Aleix'in ateşi normale düştüğünü öğrendiğim sırada dış kapıdan neredeyse içeriye girmiş olan G-Day askerinin başı ile vücudunun aşkını bitirmekle uğraşıyordum. Saldırılar artık o kadar çok artmıştı ki; kırk numara Lyna'dan hava desteği istemesine rağmen Takım üçten haber alamadığımız için ölümü beklemek dışında bir şey yapamıyorduk.
Hel'in omzunun tamamen iyileşmesinin yanı sıra çatıdan fazla darbe almamak adına sürekli yıldırımlarını düşürürken; Rhian arka camları tutarak mavi ateşi ile her yeri yakmaya başlamıştı.
''Ne kadar daha dayanmamız gerekiyor?'' dedim kapının girişinde durup ışık toplarını yaklaşan her askere atarken.
''Aleix'in iyileşmesi gerektiğini söyledim Alean, kentimiz bizim için araç gönderecektir elbet ki.'' Dedi otuz altı numara. Aklımdaki planı söylemek istesem de beni engelleyeceklerinden o kadar emindim ki. Oturup beklemeyi öğrenmemiştik Öğretmen Mica tarafından, ne olursa olsun savaşarak yara almayı öğretmişti bizlere.
''Takım iki ile konuşmam gerekiyor.'' Dedim kapıdaki savunmayı bırakmayarak. Kırk numara anlam veremeden takım ikideki arkadaşını kulaklığından aramaya başladığında Aleix'in kanına karışan zehri nötrleyecek olan ilaç tekrar verilmeye başlamıştı.
''Ben Syrim kent okul birincisi Alean Brown. Harry ve Nate ile konuşmak istiyorum.'' Dedim kırk numaranın bir eşini bana vermiş olduğu kulaklıktan. Duyduğum isteksiz mırıldanmalarla hattaki ses değişmişti.
''Alean...''
''Çocuklar son durumumuz fazlaca kötü, size bunları sorup kısa süremizi mahvetmeyeceğim. Aklımda bir plan var ve Harry senin mıknatıs gücüne ihtiyacım var.'' Dedim herkesin beni duyabileceği bir ses tonuyla. Lyna üyeleri bana iğrenerek bakmaya başladıklarını hissettiğimde bedenimde ufak bir titreme meydana gelmişti.
''Dinliyorum birinci.'' Dedi Harry kalın sesi ile.
''Kalin bize kalkan oluşturarak Hel ile birlikte uçarak çatılarda ve dışarıda bulunan tüm G-Day üyelerini yok edebiliriz, fakat hepsini tek bir yere toplamamız lazım.''
''Eğer ki çatıya çıkabilirsem her birini tek bir alanda toplayabilirim.'' Dedi Harry planı sevmiş bir şekilde. ''Sonuçta Mica bize savaşmayı öğretti, kaçmayı değil!''
Kırk numaranın suratı Harry'den yediği laf ile beyaza bürünürken gülümsedim.
''Nate, gücün ile Harry'i çatıya çıkartıp kendinize bir kalkan oluşturma şansın var mı?''
''Çocuk oyuncağı!'' dedi Nate dalga geçen bir ses tonuyla. Gülümseyerek birkaç ışık topunu daha dışarıya gönderdim. ''Kaç dakikamız var?''
''Yarım saate her şey hazır olsun lütfen.''
''O iş bizde, sizin kapınızın önünde kum tepeciği oluşturduğum anda çatıda olduğumuzu anlayın.'' Dedi Nate ve hattın kesilmesi ile ufak çaplı bir küfür savurdum. Herkes benden açıklama beklerken Hel çoktan yanıma gelmişti.
''Abim Kalin, burayı korumayı keserek bizlere bir kalkan oluşturacak ve bizler herkesi yok edeceğiz. Plan bu!'' dedim soğuk bir şekilde.
''Otuz üç numara her geçen dakika kötüleşirken nasıl böyle bir plan kurarsın?'' diye bağırdı otuz altı numara. Eline hançerini almış bir şekilde bana doğru yaklaşırken avucumun içinde parlayan ışığımı ayağının dibine göndererek üzerime gelmesini engelledim.
''Otuz üç numaranın kalbi cihazlar ile çalışıyor, bu da demektir ki öldü o! Ölü biri için iki yaralıyı daha büyük bir risk altında tutamam. Aleix'in ateşi normale düştü ve otuz yedi numara da tökezlese de yürüyebiliyor. Savaşa katılmayacak olan herkes bodruma inerek bizlerin sizleri almasını bekleyecek.''
''Peki, ölürseniz ne olacak?'' dedi otuz beş numara.
''Kalin'in kalkanı o kadar zayıf değil. Bodrum kapısının tam ardında Rhian olacak ve o da siz yakın mesafecileri koruyacaktır. Abim kendisi için de bir kalkan oluşturarak bizimle birlikte savaşabilecektir. Boşuna okul üçlüsü olarak bu savaşa katılmadık Lyna üyeleri, her ne kadar bizden teknolojik açıdan gelişmiş olsanız da, uzak mesafeye uzak mesafeden karşılık verebiliriz.''
''Hanımlar ve beyler, Alean'ı duydunuz; her şeyi bodruma taşıma vakti geldi!'' dedi Kalin kimsenin konuşmasına izin vermeden. ''Karşı çıkan birileri olursa hiç acımadan gölgelerini emerek öldürürüm sizleri ve savaşta ölmüş süsü veririm. Hızlı olun!''
Herkes sessizce bodruma otuz yedi numara ve Aleix'i taşımaya başlamışken otuz altı numaranın nefret dolu bakışları ile son defa karşı karşıya gelmiştim. Derin bir nefes alarak bedenimdeki çıkmak için can atan ekstra gücü tekrar hissetmeye başladım.
''Hel ile senin bir uçma süresi yok değil mi?'' dedi Rhian arka taraftaki savunmasını bırakarak.
''Yok, ama yara alma şansımızı düşünürsek bu plan tamamen yok olabilir. '' dedi Hel benden önce cevap vererek.
''Ne olursa olsun kalkanım ile sizleri koruyacağım ufaklıklar.'' Dedi abim gülümseyerek. ''Gölgeler daimi olarak etraftadır ve bu da benim gücümün hiçbir şekilde bitmemesine neden oluyor. ''
''Rhian, ne olursa olsun bodrumdan çıkmayın. Biz sizi her şey bittiğinde almaya geleceğiz.'' Dedim cebimde tuttuğum eldivenlerimi elime geçirerek. Hel çoktan saçlarını atkuyruğu yaparak kollarını esnetmekle uğraşırken hiçbir şekilde dönüp Rhian'a veda etmemişti. Ölüm ile sonuçlanma olasılığının yüksek olduğu bu savaşımızda sevdiğimiz bireylere veda etmek saçmalıktı. Eğer ki ölüm bizi pençelerinin arasına alır da, gökyüzü kentlerine veda edecek olursak arkamızda bıraktığımız insanların gözyaşları topraklarımızı süslerken; onların tenine ait son sıcaklığı bedenimiz ile toprağa gömmemiz de doğru olmayacaktı. Hel kapının ağzına iyice yaklaşarak yakınımızdaki düşmanlarımızı yıldırımları ile acımasızca yakmaya başladığında Rhian hiç istemeden bodrumdaki kapıyı ardımıza kapattığında dış kapıdaki metalleri eriterek açılmasının en imkansız olduğu konuma getirmeye çalıştım. Kalin camların önüne koymuş olduğu taşların her taş parçasını bodrum katının önüne dizdikten sonra sadece içimizden saymaya başlamıştık...
Ölüm ya da yaşam, huzur ya da kargaşa, mutluluk ya da özgürlük... Bunlar tamamen elimizde olan durumlardı ve en iyi şekilde değerlendirmezsek ölüm ve kargaşa dostumuz; elimizdekileri en iyi şekilde kullanırsak da huzur ve mutluluk daimi ardımızdan geleceklerdi. Bu savaştaki kural buydu ve kuralları yıkmak için ise birçok ölünün ortaya çıkması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Syrim
FantasyBu yazı savaşa Freis ve Syrim'den katılacak olan öğrencileri kapsıyor. Syrim'de bir ay boyunca antrenman yapan öğrencilerin son durumu savaşa hazır konumundadır. Freis ve Syrim kent sakinleri yer altı evlere indikleri onaylandıktan sonra Wayis kenti...