Dört gün o kadar çabuk geçmişti ki şu an gelmesini beklediğimiz hava kütleleri ile gerilmeye başlamıştım. On beşli grup halinde herkes yanında rahat hareket edebileceğini düşündüğü, savaşa uygun siyah renkli tüm kıyafetleri çoktan Lyna'dan gelen üç üyeye emanet etmiştik. Aleix solumda karşıya donuk bir şekilde bakınırken dört gün boyunca geçirdiğimiz dakikaları düşünmeye başlamıştım.
Koşu yarışı yaptığımız gün annem babamı evden kovmuştu ve bizlerin kararları ya da davranışları ile daima gurur duyduğunu, savaştan sonra da Rhian ve Aleix'in yanımızda yaşamasını istediğini dile getirmişti. Aleix utana sıkıla ve annem ile Hel'in ısrarı üzerine kabul etmişti. O gece annem gençleri bir arada bırakmak için erkenden yatağa gitmiş ve beş genç balkonda, müzik kutusundan çalan yavaş bir şarkı ile babamın zulasındaki alkollerden içerken Hel ile Rhian yavaşça yanımızda dans ettikten sonra Aleix'in beni kucağına alarak yatak odama doğru götürmesi ve ay ışığının altında benimle dans etmesi ile son bulmuştu.
''Farklı şekilde tanışsaydık, senin sevgilin olabilmek için her şeyi yapardım.'' Demişti Aleix o gece dans ederken.
''Farklı bir şekilde tanışamazdık...''
''Eğer savaş zafer ile son bulur ve hiçbir yaralanma almadan geri dönersek, seninle sevgili olmak için her şeyi yapacağım o zaman.''
''O anı dört gözle bekliyor olacağım Aleix!''
O gece sadece bu kadar konuşmuştuk ve bir sonraki günler gece gündüz demeden Aleix ile deli gibi antrenman yapmaya başlamıştık. Başlarda sadece ikimiz varken son iki gün kala diğerleri de bize katılarak güçlerimizin tüm sınırlarını zorlayıncaya kadar antrenman yapmıştık. Öğretmen Mica'nın bizleri sabah antrenman sahasında ölü gibi uyur halde bulduğu sırada son gün olarak Syrim okul öğretmenleri ve robotlar ile birlikte savaşmıştık. Hel ve Rhian'ın güçlerini birleştirmeye başlaması sonucunda öğretmen SoHan ölüm ile burun buruna gelmiş. Geometrik Astronomi ders öğretmenimiz Jonathan'ın Aleix ile beni öldürmek istermişçesine hırpalaması sonucunda yıldız yöneticisi öğretmenimizin sırtında kocaman çarpı işaretinde bir yara oluşturmuştuk. Kalin ile Orva'nın güçlerini birleştiremiyor olmalarının yanı sıra Orva sürekli onun arkasında dolanarak gölgelerini çektiği robotları yavaşça yok ediyordu.
Şimdi ise on beş kişilik takım siyah kıyafetler ile Syrim Yönetici Binasının tepesinde beklemeye koyulmuştu. Tüm kent sığınaklara doluşmuş bir şekilde sessizliğe bürünmüştü, öğretmen Mica her birimizle gurur duyduğunu ve ay ışığından bizi izleyeceğine dair yöneticinin yanında konuşma yaparken Lyna kent üyelerinden birkaç asker kırmızı savaş kıyafetleri ile her birimizi şimdiden koruyacak şekilde konumlanmışlardı. Takım bir, iki ve üç diye farklı gruplara yarılmış, her bir takıma farklı görevler dağıtılmıştı.
Benim takımım birinci takımdı ve Aleix, Rhian, Orva ile kardeşlerim bulunuyordu. Bizler sınır koruyucuları olarak görevimize başlayacak daha sonrasında takım ikiye yardım etmek için şehir içine giriş yapacaktık. Takım üç Wayis güvenliklerinin eski yerlerine konumlanarak G-Day'den gelecek olan hava kütlelerini düşürmek için kullanılacaklardı. Takım bir ve ikiden önce yola çıkarak ön korumayı sağladıklarının hemen ardından bizler yola çıkacaktık. Geceleri ise Lyna üyeleri dinlenmemiz için nöbet tutacaklardı. Tüm plan o kadar kusursuz bir şekilde anlatılmıştı ki bizlere, Syrim'in iki katı küçük olan Wayis'in geri alınması sandığımızdan da kolay olacakmış gibi hissettiriyordu. Tabi bizler Wayis'i ele geçirirken Lyna'nın diğer ordusu G-Day'i yok etmek için harekete geçecek ve şehri geri aldıktan sonra da bizler peşlerinden giderek G-Day kentini tamamen ortadan kaldıracaktık.
''Alean.'' dedi Aleix fısıldayarak. ''Bana bir söz vermiştin hatırlıyor musun? Rhian ile beni koruyacağına dair.''
''Evet, fikrim hala değişmedi.''
''Bende sizleri korumak için her şeyi yapacağım. Lauren ve James'e ölmüş bedenlerinizi götüremem.''
''Anne ve babama sizin ölmüş bedenlerinizi de ben götüremem, artık ailen var Aleix. Onlar için savaş.''
''Dört kardeş fikri pek güzel gelmiyor aslında ama Lauren'i kıramam.'' Dedi burukça gülümseyerek.
Takım üç yola koyulmaya başladığında dört kardeş olayını düşünmeye başlamıştım. Aleix ile asla bir şeyler yaşayamayacağımı kendime alıştırmam gerekirken neredeyse bir hafta boyunca yattığım adam ile aynı evde abi kardeş gibi zaman geçirmenin benim için ne kadar karmaşık bir olay yaratacağının farkına varabilmiştim.
''Brown ve White kardeşler. Antrenmanlarda gösterdiğiniz ekstra başarı ve çaba için sizlere teşekkür ediyorum. Eğer ki ölürseniz Geçmiş Tarihleri dersinde sizlerin de konu almanız için derslik yürürlüğünü değiştireceğime söz veriyorum.'' Dedi Yönetici. Gözlerimi devirmemek için kendimi sıkmaya başladığım sırada Kalin kahkaha attı.
''De mi, sadece yapabileceğiniz o! Dua edin ki savaş bu kente sıçramasın yoksa G-Day'in ilk öldüreceği insanlar siz ve aileniz olacaktır efendim.'' Dedi dalga geçerek.
''Laflarınıza dikkat edin Bay Brown.''
''Savaşa gidiyoruz zaten, ölüme! Öldürülmeye! Her birimizin ismini tek tek zihninize kazıyın efendim. Eğer ki kardeşlerimden biri ölürse gelip sizi öldüreceğim, buradaki tüm öğrencilerin de grup eşlerinden biri öldüğünde sizlere düşman olacağını da iyi bir şekilde bilerek uyuyun.''
''Seni küçük-'' diye Kalin'e doğru adım atan yöneticinin önüne geçerek elimi yüzüne doğru tutarak yavaşça ışığımı avucumun içine doldurmaya başladım.
''Kalin'e zarar verdiğiniz taktirde Syrim'in en güçlülerinin sizi ve ailenizi sığınaklarda nasıl yok edeceğini hayal edin.'' Dedim dik dik bakınarak. Hel yanıma gelerek yöneticinin arkasına bırakmaya başladığı yıldırımlar ile sahte bir gülümseme attı.
''Hatta sadece Syrim güçlüleri değil, burada bulunan dokuz kişinin her birinin aynı anda gücünü size gönderdiğini düşünün, ölü bedeniniz bile bulunamaz.'' Dedi yıldırımlarını yavaş yavaş yöneticiye yaklaştırırken. ''Çünkü siz en büyük artımıza zarar vermiş olacaksınız. ''
Yönetici her birimize korku dolu gözlerle bakarken kafamı arkaya çevirdiğimde dokuz kişinin de güçlerini ortaya çıkarmış bir şekilde yöneticiye bakındığını görmüştüm. Rhian'ın kollarında uzamaya başlayan mavi ateşten kırbaç, Gille, Micheal ve Orva'nın yarattığı ateş topları, Nate'ın hafifçe avucunun içinde döndürmeye başladığı kum hortumu, Harry'nın yöneticiye doğru uzattığı parmakları ve Aleix'ın avucunun içinde oluşmuş olan cehennem ateşinden oluşturduğu hançer ile gülümsedim.
''Bizi siz yarattınız yönetici, aileniz ölünüzü istemez gibi düşünüyorum bu savaş arifesinde.'' Dedim aşağılayarak. Elimi yavaşça yöneticiden çekerken Harry ileriye çıkarak yönetici binanın ucuna kadar çekerek yer çekimine maruz kalıp kalmaması konusunda derin bir şekilde düşünmeye başlamıştı. Kalin öğretmen Mica'nın gücünü kullanamaması için gölgesini ellerine hapsederken Rhian kırbacı ile yöneticinin sol tarafına doğru hamle yapmıştı.
''Özür dileseniz iyi olur yönetici, yoksa arkadaşlarım sizi teker teker öldürecekler.'' Dedi Kalin soğuk bir gülümseme göndererek. Yöneticinin gözleri korku ile açınıp kapanırken yavaş yavaş terlediğini fark etmiştim.
''Özür dilerim! '' diye bağırınca yönetici Harry yavaşça onu binanın ucundan çekerek öğretmen Mica'nın yanına bıraktı. ''Bir daha olmasın!'' dedi Kalin öğretmen Mica'nın gölgesini serbest bırakıp eski sıramızı alırken. Takım bir ve iki kahkaha atarken gelen hava kütleleri ile eski ciddiyetimize geri dönmüştük. Başlıyorduk!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Syrim
FantasyBu yazı savaşa Freis ve Syrim'den katılacak olan öğrencileri kapsıyor. Syrim'de bir ay boyunca antrenman yapan öğrencilerin son durumu savaşa hazır konumundadır. Freis ve Syrim kent sakinleri yer altı evlere indikleri onaylandıktan sonra Wayis kenti...