onaltı-😈

68.5K 2.6K 2.5K
                                    

Bu bölüme 500 yorum gelmedikçe yeni bölüm gelmeyecektir sevgili okurcanlarım ❤
Lütfen random, sayı, harf atarak sınırı doldurmak için uğraşmayın, bu beni mutlu etmiyor aksine üzüyor, paragraflara yapın olur mu🙏🏻

İnstagram adresim; Bernackl55 🍁

Diğer hikâyelerime de beklerim :)
Seversiniz bence 🌸

Güzel yorumlarınız için ayrıca teşekkür etmek isterim, beni çok onure ettiniz. İyiki varsınız iyiki❤

Takipçi sayımın 1 k olması için son 146 kişi, lütfen beni takip edin, el birliği ile 1k ya ulaşayım 🥳 ekstra uzun ve güzel bir bölüm gelecek sözüm söz❤

Bölüm şarkısı;
Sia - Snowman

●●●

Dudaklarımı dudaklarına bastırmak üzereydim ki vazgeçtim. Eğer bunu yaparsam uyanacaktı, ya iterse, ya kızarsa, ya benden nefret ettiğini haykırırsa korkusu kor gibi düştü yüreğime. Ben böyle biri değildim, bir şey yapmak istiyorsam hiç bir olumsuz etken buna engel olamazdı.
Ama Red, o bambaşka bir şeydi işte, ufacık bir olumsuz tavrı beni yer yüzünden silmeye yetebilirdi.
Üstelik ilk öpüşmemiz böyle olmamalı diye geçirdim içimden. Red'de beni istemeliydi, tek taraflı hislerimle üzerine gidersem sadece dayanamadığı cinsel bir objesi olacağım düşüncesine kapıldım nedensizce.

Bu beni incitti.
Yüzümü uzaklaştırdım yüzünden, sırtımı duvara yaslayıp derin bir çekerek dışarı saldım nefesimi. Filmdeki karakteri de göz önüne alarak dudaklarımı araladım.
"Siz yaşlılar, çok salaksınız."

Oturduğum yerden onu rahatsız etmeden kalktım. Babam öldükten sonra göz yaşlarımı hep kendim siliyorum ve bu son zamanlarda çok kırıcı olmaya başladı.
Trabzana tutunup basamakları tırmanırken izleniyorum hissine kapılıp arkama baktım, öylece uyumaya devam ediyordu.
Kalktığımı fark etmedi, omuzlarımı silktim. Ona karşı olan duygularımı bile fark etmeyen adamın yokluğumu fark etmesini bekliyordum. Avuç içimi alnıma vurarak önüme dönüp tırmanmaya devam ettim.
Çam ağacını süslediğimiz rengarenk ışıklar sayesinde evin içi aydınlıktı. Rahat bir şekilde hareket edebiliyordum bu yüzden, üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp rahat bir şeyler giyindim, siyah uzun tişört ve diz üstü bir tayt.
Saçlarımı salıp bir kaç kez salladım, kuaför diye bağırıyordu her bir saç telim. Üstelik epilasyon zamanım da yaklaşıyordu, Red bunların masrafını öder mi? Hiç bir fikrim yoktu, gözlerimi devirip bana gel kollarıma diye bakan yatağın üzerine atladım.
Kafam yastığın içine gömülürken diğer yastığı çekip kollarımın arasına sıkıştırdım. Burnumdan süzülüp içime karışan tarçın kokusuyla uyuya kaldım.

Bay RedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin