18

227 21 2
                                    

Sanki hiç bir şey olmamış gibi Baldwin'in hafızasını kaybetmeden önce ki hayatımızı devam ettirmeye başladık.

O son hız arabayı sürüyor asla kemer falan takmıyorduk. Belimizde silahlar cebimizde her an hazır olan muştalar vardı.

Sürekli şerit değiştirerek yani arabalara makas atarak hızlıca sıyrıldık bu sıkıcı yoldan. Sonunda geldiğimizde arabayı bıraktık. Pek park ettik sayılmazdı.

Arabadan aynı anda indik. Ona klasik göz kırptım. Telefonda oyalanarak yürümeye başladım.

Baldwin kolunu omzuna atmış beni kendine çekmişti. Öyle sallana sallana yürürken kaldıkları depolarına geldik.

Baldwin hiç düşünmeden kapıyı tekmeledi.

—Kalabalıklardir haberin olsun. Yüzüme yumruk yemek  istemiyorum dedim ellerimi yanaklarıma koyarak.

—Öyle bir şey olursa bizzat ben işkence ederim sen sorun etme sevgilim.

—Kimsin? Dedi.

Beni görmemiş olması göz devirmeme neden oldu.

—Liderinizle bir sıkıntımız var. Dedi sertçe Baldwin.

Bu şekilde demesi daha çok adamın üzerimize geleceği anlamına geliyordu. Gülümsedim eğlenicektik.

Karşı taraf kahkaha attı.

—Istersen kapıyı actirabilirim  ve direk liderlerinin yüzünü dağıtabilirsin diye fısıldadım.

—Buna sevinirim. Ama önce bu çocuk dedi.

—Benim kapıyı aç. Patricia.

—Ne?!

Anında kapıyı açarken gülümsedim. Baldwin hiç beklemeden çocuğun suratına yumruk attı.

Kafasını duvara çarptı ve yere düştü. Sırıttım. Hepsi hazır pozisyona geçti.

Baldwin'le aynı anda birbirimize döndük dudaklarımız buluşurken bunu her defasında yapmamız gerekiyormuş gibi her seferinde yapıyorduk.

Aynı anda ayrılıp karsi tarafa koşmaya başladık. 2 kişiye karşı kaç kişiydi? 30? 50?

Kesinlikle çok fazlalardı. Gelip en büyük çeteye çatmam benim suçum değildi.

Omuz silkerek elime taktığım muştayla karşıma gelen herkese hiç düşünmeden yumruk geçiriyordum.

Karşıma gelen kızla gülümsedim. Tam bana vurucakken kenara çekilip saçından tuttugum gibi arkasındaki adama yapıştırdım.

Burnunu tutarken aniden belime sarılan sımsıkı kollarla bir an nefesim kesildi. Sanki beni ortadan ikiye bölmek istermiş gibi tutuyordu.

Parmaklarıma büyük gelen mustayla kafasına yumruk atıcakken elimden fırlayıp birisine çarptı. 

Belimdeki silah belime sert bir şekilde batıyordu. Ayaklarım yere bile değmiyordu.

—Uzun zaman oldu Patricia. Diye fısıldadı kulağıma. Yavaş yavaş geriye doğru yürürken sadece bir kaç kişinin kaldığını gördüm. Gerçekten aşırı fazla kişiyi dövmüştük. Bu normaldi. Küçüklükten beri eğitliyorduk.

Ama ben yine bir kadın olma mağduruna düşmüş ne yaparsam yapayım bu sıkı kollardan kurtulamiyordum.

O kadar cok sıkıyordu ki organlarımda hasar meydana gelicek gibi hissediyordum.

Sonunda ona etki eden sert bir tekme attığımda merdivenlerden cikmayi henüz bitirmişti.

Kollarına hiç düşünmeden uzun tırnaklarımı geçirirken kafamı geriye doğru attım.

The Murderers's Love (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin