Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda yanımda bana sarılarak uyuyan Callum'u gördüm.
Hiç bir sucu olmayan çocuk gibi uyuması normal miydi? Uyandığında ki haliyle şuanki hali arasında o kadar çok fark vardı ki.
Elim kelepçeyle yatak başlığına bağlanmıştı. Bunu açabilirdim tabi elimi tuttuğu elimi bıraktirabilirsem. Baldwin zaten gelicekti. William düşünceleri gerçekse şu ana kadar söylemiş olması gerekiyordu.
Elimi yavaşça elinden çekmeye çalıştım. Parmakları elime kenetlemişti resmen.
Diğer koluda açılmış belimin üstündeydi. Derin bir nefes aldım. Şu an bu durumda olmak istemiyordum. Baldwin'in yanında da olmak istemiyordum. Yalnız kalmak istiyordum.
Elimi elinden yavaşça ayırdım. Uyanmıştı. Numara yapıyordu. Bunu anlamak zor değildi.
Bedenimi yavaşça kolundan çektim. Eli karnıma değdiğinde tüylerim ürperdi.
Tamamen kurtulduğumda oturur pozisyona geçtim. Sırtımı başlığa dayadım.
Hiç kıpırdamadan bekledi bi ara nerdeyse yanıldığımı düşündüm. Güzel numara yapıyordu.
Bileklerim iplerden dolayı zarar görmüştü. Kelepçe o kadar sıkı değildi.
—Numarayı kes artık. Dedim sertçe.
Gözlerini açtı. Etrafta ince bir şey aradım. Kelepceyi açabilmek için. Tel toka ugrastiriyordu ve elim acıyordu. Elbette bulamadım. Kelepçeyi açmak için anahtarı vericek hali yoktu.
—Sence bu boşa bir uğraş değil mi? Diye sordu.
—Peki sence senin yaptığın boşa bir uğraş değil mi? Ailenle aranı bozmaya değicek mi?
—Birlikte öldürürler bizi. Baldwin beni babam seni dedi.
—Bu seni mutlu ediyor olmalı. Almam gereken bir intikam var. Halletmem gereken işler var. Daha ölmek için fazla güzel ve gencim. Başarılıyım. Zekiyim. Uğrunda ölünesi biriyim. Ama ölücek biri değil. Daha hiç zamanı değil.
—Kendini övmeyi seviyorsun. Sandığın kadar zeki misin peki?
—Kendim ne kadar sanıyorum bilmiyorum ama senin sandığından çok daha zekiyim.
—Ben senle şuan yatsam dahi suçun senin üstüne kalacağını biliyor musun? Diye sordu.
—Eminim ki ayarlamışsındır. Ancak Baldwin'in duyguları benim için önemsiz. Korkucak bir şeyim yok. Seninle şuan eğlence olsun diye bunu yapabilirim.
—Bu benim kalbimi kırar. Beni bir eğlence olarak mi görüyorsun?
Onun bileklerimdeki ip izleri için sürdüğüm sandığı krem birazdan bu kelepçeyi elimden çıkarıcaktı.
Bir araba sesi duymamla gözlerimi ona çevirdim.
—Ben istemedigim kimseyle yatmam. Tokat atmamla birlikte umarım yanlış planlamadığımı düşündüm.
Aniden beni altına alırken çığlık attım. Parmaklarını parmaklarımdan geçirdi.
—Callum istemiyorum diye bağırdım.
Boynuma eğildi. Emmeye başlarken gözlerimin dolması için kendimi zorladım.
Bir göz yaşı aktığında resmen zafer gülümsemesi attım.
—Callum gerçekten istemiyorum bırak beni.
Kelepçeli elimi sallarken aniden kilitlenmiş kapı kırılarak açıldı. Ağlamaya devam ederken Baldwin'le göz göze geldim.
Ellerimi titretme meselesini biraz daha geliştirmeliydim.
Baldwin Callum'u üzerimden fırlattığı gibi sertçe bir yumruk attı. Yan dönüp cenin pozisyonuna geçtim.
Onlara arkamı dönmüştüm. Baldwin yalnız mi gelmişti? Inanmamisti bile.
Sinir katsayım artarken kelepçeyi sertçe kremli elimden çıkardım.Bir kaç yer soyulup kanarken ayağa kalktım.
—Baldwin yeter tamam. Dedim.
Bileğini tutmaya çalıştım. Beni bu kadar sevmesi işime yariycakti.
Sıkıca ona sarıldım arkadan. Kafamı sırtına yasladim. Anında dururken sırtından bir şey göremiyordum.
Ellerimi tutup geri geri adımladı.
Bana dönerken elimin geldiği hale baktı. Ben hala ağlarken kafamın arkasından tutup kendine çekti. Sımsıkı sarılırken ben de ağlayarak ona sarıldım.
—Sizce ben buna izin verir miyim? Diye bağırdı elinde silahla Callum.
Dudağı patlamıştı. Burnu kanıyordu. Gerçek anlamda yüzü kan içindeydi. Artık ona sadece ben değil hiç bir kız bakmiycakti.
Baldwin'in beline sarılmış olduğum elimden sımsıkı tutup kendine çekti. Sırtım göğsüne çarparken kafama dayan silahı ve Boynumdaki sıkı kolunu hissettim.
Baldwin anında silahını çıkarırken tereddütsüzdü. O öldürürse pişmanlık duyardı. Ayrıca benim yüzümden kavga ettikleri için öldürmüş olurlardı. Bu beni suçluluk duygusuna sürüklerdi.
O yüzden sertçe Callum'un arkadan saçını geriye doğru çektim. Silahı hızlı bir şekilde alırken hiç düşünmeden onu vurdum.
Kalbinden değildi. Ona yakın bir yerdi. Hastaneye yetişinceye çoktan ölürdü.
Silâh elimden yere düştü. Titreyerek yere çöktüm. Ellerimi yüzüme kapatırken titrek ve derin bir nefes aldım.
Baldwin ambulansı aramıştı. Arkadan gelip bana sarıldı.
—Onun gerçek kardeşim olmadığını biliyor muydun? Üvey olduğunu? Babamın sürekli onu kullandığını?
Kafamı iki yana salladım.
—Callum'u öldürdüğün için muhtemelen biraz üzgünüm ama sorun değil. Dedi.
—Baldwin gidelim lütfen dayanamıyorum.
Omzuma koyduğu kafasını salladı.
Ellerimi bacaklarımdan geçirirken ayağa kalktı. Başım ağrımıştı. Rol yapıp yapmadığımdan emin değildim. Sanırım bunlar gerçekti. Peki bilmem ne zamandır kendi rolüme kendim inanmam?
Beni arka koltuğa koyduğu gibi bacaklarımı kendime çekip gözlerimi kapadım.
—Katiller için sence de birbirimizi fazla sevmiyor muyuz? Diye sordu.
—Şuan saçmalıyorum değil mi? Diye sordum.
—Yani nasıl bir psikolojidesin bilmiyorum. Ama sonuçta onla yatsan dahi muhtemelen benden sonra ilk yattığım kişi olmuycaktı. Bu kadar sorun etmek garip geldi.
—Ondan dolayı başta takmamıştım ama iğrençti. Ayrıca kelepçenin takılması korkmamı tetikliyor. Ve yine ayrıca ondan oldukça iğreniyorum.
Ön koltuğa geçtim. Bundan sonra çılgınlık vaktiydi. Ona bunu anlatır gibi baktım.
Anında mesajı alırken gülümsedi. Tek eliyle göz yaşlarımı silerken gülümsedim.
Eski günlerden daha eğlenceli olucaktı bu günler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Murderers's Love (Tamamlandı)
RandomHani hep kitaplarda iyi kadın anlatılır. Bir katilin iyi kadına aşkı. Masum kız. Iyi kız. Bir de onun hayatının aşkına aşık olan başka bir kadın. Kötü kadın. Hiç o kötü kadının gözünden baktınız mı bu dünyaya? Kötü karakterler iyi karakterin sevilme...