Yedinci Gün - Gündüz

2 3 0
                                    

Aleix ile yavaşça dışarıdaki ceset yığının üstüne çıktığımızda Hel gökyüzünden henüz yeni yere ayak basmıştı. Güneş ufuktan yavaşça bizleri başı ile selamlarken bedenimdeki ışık ona karşılık vermek istermişçesine bir heyecana kapılmıştı.
''Takım üç ve diğer tüm güvenlik alanlarındaki dostlarımız maalesef ki hayatta değiller.'' Dedi Hel dışarıda azınlıkta kalmış olan dostlarımızın her birine seslenerek. Takım ikide bulunan Lyna üyelerinden birisi kendini kaybederek ağlamaya başlayınca otuz yedi numara tökezleyerek otuz beş numaranın koluna yaslandığında sınır güvenliklerindeki arkadaşlarının her birini sevdiklerini fark edebilmiştim. Syrim kentinden Melanie ve Dylan'ın ölümü boğazımı düğümlerken Freis kentinin bizden daha çok kayıp vermesi Rhian'ı daha çok etkilemişti. Freis kentinden kendileri dışında gelen tüm arkadaşları ölmüş, birisi ile gölgelerle dondurulmuş bir şekilde bodrumun içerisinde yatıyordu.
''Hepsi senin yüzünden!'' dedi otuz altı numara hançerini bana doğru doğrultarak. ''Senin aptal planın olmasaydı tüm arkadaşlarımız yaşıyor olacaktı. Kendini ne sanıyorsun sen?''
''Benim aptal planım mı? Bu plan olmasaydı dört duvar arasında toz koklamaya devam edecektiniz.'' Diye bağırdım üzerime doğru gelmeye başlayan otuz altı numarayı hiçe sayarak. Kalin çoktan avuçlarını otuz altı numaraya doğru doğrultmuş, Rhian kırbaçlarını çıkartarak çevrede bulunun Lyna üyelerini dikkatlice izliyor, Hel ise tekrar yerden yükselirken aydınlanmaya başlayan gökyüzünü karartmaya başlamıştı.
''Sen ve senin dostların sizlerden kat ve kat güçlü olan Lyna kentini aşağılayarak buradaki tüm G-Day askerlerini yok ettiniz. Lyna kent üyelerinin sizleri affedeceğini mi sanıyorsunuz?'' diye bağırdı bana doğru yürümeye devam ederken. Nate kumları ile takım ikide bulunan Lyna üyelerini yere sabitleyerek benim önüme küçük bir duvar ördü.
''Alean'a doğru yürümeye devam edersen takım ikide bulunan tüm arkadaşlarını yok ederim.'' Diye bağırdı acımasız bir şekilde.
''Bizim Lyna ve G-Day kentinden daha kuvvetli olduğumuzu kabul etmek zorundasınız. Syrim kentindeki tüm öğrencilere güç sınır aşımlarında yardımcı olduktan sonra bizi siz yakın mesafeciler mi yok edecek?'' diye bağırdı Kalin çoktan otuz beş, yedi ve sekiz numaraların gölgelerini emerek.
''Sen bana zarar verebileceğini mi sanıyorsun otuz altı numara?'' dedim Aleix'in önüne geçip ona doğru ilerlerken. Aleix yarasını bir kolu ile tutarken diğer koluyla cehennem kılıcını elinde tutuyordu. '' Tüm kentleri yok edebilecek güçte olan yedi Syrim kent üyesini karşına mı almayı tercih ediyorsun. ''
''Senden korkmuyorum Alean Brown!'' diye bağırarak hançeri ile üstüme atladığında sağa çekilerek yere yapışmasına izin verdiğimde ışığımla kollarını ve ayak bileklerini bağlayarak onu yerde etkisiz hale getirdim. Aleix yara olmasına rağmen kırk numaranın boynuna cehennem kılıcını yapıştırmış, Hel ile Rhian da sağlı ve sollu bir şekilde otuz, otuz iki, dört ve dokuz numaraların kımıldamalarına bile izin vermiyorlardı.
''Alean dur! Eğer onu öldürürsen kuralları çiğnersin!'' dedi kırk numara boğazına dayanmış kılıç ile mücadele ederken. Harry gözlerini otuz altı numaraya kilitleyerek bedenindeki kanın dışarıya akmasına izin vermeye başlamıştı.
''O beni öldürmeye teşebbüs ettiği için ceza almayacak ama öyle değil mi?'' dedim avucumun içinde çıkarttığım ışık topunu tutarak.
''Hayır, alacak. Burada onun dışında kimsenin sizlerle bir düşmanlığı yok ki aksine bizleri sizler kurtardınız. Biz yakın mesafe olduğumuz için elimden hiçbir şey gelmedi.'' Dedi otuz beş numara yerinden kımıldamadan.
''Onu uyardım Alean, inan bana. Senin ilacını vermeyerek seni zehirleyerek öldürmeyi planladığında bile uyardım ama o bizi dinlemedi.'' Dedi kırk numara. Aleix kırk numaranın boğazındaki kılıcını daha da sıkarak gülümsedi.
''Onu zehirlemek istiyordu, öyle mi?'' dedi nefret dolu bir sesle.
''Çocuklar, yedi gündür birlikteyiz ve Wayis sizin sayenizde kurtuldu. Otuz altı numaranın beslediği kin bizim sorunumuz değil.'' Dedi kırk numara nefes almaya çalışarak. ''Onun ceza alması için burada bulunan tüm kayıtları yöneticilerimize bizzat biz göstereceğiz.''
Otuz altı numara çırpınarak ışıklarımın arasında ve Harry'nin mıknatıs gücünden kaçmaya çalışırken derin bir nefes alarak ışık topunu sakince bedenimdeki gizlendiği yere geri gönderdim.
''Çocuklar Lyna üyelerini bırakın!'' dedim otuz altı numaranın can savaşı vermesine daha fazla göz yummayarak. Ayağa kalkıp çevresine bakının otuz altı numara afallamıştı.
''Her biriniz acı içinde ölünceye kadar ben ceza bile almayacağım, siz Lyna üyelerinin de bu yaptığı Lyna kentine dair bir suç işlediniz. Her biriniz ceza alacaksınız!''
Ardımı dönerek dediklerini duymamaya çalışırken otuz yedi numaranın belindeki hançere uzandığını fark etmiştim. Kendisini zorlamaması gerekirken acımadan hançerini otuz altının boğazına doğru fırlatarak otuz altı numaranın yere yığılmasına izin verdi.
Boynundan akan kan yerde yatan cesetlere karışırken ölümü şaşkınlıklar içinde gerçekleşmişti. Gün ışığının ısıtmaya başladığı bedenler sessizce birbirlerine bakınırken güçleri açığa çıkmış olanlar sakinleşirken Lyna kent üyeleri silahlarını yerlerine geri koyarak sessizlikteki konuşmaları dinlemek üzerine hareket etmeye başlamışlardı.
''Bu durum sadece burada bulunanların bileceği bir durum olarak kalacağına emin olabiliriz. Otuz sekiz numara Aleix ve Alean'ın ilaçlarını onlara ver.'' Dedi otuz yedi numara topallayarak birkaç adım atarken. ''Syrim kentine çocukları toplamda üç gece dört gün bırakarak G-Day kentini ele geçirmek adına tamamen temizlenmelerini ve dinlenmelerini istiyorum. ''
''Ne yani Syrim'e mi dönüyoruz?'' dedi Nate heyecanlı bir şekilde.
''Sadece belli bir süreliğine çocuklar. Orva ile bizler ilgileneceğiz, siz gelen ilk hava kümesi ile Syrim'e dinlemek adına yolculuk edeceksiniz. Tüm kent tamamen size ait olacak.'' Dedi kırk numara gülümseyerek. Aleix gülümseyerek kırk numaraya yaslandığında uzun süre sonra ilk defa bir kuş ötüşü duyabilmiştik. Syrim'e dönüyorduk... 

SyrimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin