Harry ve Nate çoktan yerlerini almışlarken; Kalin yönetici binasında oluşturduğu kalkanı kırarak sadece üçümüzün bulunduğu dış kapıya bir kalkan örmüştü. Derin bir nefes alarak yeni alışmaya başladığım sınırsız gücüm ile ayaklarım yerde kesildiğini hissettiğimde, bedenimden çıkmak için can havliyle mücadele veren gücümün zafer tınılarını parmak uçlarımda hissetmeye başlamıştım. Hel'de benim gibi yükselirken abim kalkanın ardında durarak bizim için oluşturduğu dikdörtgen biçimdekini kalkana gururla bakındı.
''Hadi hanımlar, o tatlı güçleriniz ile birer ölüm makinesine dönüşün. Hel lütfen insanları küle çevirirken acıma farecik ve Alean... Hepsini öldür.'' Dedi abim artık tamamen hazır olduğunu bizlere belli ederek. Derin bir nefes alarak üzerimize yağan mermileri hiçe sayarak yönetici binasından çıkışımızı verdiğimiz vakit, Nate kendisi ile Harry'i koruyacak duvarı ardına çoktan örmüş bir şekilde bize başı ile selam vermişti. Hel kollarını iki yana açarak gökyüzündeki karanlığın içinden yıldırımlarını rastgele yerlere göndererek Harry için ilk işareti göndermişti. Aşağımızda yüz ile üç yüz arasında askerin açılarını gökyüzüne çevirerek şarjörlerinin bitmesi için uğraşırmışçasına yaydıkları mermiler gölgelere sekerek aşağıya geri düşüyordu. Her birinin suratlarında okunmaya başlayan ölüm korkusu iliklerime kadar işlenirken bedenim özgürlük için bir adım daha atmak adına ışığımı özgür bırakmaya başlamıştı.
Harry iki binanın da ardındaki askerleri kendine doğru çekerek Hel ile benim bakış açıma düşmanları soktuğunda intikam ateşi ile bir kahkaha patlattığını duymuştum. Sol tarafı Hel alırken sağ tarafta ne olduğunu anlamayan askerlerin üstüne geçerek avuçlarımı yere doğru döndürerek sağ elimi sol elimin üstüne koydum. Hel acımasızca yıldırımları ile her birini yakarken avuçlarımda Aleix'in cehennem kılıcı gibi uzanan devasa parlak ve sıcak ışık ile altımda duran askerlerin bedenlerinin yanışlarını izlemeye koyulmuştum. Nate heyecan ile bağırarak Kalin'e saldırmaya çalışan askerleri kumlarının içine alarak parçalamaya başlamıştı.
''Hel sakın kalkandan çıkma, ben geleceğim.'' Dedim kendimi gölge kalkanın içinden çıkartıp Harry ve Nate'in yanına bedenimin süzülmesine izin vererek. Hel sağ ve soldaki cesetlerden bir tanesinin bile yaralı olmasına göz yummadan tekrar tekrar yıldırımlarını gönderirken gökyüzünden gelen hava kümesi ile dikkatim dağılmaya başlamıştı. Ellerinde uzak mesafe silahları olan elliye yakın asker iner inmez Hel'in üzerine yağdırmaya başladıkları mermiler, Hel'in öfkelenmesine neden doğurmuştu.
''Alean sana ne oldu?'' diye soru Nate abimin onunda oluşturduğu kalkanına odaklanmaya çalışırken.
''Çocuklar çiplerimiz de güç sınırlayıcılar var, onları aşmak zorundasınız. Hel ve abimin gücünün hiçbir şekilde kontrol edilmemesinin sebebi bu. Tüm ölen arkadaşlarımızı düşünerek savaşın. '' dedim ardıma ışıktan kalkan oluşturarak.
''Ne yani sen güç sınırını mı aştın? Nasıl?'' dedi Harry anlam veremediği bir şekilde. Hava kümesi tekrar yükselirken kulaklarımızı acıtan bir ses ile ardından gelen patlama sesi dikkatimizin tamamen dağılmasına yol açmıştı. Hel havalanan hava kümesinin küllerine bakınırken aşağıda kalmış olan yüz elliye yakın asker bir daha onlara yardım gelemeyeceğini anlayarak savaş alanından uzaklaşmaya çalışıyordu. Kalin'in gölgelerini emmiş olduğu askerler bacaklarını kımıldatamazken Harry kolumu dürttü.
''Güç sınırını nasıl aştığım konusunda tek bir fikrim yok ama büyük bir patlama yarattım Wayis dış yerleşkelerinde. Bedenimdeki tüm gücün dışarı çıktığını o zaman öğrenmiş oldum. Şimdi sizlerden tek ricam güç sınırını aşacak kadar kendini zorlayın, ardınızda olacağım. Sizi korumak için.'' Dedim ayaklarımı tekrar yerden keserek yönetici binası ile okulun arasında Kalin tarafından sıkışıp kalmış olan askere gülere bakındım. Bizlere saldırırken gram acıma duygulanın olmayışının yanında Syrim okulunun enleri onları tek tek yok ederken bedenlerini saran korku ile acımasızca sıktıkları silahlarını bile kullanamayacak hale gelmişlerdi. Onlara acıyamazdım; Aleix, otuz yedi ve her ne kadar ölmüş olsalar da otuz bir ve üç numaranın tüm mücadelelerinde aldıkları yaraların sebebi onlardı. Bu kentteki halkın yarısının yok olmasının sebebi, Syrim kentindeki huzurlu hayatımızın yok olmasının en büyük sebebi onlardı...
Sağ kolumu kendime doğru çekerek yere sertçe gönderdiğim ışık kümesi ile okulun kapısına yakın olan tüm askerlerin bedenlerinden parçalar yere dökülmeye başlamıştı. Hel çoktan gelen üyeleri Nate'in güç sınır aşımı denemeleri ile ortadan kaldırırken Harry; Kalin'e yardım ederek askerleri bir araya toplayıp acımadan bedenlerini iki taraflı olarak patlatmaya başlamışlardı. Çevre kan gölüne dönmüş bir haldeyken cesetlerin üstüne inerek sıcaklıkları ile her birinin ardından lanet okudum bir kere daha.
Hel çevrede asker kalıp kalmadığına bakınmak için uçmaya devam ederken artık göz bebeklerinin kusursuzca parlayan ela hali yok olmuş yerine gri bir göz rengine sahip olmuştu. Büyümüştü; gücü ile öldürdüğü askerler ile duygusuzca savaşarak birkaç günde yıllardır gösterdiği büyüme sürecinden daha hızlı bir şekilde olgunlaşmıştı. Kalin kalkanlarını kendine çekerek her bir yerde yatanın olduğuna emin olmak için kontrol ederken Nate ve Harry'i almak için okulun içine girdiğimde yerde yaran Micheal ile Gille'nin cesedi ile midemin bulantısını durdurmak için derin bir nefes aldım.
''İlk baskında bizleri korumak için öldüler.'' Dedi takım ikiyi korumak için görevlendirilen Lyna askerlerinden birisi. Hüzün bedenimi sararken Hel'in yere indiğini gördüğümde Lyna üyelerini başım ile onayladım.
''Dışarı çıkabiliriz artık, Wayis sınırlarında yaşayan tek bir G-Day askeri bile kalmadı. '' dedim soğuk bir ses tonu ile. Herkes cesetlerin üzerinde yerini alırken Kalin bodrum kapısını açmak için önüne yığmış olduğu taşları yerinden kaldırmaya başlamıştı.
''Rhian, benim Alean!'' diye bağırdım kapı arkasında tetikte beklediğini bildiğim Aleix'in emanetine. ''Kapının arkasından çekil, bir patlama olacak!''
Bedenimde hala yanıp tutuşan gücün son damlalarını kullanırmışçasına kapıya gönderdiğim ışık topları ile kapıda oluşturduğum erimiş metalleri yerinden oynatarak ağırlığı ile kapının yere düşmesine izin verdim. Yere düşen kapının çıkarttığı gürültü ile ortaya çıkan toz kümesini yutmamak için nefes almayı birkaç saniye nefesimi tutmam gerekmişti. Kalin derin bir nefes alarak zafer ile gülümserken Rhian'ın omzuna yaslanmış olarak dışarı adım atan, yarı ölü gibi görünen beden herkesten önce dikkatimi çekmişti.
Sanki günlerdir uyumamış gibi oluşmuş olan karanlık gözaltları, tozlar içinde kalmış olan siyah kıyafetleri ve sağ kaburgasının altında bulunan kan lekeleri ile dolu sargısı ile öfkeli gözlerle bana bakınan, birkaç gündür ölmemesi için dua ettiğim o adam...
''Aleix...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Syrim
FantasyBu yazı savaşa Freis ve Syrim'den katılacak olan öğrencileri kapsıyor. Syrim'de bir ay boyunca antrenman yapan öğrencilerin son durumu savaşa hazır konumundadır. Freis ve Syrim kent sakinleri yer altı evlere indikleri onaylandıktan sonra Wayis kenti...