-Aleix
Lyna üyelerinin emri üzerine sınır kentlerinin sağ yarısının çeyreğini bitirip konakladığımız yarı harabe hale gelmiş olan, çevredeki en küçük binaya doğru tekrar geri dönüş sağlamıştık. Ani saldırıda Alean'in bizleri korunmasının ardından gücünü fazla hırpaladığı için sürekli tökezlemeye başlaması ile onu kucağıma alıp taşımaya başladığımda bedeninin kollarıma hiçbir ağırlık yapmadığını anlamıştım. Otuz sekiz ve altı numaranın sürekli arkamızı kontrol ederek otuz üç ve kırk numaranın da arda arkalarını dönerek Alean'ın su ihtiyacını karşılaması ile geçen geri dönüş yolculuğumuz sırasında Alean ile tek bir kelime bile konuşmamıştık.
Başını omzuma yaslamış şekilde, gözlerini açık tutmaya zorlandığını belli eden bir halde ışığı ile hala bizleri korumaya çalışıyordu.
''Evlerin her biri temiz.'' Dedi otuz sekiz numara konaklama binasına birkaç bina kalmışken. Alean gözlerini biraz aralayarak parmaklarının arasından çıkarttığı ışık topu ile arkamızda kalan iki binanın içini kontrol etmeye başladığında gücünün azaldığını hissetmeye başlamıştım. Kollarımda neredeyse ölmek üzere olan, son anlarını yaşayan bir insan taşıyormuşum gibi hissetmeye başlamıştım. Hafif havaya kaldırdığı elini tutmak istesem de kucağımda taşıdığım için sadece hafif kirlenmiş olan saçlarına küçük bir buse kondurmak dışında hiçbir şey yapamamıştım. Aniden gözleri açıp bana baktığında gülümseyerek gücünü birazcık daha arttırarak başı ile onayladı.
''Evler temiz, her birinde beş ile on arasında ceset bulunuyor.'' Dedi kısık bir seste. Kırk numara kulaklığı ile konak alanına çoktan varmış olan arkadaşlarına belli başlı komutlar verirken otuz üç numara Alean'ın iyi olup olmadığını anlamak için parmakları yerinden çıkan küçük, şırıngaya benzeyen bir cihaz ile bileğinde birkaç damla kan alarak koluna yansıyan cihaza bakınmaya başladı.
''Kan şekeri düşmüş, nabzı şu an normale geri dönmüş ama bu gece ekstra güç harcamaması sağlıklı olur. '' dedi cihaza bakınırken. Başım ile onaylayarak konaklama alanına girinceye kadar kimse tek bir kelime bile etmemişti. Hel, Rhian, Kalin ve Orva çoktan otuz beş numaranın onlara verdiği küçük kaplardaki yemekleri duvara yaslanarak, korku dolu gözlerle yerken bulmuştum. Alean'ı yavaşça Hel'in yanına oturturken merakla bize bakınmaya başlamalarını birkaç dakika geciktirerek, otuz beş numaranın bize verdiği kaplardan Alean'a ait olanı açıp ona uzattım.
''Alean gittiğimiz yolda bir terslik olduğunu anlayınca saldırıya maruz kaldık. Gücü ile dört tarafımızı saran bir kalkan oluşturmasının ardından o kalkanı güçlü bir ışık patlamasına dönüştürmesi ile biraz hırpalandı sadece. Dinlenmesi gerek, otuz üç numara ona vitamin getirecek yemeğini yedikten sonra.'' Dedim kendi kabımı açıp ne olduğunu bilmediğim yemek ile bakışmaya başlamadan önce. Sarımdı bir lapaya benzeyen yemeğin içinde havuç olduğuna yüzde yüz emin olduğum turuncu taneciklere iğrenerek bakınmıştık.
''Bizde çeyrek yolu gayet sakin tamamlamıştık ama Kalin'ler bizden ayrıldıktan on dakika sonra otuz iki numara neredeyse topuğundan vuruluyordu. Hel çevremizi yıldırımlar ile kaplarken ben de yakınlarda bulunanları kırbaçlarımla boğdum. Daha sonra ise...'' dedi Rhian ama Kalin onu eli ile susturdu.
''Çocuklar, öldürdüğümüz kişilerin konusunu konuşmasak hepimizin psikolojisi daha iyi bir halde kalabilir belki.'' Dedi elindeki kabı içeri giren otuz numaraya uzatarak. Orva, Kalin'in hareketini tekrarlarken yerde duran su şişesine uzanarak birkaç yudum alıp Kalin'e uzattı.
''Kalin haklı.'' Dedim birkaç kaşık püreden alıp kusmamı engellemeye çalışarak. Hel halimi anlamış olacak ki elimdeki kabı alarak bir şişe su uzattı.
''Kendimizi bok gibi hissettiğimiz en haklı isyanımız oldu galiba.'' Dedi Alean benim gibi birkaç kaşık aldığı püre kabını yere koyarak.
''Sen iyisin değil mi?'' dedim onun ellerini tutarak. Gülümseyerek bana bakındığında Lyna üyelerinin aniden eve girmeleri ve açık olan kapıyı hızla kapatmaları ile gülümsemesi yarıda kesilmişti. Kalin ayağa kalkarak odanın içini sardırdığı karanlığı ile bir şeytanın atabileceği kadar kötü bir gülümseme atarak Alean'in tam önüne geçti.
''Yedi tane!'' dedi sol elinde tuttuğu gölgeleri sıkmaya başlayarak. Ayağa kalkıp cehennem kılıcını yavaşça avuçlarımın içine oturturken kırk numara eline aldığı baltası ile yavaşça kapıyı açarak tam karşımızda hiçbir şekilde hareket edemeyen G-Day askerlerinin kellelerini koparmaya başladık.
''Başka hissetmiyorum.'' Dedi Kalin yavaşça sol elini açarken. Alean yavaşça ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldiğinde sağımızdan bize doğru koşan dört asker ile karşı karşıya kalmıştık. Dudaklarımdan dökülen küfür ile sabah otuz altı numaranın bahsettiği aptal savaşçıların bunlar olduğunu anlamam kısa sürmüştü. Alean kapıdan yavaşça çıkarak kollarını kendine çekip sertçe dört askere doğru gönderdiği ışık fümeleri ile sendeledi.
''Alean hayır!'' dedim ona doğru koşup belinden tuttuğum anda. Kalin tekrar karanlık yaratarak yakınımızda bulunan iki binayı da hapsederek içinde bulunan herhangi bir canlının gölgesini elinde tutmaya başladı.
''Solda iki, sağda ise dört kişi var. '' dedi iki eli ile yarattığı gölgeleri yavaşça sıkmaya başladığında Alean'ı kucağıma alarak içeri soktuğumda Hel ve Rhian'ın dışarı çıkıp güçlerini birleştirerek çevremizdeki tüm binaların yıkılmasına neden olacak bir patlama yaratmışlardı. Hel'in değişen göz renkleri ve kız kardeşimin yüzünü kaplayan mavi dövmenin parlaması ile ikisinin de korkarak kullandıkları güçlerinin özgürlüğünü birlikte sağlamaları ile gururla bakınmaya başlamıştım. Hel'in beyaz yıldırımları kız kardeşimin mavi alevi ile birleştiklerinden daha sıcak ve ölümcüllük olayının yüzde yüz olduğuna emin olduğum, küçük çaplı bir bomba hissiyatı veren bir patlamaydı.
''O-üç Alean'a bak, biz kızlar ile çevreyi kontrol edeceğiz.'' Dedi kırk numara Hel ve Rhian'ı yanına alıp yıkılmış olan binaların harabelerine bakınmaya başlamıştı. Alean'in beyazlaşmış yüzü ile karşı karşıya kaldığımda parlayan mavi gözlerinden eser kalmamış olması kalbimi paramparça etmeye yetmişti. Otuz üç numaranın uzattığı vitaminleri gözleri kapalı bir şekilde zorlanarak içmesi ile başını omzuma yasladı.
''İyiyim.'' Dedi zar zor çıkan sesi ile. Otuz üç numara bileğindeki çipi ve kanını kontrol ederek bana bakındı.
''Daha önce hiç bu kadar çok güç kullanmadın değil mi? Aptal kent kurallarından dolayı gücünün sınırları kısıtlanmış olduğu için özgürlüğüne bağlı kalan gücün seni biraz yıpratmış. Daha özgür kullandıkça rahatlayacaksın ama başlarda bu şekilde ufak çaplı sarsıntılar yaşayacaksın, kan şekerin ve nabzın normale dönmüş. Sarsıntılarının bizleri yavaşlatmaması gerekiyor Alean, sen güçlü bir kızsın. '' dedi otuz üç numara Alean'ın saçlarını okşayıp gülümseyerek.
''Kız kardeşlerimin güçlerinin özgürce kullanılmasına hiç izin verilmedi, ben ise okulda biraz salak saçma davranışlar sergilediğim için gücümü rahatça kullanıyordum. Aleix, Alean ile uyuyun. Ben birkaç saat güvenliğiniz için çevreye kalkan oluşturacağım.'' Dedi Kalin kız kardeşinin durumu ile sinirlenmiş bir şekilde. Başımla onaylayarak Alean'in uyku tulumunun fermuarı ile kendi uyku tulumumu birleştirmeye başladım. Lyna üyeleri Orva ve Kalin'i yanımızdan alıp çevreyi kontrol etmek için dışarı çıktığında Alean'ı yavaşça uyku tulumuna yatırabilmiştim.
''Aleix... Bana sarılabilir misin?'' dedi gözleri kapanmış bir şekilde.
Yanındaki uyku tulumunun içine girerek kolumun birini boynunun altına koyarak beline sıkıca sarıldım. Küçük bir kedi misali kafasını boynumun altına sokan kadının saçlarına küçük bir buse kondurdum. Onu korumak için yemin etmiştim kendi benliğime, onu sevmeden ona karşı his beslemeden onu savaş bitinceye kadar korumak için yemin etmiştim. Ama birkaç kez yatıp kalktığım kadına her baktığımda dik başlılığı, sezgileri, gücü ve gülümsemesi ile beni kendine iyice çektiğinin farkındaydım.
''İyi geceler Mania...'' diye fısıldadım kulağına. Gözlerini hafifçe açarak bana bakındığında anlamının ne olduğunu bilmediğini anlayarak gülümsedim. ''Cehennem Tanrıçası...''
''İyi geceler...'' dedi kafasını hafif kaldırarak dudaklarıma buse kondurmadan önce. ''Cehennem Tanrısı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Syrim
FantasyBu yazı savaşa Freis ve Syrim'den katılacak olan öğrencileri kapsıyor. Syrim'de bir ay boyunca antrenman yapan öğrencilerin son durumu savaşa hazır konumundadır. Freis ve Syrim kent sakinleri yer altı evlere indikleri onaylandıktan sonra Wayis kenti...