Banyodan cıkmış saçlarımı tarıyordum. Tarağı masaya koyup telefonumu aldım. Perdomo'yu aradım.
—Bay Perdomo günaydın. Umarım uyumuyorsunuzdur dedim neşeyle.
—Patricia intikam için geri dönücek birileri var. Dedi.
—Mükemmel William'ı almaya gelen bir kaç adamım var. Onlara engel olursanız bir sonraki sefer ben de onlarla geliyorum. Daha kalabalık bir şekilde. Anlatabildim mi?
—Tabi al William'ı lazım değil.
—Teşekkürler Bay Perdomo. Iyi günler dilerim.
Boynuma konulan öpücükle aniden irkildim.
—Yalnızlığa alışmışım diye mırıldandım.
—Sorun değil. Dedi.
Omuz silktim. Tarağı alıp saçlarımı taramayı bitirdim. Ayağa kalkıp Baldwin'in dudaklarına öpücük kondurup kıyafet odasına gittim.
Hava soğuktu. Dışarı çıkar mıydım? Ah sanmıyorum.
Siyah şortumu giyip üzerime bir tişört giydim. Beyaz spor ayakkabılarımı da giydim. Ev yeterince sıcaktı.
Saatimi taktım.
Geri içeri giderken baldwin hayati sorgular gibi etrafa bakıyordu.
—Hafızan ne zaman yerine geldi?
—Beni aşağıda kilitlediğin gece birlikte uyuduğumuz zaman. Bir şeylerden bahsetmiştin. Parçalar çabuk oturdu. Babam nedense hatırlamami istemiyor gibi hiç bir şeyden bahsetmedi. Callum'u senin yanına gönderdi. Bir şey saklıyor.
—Herkesin sakladığı şeyler vardır.
Telefonumun çalmasıyla masaya doğru yürüdüm.
—Efendim.
—Bayan Patricia William'ı aldık. Yarim saate ordayız.
—Tabi getirin. Dedim.
Telefonu kapatırken gülümsedim. Kafamı sağ sola yatırıp boynumu çıtlattim. Kırmızı rujumu sürdüm.
—Ben bir saat yokum. Yanı evdeyim ama yanında olmuycam. Babamın odası dışında özgürsün. Benim için hala Bay Perdomo'nun oğlusun. Dedim ve göz kırptım.
Koşarak odadan çıktım. Tahta korkuluklara atladım. Koşarak aşağı inerken sonunda yere atladım.
Kendi kendime şarkı söylerken kapının çalmasıyla görevliden önce koştum. Kapıyı açarken William'ı görmemle gülümsedim.
—Seni çok özlemişim. Diyip boynuna sarılırken içeri doğru yürüttüm.
—Size gerek yok getirdiğiniz için teşekkürler.
—Uzun zamandır neşeli değildiniz Bayan Patricia.
—Teşekkürler. Kahvaltı hazır mı?
—Tabi bu taraftan.
—Baldwin kahvaltı hazır gel diye bağırdım.
Benim yaptığım hareketin aynısını yapıp korkuluktan atladı ve koşarak bana gelip dudağıma yapıştı.
Kulaklarıma babamın kınama sesi doldu. Işte sırf bu an babam olmadığı için bile William'ı öldürebilirdim. Öylede yapıcaktım. Onu buraya doyurmaya çağırmamıştım.
Kahvaltı masasına gittik. Babamın yerinin boş olması biraz koymuştu. Yutkunup odaya bakmadan yemek yemeye başladım.
Aklımda o kadar çok şey vardı ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Murderers's Love (Tamamlandı)
RandomHani hep kitaplarda iyi kadın anlatılır. Bir katilin iyi kadına aşkı. Masum kız. Iyi kız. Bir de onun hayatının aşkına aşık olan başka bir kadın. Kötü kadın. Hiç o kötü kadının gözünden baktınız mı bu dünyaya? Kötü karakterler iyi karakterin sevilme...