daha dikkatli olurum." Güven vermek amacıyla gülümsedim. Karşımda oturan çocuk bunları anlatırken birden güçsüzleşmişti. Omuzları düşmüş, hüzünle dudaklarını sarkıtmıştı. O bile bahsederken bu hale geliyorsa kim bilir Taehyung bunları yaşarken ne çekmişti. Derin bir iç çekip Jimin'e güç vermek ister gibi masanın üzerinde duran elini tuttum.
"Ve bana güvenip bunları anlattığın içinde teşekkür ederim. "
Elinin üzerindeki elimi güç almak ister gibi tuttu.
"Asıl ben teşekkür ederim Mi Sun. Bilmiyorsun ama seni Tanrı yolladı galiba. Taehyung çok uzun zamandır bu kadar iyi olmadı."
Minik bir kıkırdama hediye ettim ona.
"Şaka yapmıyorum gerçekten. Okula uğramazdı, dışarı çıkmazdı. Vampir gibi dolaşıyordu. " Taehyung'un o hali gözümün önüne gelince hoşlanmayarak kafamı salladım.
"Son zamanlarda bizimle sohbet etmeye başladı. Okula geliyor ve seni görmek için dışarı çıkıyor. "Derin bir nefes alıp kafasını bazı şeyleri unutmak ister gibi silkeledi.
"Ona gerçekten iyi geldin. "
Elimi daha sıkı tuttu. Rahatsız olmadım çünkü hissedebiliyordum. Elimi yanlış bir amaçla değil de geçmiş zamanları unutmaya çalışırken güç almak için tutuyordu.
"Sadece o değil Jimin. Beni yeni tanıyorsunuz bu yüzden bilmemeniz çok normal ama Taehyung'ta bana çok iyi geldi."
Kalbimi ona emanet ederken bir dakika düşünmeyecek kadar iyi.
"O zaman gerçekten çok sevindim. İkinizin adınada."
Gözleri uzun bir zamandan sonra parladı. Cidden saf bir sevinç gördüm gözlerinde. Gerçekten mutlu olmuştu adımıza. Gözleri arkama kaydıktan sonra ellerini ellerimden çekti ve kocaman bir gülümse koydu yüzüne.
"Taehyung geliyor. Gitsem iyi olacak. "
Geldiğini duyunca sevinçle kalbim gümbürdedi. Ayağa kalkıp bana el sallayan Jimin'e el salladım. O giderken masanın üzerinde duran kitabın kırışmış kenarını düzelttim. Taehyung gelip Jimin'in boş bıraktığı sandalyeye oturdu.
"Selam."
Gülümseyen gözlerle baktım ona. Jimin'in anlattığı şeylerden sonra artık daha da emindim. Karşımda güçlü gözüken bu adam bir enkaz gibi sallanıyordu. Ona rağmen bu duruşu gözümde daha güçlü biri olmasına sebep oldu.
Tek başınada olsa bu günlere geldiğin için teşekkür ederim. Dayandığın için teşekkür ederim.
"Jimin'le ne konuştunuz?"
Jimin Taehyung'a bir şey söyleyip söylememem konusunda bir şey söylememişti ama isterse kendisi anlatır diye düşünerek yalan söyledim.
"Elinde fazladan bir kahve vardı onu bana getirmiş. " diyerek Jimin gelmeden önce aldığım buz gibi olmuş kahveyi gösterdim. Sevimlice başını salladı. Bu çocuğun günlerce vampir gibi dolaştığına inanamıyordum. Ben onu sadece panik atak geçirdiği gün öyle görmüştüm. Bana o bile yetmişti.
Jimin fazlasıyla haklıydı. Biz birbirimize iyi geliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just One Day || Taehyung
Fanfiction"Bizim fon müziğimiz nefeslerimiz." - Dünyanın en üzgün melodisini fısılda bana. 16.12.19 - 3.5.20