4

797 57 2
                                    

Ertesi gün oylece sıkılmış bir şekilde kar manzarasını  izlerken bahçe kapısından çıkan kişilere  takıldı gözüm. Baldwin ve üç kişi daha çıkıyordu. Yanı bu durumda evde yalnızca bir kişi vardı. Normal bir kızı tutmaya yeterliydi.

Kapı açıldı. Gözlerim içeri giren çimen yeşili  gözlere kaydı.

—Kabul etmeliyim ki o buz mavisi gözlerin nedense beni korkutuyor dedi.  Duvara yaslanıp.

—Sende daha başka şeyler hissediyorum, sanki göründüğün kadar masum değilmişsin gibi. Anlatabiliyor muyum?

—Gözlerimin renginden dolayı bu şekilde algılaman gayet normal aslında. Renkleri fazla soğuk bir mavi. Tabi sarı saçlarımın rengi de fazla açık. Bu itici yapıyor olabilir beni dedim.

—Olabilir belki de. Yüzünde kemikli keskin yüz hatların ne olursa olsun meydan okurcasına bakıyor dedi.

—Bu benim için bir iltifattir teşekkür ederim. Dedim.

—Sürekli odada olmaktan sıkılmış olabilir misin? Diye sordu.

—Kesinlikle çok sıkıldım dedim.

—Aslında dışarı çıkabiliriz. Tek şartım ellerimiz birbirine kelepçeli olmalı. Dedi gülerek.

—Yeter ki temiz bir hava alayım. Bunu acar mısın giyineyim dedim heyecanla. Tatlı görünmeye çalışıyordum.

Gülümsedi ve yanıma geldi. Nazikçe bileğimdeki kelepçeyi çıkardı.

Gülümsedi ve odadan çıktı.

Dolaba doğru yürüdüm. Bir pantolon alıp giydim. Dar paçaydı. Ama tamamen üzerime oturmuyordu. Bol gelen beline bir kemer taktım.  Üstüme beyaz bir kazak giydim. Pantolonunun içine sokup kemerimi sıktım. Üzerime bulduğum bir ceketi geçirdim. Saçlarımı ellerimle taradım.

—Hazır mısın? Diye seslendi.

—Evet gelebilirsin dedim.

Içeri girdi. Farkettirmemeye çalışarak süzdü.

—Bunun için üzgünüm dedi.

Bileğime bir kelepçe taktı.  Diğerinide kendi bileğine taktı.

Elimi tutarken rahatsız olup olmadığımı kontrol etti. Omuz silktim. Kelepçelerin üzerine kazaklarımız indiği için gözükmüyordu

Birlikte evden çıktık temiz havayı içime derince çekerken gülümsedim. Amacım sadece masum görünmekti. Karla ilgili çok da iyi anılarım yoktu.

Kapıdan çıkarken duvarın üstünde duran karlara boş elimle uzandım ve biraz aldım. Elimde onlarla oynayıp sertlestirdim. Ve sadece yere attım.

Elim  üşümüştü. Zaten biraz kansızlık vardı. Daha çok üşüyordum.

—Ne yapmak istersin? diye sordu.

—Adını öğrenmek. Sana seslenebilecegim bir adın olmalı dedim.

—Newt Aviva. Dedi.

—Beni zaten taniyorsun dedim ve omuz silktim.

—Sanırım göründüğünden daha tatlısın dedi.

Işte bu imajı çizmem gerekiyordu.

—Beni tanıdıkça daha iyi anliycaksin dedim.

—Evet şimdi ne yapalim Patricia.

—Aslında söyle ki bir fotoğraf çekinmemiz gerekiyor. Sosyal medya hesaplarını çok sık kullanırım. Eğer boşlarsam sorun çıkar dedim.

The Murderers's Love (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin