yirmibir-😈

70.8K 2.8K 3.4K
                                    

Bu bölüme 1000 yorum gelmedikçe yeni bölüm gelmeyecektir sevgili kırmızı ailesi :)
Random, harf, sayı atarak sınırı doldurmaya çalışmayın, bu beni mutlu etmiyor, siliyorum zaten o tür yorumları Yorumları paragrafa yapın olur mu, normal olarak attığınız yorumlar gözümden kaçabiliyor, sizleri cevapsız bırakmak istemem ❤ Kendiniz kadar tatlı yorumlar yapıyorsunuz, tarifi imkansız bir mutluluk bu🙈

İnstagram adresim; Bernackl55 💫

Diğer hikâyelerime de beklerim :)
Burada olduğu kadar aktif olmasamda onlara da bölüm yazmaya çalışıyorum.

DESTEK MESAJLARINIZ O KADAR GÜZELDİ Kİ BUNU TARİF DAHİ EDEMEM. SADECE İYİKİ VARSINIZ ❤

Bu bölümü sevgili okuyucum Yasemin580 Yasemin'e ithaf ediyorum 🧡

Bölüm şarkısı;
Evanescence - My Heart Is Broken


●●●

Sanki karanlığa sıkışıp kalmıştım da göğsümün tam ortasında doğacak güneş için onun dudaklarından dökülecek sevgi dolu kelimelere muhtaçtım. Mavi okyanuslarında kırık kanatlarımla yaşamak için çırpınırken çok mu çaresiz görünmüştüm? Beni sevsin istiyordum, beni sevdiğini söylesin istiyordum ama bu haldeyken değil. Annemin yokluğu benliğime darbe yapmışken, mutsuzluğun dibini sıyırırken ufacık bir sevgiye muhtaç olduğumu haykırırken değil.
Beni mutlu etmesi gereken o iki cümle daha da yıkmıştı o an.
Burada değildi, hırçın dalgalarıyla savaşırken, kasırgam durulsun diye söylememeliydi. Beş yaşında eline şeker verince susan çocuklar gibi görmemeliydi beni. Gerçekten seviyor olsa bile nasıl inanacaktım ki şimdi?

Göz yaşlarım hezeyana uğramış devrik sessizliğimin üzerine dolu gibi yağarken ellerimi yanaklarına koydum. Buğulu gözlerinde kaybettim kalbimi, hükümsüzdür diye ilan verdim...

Dudaklarımdan dökülen her bir kelime boğazımı parçalayarak çıkarken ses tonuma yansıyan kırıklığın onu yaralayacağını biliyordum.

"Yapma..."

Buğulu gözleri ile taradı yüzümü, ne demek istediğimi sorgularcasına.
"...çocuk avutur gibi seviyorum diyerek kandırma..."

Bir anda tarumar oldu yüzünde hissettiğim duygusal kırıntılar.
Sahiplenici bir tavıra devretti koltuğunu buruk bakışları.
Dudakları aralanmak üzereyken parmaklarımla kapattım.
"...burada değil, bu haldeyken değil. İnanmam mümkün değil, canımı daha çok yakma."

Başımı eğdim büyük bir suç işlemiş gibi, onun elleri benim yüzümde, benim ellerim onun yüzünde. Bir gün kaybetsek görme yetimizi, parmak uçlarımız tanırdı her bir karemizi.

"Bu halde olduğun için söylemedim, içimden geldiği için söyledim."

Derin ve titrek bir çektim içime fısıltı halinde konuşuyorduk ikimizde, korkuyorduk sanki sesimizi başkasının duymasından.
"Annemin kokusunu hatırlamıyorum Red..."

Bay RedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin