10

396 33 4
                                    

-Sana daha önce anlatmadığım için kızgınsın değil mi? Peki bir şey merak ediyorum. Hafızanın tam.olarak yerine gelmediği belli. Abinin tam olarak her şeyi anlattığını da sanmıyorum. Buna rağmen neden hala yanımdasın?

Dedim arabayla bara giderken. Küçük bir kumar oynamaya gidiyorduk. Klasik bu adamların buluştuğu yere. Eskiden babam giderdi. Artık görevi benimdi.

-Öğrenmem gereken şeyleri abimden değil senden öğrenebileceğime eminim. Sen daha fazla şey biliyorsun. Hepini değil ancak bir kısmını bile öğrensem intikam alabileceğimi biliyorum.

Geldiğimizde arabayı durdurdu. Kapıyı açmadan önce şok bir cümle kurdum. Açıklaması olmayan bir cümle.

-Hafızan geri geldiğinde bu bilgileri direk ben sana anlatıcam, hafızan geri geldiğinde beni bulman yeterli. Nasıl bulman gerektiğini biliyor olucaksın.

Arabadan inip bara ilerledim. Gözlerim karşımdaki korumayla buluşur buluşmaz iliklerine kadar korkusunu hissettim. Beni tanımaları hoşuma gidiyordu. Babamdan çok benden korkuyorlardı.

Içeri girdik. Direk alt kata yönelirken aşağı geldiğimde yine korumalarla karşılaştım.

-Buyrun Bayan. Diyerek kapıyı açtılar.

Içeri girdik. Normalden daha sakinlerdi. Bana ayrılan masadaki boş yere oturdum. Babamın eski yerine. En başa. Burda başkasının oturmasindan her zaman nefret ediyorlardı.

Boş bakışlarla onlara baktım.

-Babanızın öldüğünü duyduk. Bundan sonra tehdit altındasınız. Bir kadın olarak tek başınıza böyle bir yükün altından kalkmanıza imkan yok.

Bu ne cesaretti.

-Ne yapmamı istiyorsun? Geri çekilmemi mi? Seninle ortak olmamı mi? Diye sordum iddiayla.

-Yanlış anlıyorsun. Bilmedigin çok şey var.

-Benim bilmediğim çok şey olabilir. Ama sizin bildiğiniz hiç bir şey yok. Adımı bilmeniz size bir yarar sağlamaz. Boyumu kilomu. Nerde yaşadığımı. Cesaretin varsa silahını çekip öldürsene. Dedim.

Hepsi aniden gerildi. Bu onların aralarında da bir savaş demekti. Düşmanlığın kızışması taht kavgası demekti. Benim burda oturmamın aynı zaman da iyi bir şey olduğunun farkındaydılar.

-O sandalyede Bay sparrow oturuyordu. Burası bir saray değil. Kan yoluyla o sandalye birine devredilmiyor. Dedi başka biri.

Kimse onu desteklemedi. Ama bir eksi varsa tüm düzen bozulurdu. Ekşi bir sayıyla pozitifleri çarpmak gibi olurdu. Işte tam da bu durumda Baldwin devreye giricekti.

-Başka red eden var mı? Diye sordum.

-Beni öldürücek misin? Diye sordu alayla.

-Aksine. Bazen eksiler sana artı olarak döner. Benden gelen bir eksi seni artı yapar. Baldwin'i al. Hepiniz tanıyorsunuz değil mi? Bay Perdomo'nun oğlu. Eminim ki ondan alacağınız çok şey var. Size bir pazarlık. Istediğinizi yapabilirsiniz.

-Patricia
-Patricia

Iki kardeş şokla adımı söylediler.

-Açıkçası Perdomo bugüne kadar büyük bir düşmandı. Tek başıma yenebileceğimi zannetmiyorum. Eğer Baldwin'i alıp da onu yenmeyi başaran kişi bu koltuğa geçer. O zamana kadar bodrum katımda misafir olucak. Hepiniz evimi biliyorsunuz. Soyadınızı söylemeniz yeterli.

Arkama yaslandım rahatlıkla. Hepsinin gözlerine baktım. Perdomo hepimizden bir şeyler çalmıştı. Herkesin ona bir intikam borcu vardı.

-Patricia bu kadar yeter ileri gidiyorsun. Dedi Baldwin'in kardeşi Callum.

Ah Callum burdan tanıdıktı. O an anlayamamıştım. Ama Baldwin'in takma adı tanıdık gelmişti. Unutsa bile hala bir yerlerde yaşıyorduk hepimiz.

-Bay Nightmare siz niye bu işe bu kadar karışıyorsunuz? Bay Perdomo'yla bir bağınız mi var? Bir ajan mısınız?

Herkes şokla ona baktı. Olabilir miydi? Elinde babamla ilgili bir bilgi vardı. Beni de etkiliycek. Daha önce babamla bu anlaşmayı yapmıştı. Bu sayede aramıza bir ajan olarak sıvışmıştı. Bilgiyi bilmiyordum ancak beni de etkileyeceği kesindi. Babamın anlaşması benim de zorunlu anlaşmamdı.

-Dediğim gibi Baldwin'i istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Lazım olduğunda adres söyleyin göndereyim. Onun dışında benim misafirimdir. Itirazı olan? Onaylanmıştır. Hepinize iyi akşamlar beyler. Karılarınıza benden selam söyleyin.

Göz kırpıp odadan Baldwin'le çıktım. Evli olmalarına rağmen benim gibi seksi bir genç kızı kim istemezdi ki?

Odadan çıkar çıkmaz sırtım duvara sertçe yaslandı.

-Sen beni kullanabileceğini mi sanıyorsun? Dedi alayla Baldwin.

-Hafızan yerine geldiğinde beni kullanmama izin veriyorum. Ancak o zamana kadar benim kölemsin. Anladın değil mi? Hafızan geldiğinde bunu ıkimizde rahatlıkla anliycaz sorun etme. Sadece gerekli kelimeyi bana ulaştırman yeterli. Işte o zaman uğrunda ölebilicek bir Patricia Sparrow olucak. O zamana kadar kalbinde olmadigim biri için hiç bir şey yapmam.

-Sen ne diyorsun? Geçmişte ne oldu? Biz ne yaşadık Patricia?

The Murderers's Love (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin