5

13 3 0
                                    

Antrenman Sahasında herkes bir önceki günkü gibi sırasına geçerken öğretmen Mica ve dün korumuş olduğum erkek yönetici ağır adımlarla yanımıza doğru ilerlemeye başlamışlardı. Sıranın bir önceki günden farkı yalnızca olarak bizim tam çaprazımızda sıralanmış olan siyah, kırmızı karışımı antrenman kıyafetleri ile Freis kent üyeleri bulunuyordu. En önde duran çocuğun kardeşlerim ile bana sertçe bakınıyor olması beni sinirlendirmeye başlasa da derin bir nefes alarak dışarı çıkmak için can atan gücümü bastırmaya çalıştım.
''Günaydın çocuklar. Yönetici Brayden ile birlikte yedi kişilik bir ekip seçtik fakat önce gelen Freis üyelerine de merhaba demek istiyorum. Her birinizin değerlendirme formu elimde bulunuyor ama yine de kim olduğunuzu bilmek istiyoruz. Lütfen kendinizi tanıtın.'' Dedi öğretmen Mica gece boyunca uyumadığını belli eden bir ses tonu ile.
''Adım Aleix. Freis koruyucusuyum ve cehennem ateşini yönetiyorum.'' Dedi sert çene hatları ile yöneticiyi öldürmek istermişçesine bakınan, yaklaşık bir seksen boylarında, sağ gözünün üstünde düşen bir meteoru andıran dövmesi olan, koyu kahverengi saçlı çocuk.
''Adım Rhian, mavi ateşi yönetiyorum.'' Dedi hemen onun yanında bulunan yüzünün yarısında mavi bir dövme bulunan, kahverengi saçlı kız.
''Adım Orva ve benim sağımdan da sırası ile Gille, Jack, Micheal, Irıs ve Ivy. Hepimiz ateşi yönetiyoruz. Aleix ve Rhian gibi farklı bir gücümüz yok.'' Dedi sağ suratını ve boynunu kaplayan kırmızı siyah karışımı dövmeli, kahverengi saçlı kız. Öğretmen Mica başı ile onları tekrar selamlarken ilk ikisinin gücünün neden farklı olduğunu merak etmeye başlamıştım. Freis ateş yöneticilerinin olduğu bir kenttir ve Freis halkı da bizim gibi doğduğu anda bedenlerine yerleştirilen çipler ile ateşleri yönetebilme yeteneğine sahip oluyorlardı.
''İsmini söylediğim öğrenciler birer adım öne çıkarak Freis kent üyeleri ile tanışsın lütfen, daha sonra da antrenman alanına geçsinler. Alean, Helewise, Kalin, Nate, Melanie, Harry ve Dylan. ''
Öğretmen Mica'nın sesini derin bir hüzün kaplarken kardeşlerim ile kalan dörtlüyü pek umursamadan Freis öğrencileri ile yüz yüze bakacak şekilde öne çıktık. Öğretmen Mica yüksek sesle Syrim güvenliğinin yanında savaşacak olan kişileri sayarken bize dik dik bakınan çocuğa onun bana baktığı şekilde bakınmaya başladım.
''Aleix.'' Dedim çocuğun adını fısıldarcasına söylerken. Helewise çoktan Rhian adındaki kız ile kaynaşmaya başlamış ve Kalin çoktan kadın olan üyelere sarkıntılık yapmayı başarmıştı.
''Siz üçünüz kardeşsiniz, değil mi?'' dedi çocuk kalın sesi ile kulaklarımı doldururken.
''Evet!''
''Sizin farkınız ne de üçünüzü de savaşa gönderiyorlar?''
''Okulun en iyi üçlüsü olmamızdan dolayı gönderiliyoruz. Sen de Rhian ile kardeşsin değil mi? Neden diğerleri gibi sadece ateşi yönetmiyorsunuz?''
''Evet... O benim tek aile üyem. Küçükken bizler için yeni oluşturmaya başlamış olan çiplerin ilk on deneğinden biriydik ve sadece kız kardeşim ile ben hayatta kalarak tüm kentten farklı olarak cehennem ateşi ile mavi ateşi yönetiyoruz.''

Ağır adımlarla antrenman alanına ilerlerken Kalin'in Orva adındaki kız ile uğraştığını fark etmiştim. Diğerleri çoktan kaynaşmış ve güçlerini birbirlerine tek tek gösteriyorlardı. Helewise ise Aleix'in kardeşi ile çoktan antrenman alanına vararak konuşmaya devam ediyorlardı.
''Senin gücün ne Alean?'' dedi yanımda önümüzdeki gruptan daha ağır adımlarla yürüyen Aleix. Şehrimizi ya da antrenman alanını hiç incelemeden yere bakınarak yürüyordu yalnızca. Tavırları, bakışları ve davranışları da konuşması kadar sert olmasının yanında arada sırada Helewise'ın yanında duran ve gülümseyen kız kardeşine bakınıyordu.
''Ben ışık yöneticisiyim. '' dedim soğukkanlılıkla. '' Kız kardeşim Helewise fırtınayı ve abim ise karanlığın yöneticileri. ''
''İyi bir üçlü müsünüz?''
''Dünkü değerlendirme testinde ben birilerini kızartırken, kız kardeşim neredeyse birini öldürüyordu ve abim ise işine gelirse gölge emiyor işine gelirse de karanlık yaratarak Dünya'da ölmüş olan gölgeler ile saldırıyor. Sence iyi miyiz?''
''Kız kardeşin de Rhian gibi gücünü kontrol edemiyor değil mi?''
''Evet.'' Dedim bize doğru koşan Helewise ile Rhian'a bakınırken.
''Abla Rhian'da benim gibi savaş alanı yok etmiş birkaç kere. İnanabiliyor musun? Gücünü kontrol edemeyen sadece ben değilmişim.'' Dedi Helewise heyecanını belli ederek. Gülümseyerek onun omzunu okşadım.
''Yeri geldiğinde ben bile kontrol edemiyorum ufaklık. İkiniz de kusursuz bir şekilde savaşın.''

Aleix uzun bir süre beni inceledikten sonra dünkü yerinde duran öğretmen Mica ıslığını çalarak çoktan saçma sapan işler yapmaya başlamış olan grubu susturabilmişti.
''Alean, Aleix, Helewise ve Rhian. Lütfen sur bire geçin. Orva, Kalin, Nate, Jack, Micheal ve Ivy. Lütfen sur ikiye geçin ve kalanlar da lütfen sur üçe geçsin. Yöneticimizin yardımı ile bugünden sonraki antrenmanlarınız neredeyse G-Day kadar güçlü olan robotlar ile savaşacaksınız. Bir insan gibi tasarlanan robotların bazıları yakın dövüşte, bazıları ise uzak dövüşte bir numara olduklarını unutmayın lütfen. Önce sur bir ile başlanacak ve eğer antrenmanı bitirenler izlemek isterlerse surların üstüne çıkabilecekler. '' diye bağırdı öğretmen Mica. Çoktan bizim surun üstüne çıkan Kalin, Helewise'ı sinirlendirmek için öpücükler atarken bedenimden çıkmak isteyen ışıklar ile küçük topçuklar oluşturarak Aleix ile ön tarafa doğru bakınmaya başladık. Rhian ve Helewise arka taraftan gelecek olan robotlar için hazırlanırken çoktan yıllardır açılmadığı belli olan kapılar gıcırdayarak açıldı. Birbirine sürten metal sesleri kulaklarımızı doldururken Aleix'in avuçlarının içinden çıkan ateş parçaları ile bize doğru koşmaya başlayan on robot ile bakışmaya başladım. Derin bir nefes alarak üzerime atlamak üzere olan robota ışık toplarını göndererek birkaç dakikalık kendime alan oluşturarak sol elimden uzun ve öldürücü olan ışık kırbacını robota göndererek ufak bir patlama sesi kulaklarımı doldurmuştu.
''Bir.'' Dedim Aleix'e meydan okuyarak. Helewise ve Rhian çoktan bizden uzaklaşmış bir şekilde robotlar ile savaşırken Aleix kafasını yakmaya başladığı robota bakınmaya bırakarak bana döndü.
''Bir.''
Gülümseyerek uzaktan bize ok gönderen robota doğru koşmaya başladım. Aleix'in sol omzunu sıyarak ok ile yerinden sıçradığında sol tarafımdan bana doğru koşan robota karşı sol kolumu kendime doğru çekerek robota doğru sertçe inen ışık fümesi ile koşmaya devam ettim.
''İki!'' diye bağırdıktan hemen sonra sağ kulağımı teğet geçen oku umursamadan robotun kafasına ışık topları göndererek derin bir nefes aldım. ''Üç!''
''Dört! Hadi ama Alean!'' diye bağırdı Aleix dalga geçercesine. Oklarını hazırlamaya çalışan üç robota da aynı ışık toplarını göndererek bizim tarafımızda olan robotların hepsini çoktan temizlemiş olduğumuzu fark ederek ağır adımlarla Aleix'e doğru yürümeye başladım.
''Altı! ''
''Sadece dört. Gücümü bu kadar özgür kullanmayı özlediğimi fark ettim.'' Dedi Aleix bana doğru ağır adımlarla yürürken. Helewise ve Rhian hala kendi tarafındaki robotlar ile uğraşırken bize doğru koşmaya başlamış olan iki robot ile göz göze gelerek koşmaya başladım. Aleix durumu anladığı anda benimle birlikte koşmaya başladığı anda sağ kolumu kendime doğru çekerek attığım ışık fümesi Aleix'in cehennem ateşinden oluşturduğu kılıç ile çarpışarak koşan robotların yere yığılmasına neden olmuştuk. Helewise ve Rhian bize doğru ağır adımlarla ilerlerken ikimiz de birbirimize bakınmaya başlamıştık bile.
''Yedi. '' dedim koşmaktan dolayı azalan nefesimle.
''Beş. '' dedi derin bir nefes alarak.
''Biz toplam sekiz tane yok ettik, güçlerimizi ortak kullanarak.'' Dedi Rhian, Helewise ile el ele tutuşmaya devam ederken. Gülümseyerek onlara bakındığımda bizi alkışlayan sur üstündeki öğrencilere bakınmadan sur ikinin üstüne çıkarak abimin savaşmaya başladığı yirmi robot ile olan maçlarını izlemeye koyuldum. Rhian, Helewise'ın elini bırakmadan onun omzuna yatmış, Helewise ise boşta olan eli ile onun saçlarını okşuyordu.
''Kardeşin... Kardeşimle...'' dedi Aleix emin olmak istermişçesine.
''Büyük ihtimalle evet, onlar için mutluyum. ''
''Bende.'' Dedi Aleix kafasına savaş alanına çevirerek. Savaşan herkesi o kadar dikkatli izlemeye koyulmuştu ki ona bakındığımın farkına varmamıştı. Keskin yüz hatları kardeşi ile olan en büyük benzerliği olmuştu ve bakışlarındaki donukluk ise onun Freis üyelerinden ayrıldığı en büyük noktaydı.
''Konaklama alanında kalmak yerine, kardeşin ile bizde kalmaya ne dersiniz?'' dedim Kalin'in gölgelerini emdiği robotları tek tek patlatmasını izlerken.
''Ailen rahatsız olmasın?''
''Misafire her zaman açığız. Hem kardeşlerimiz için de daha iyi olabilir.''
''O zaman davetini hoşgörü ile onaylamak zorundayım.'' Dedi gülümseyerek. Savaş sırasındaki aşağılayıcı gülümsemesi yerine daha içten bir gülümsemeydi bu. Bir aile ile geçirebileceği bir haftanın heyecanını kaplayan bir gülümsemeydi. 

SyrimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin