Bay Red

The End-😈

Güzel şeylerin hep bir sonu vardır, sonuçta burası dünya.
-burada her şey yarım kalır...

İnstagram adresim; bernackl55 🌺

Bölüm Şarkıları;

Mariah Carey- Without You 🎶

Konuya Fransız- Hallice Halim 🎶

Suna Ft Velet- Kara Bulutlar🎶

Kahraman Deniz- Beni Durdur🎶

~▪︎~

BAY RED;

Uzun uzun yürümüş bir yere varamamıştı adam, elleri üşümüştü.
Kalbini kaplayan soğuk tenine işleyenden daha keskindi.
Bıçak yarası mı yakıyordu canını böylesine yoksa sonunu gördüğü yolmu?

Adanın en yüksek tepesinde omuzları çökmüş bir halde bekliyordu, kaç dal sigara kıstırdı dudaklarının arasına, kaç izmariti uçurumdan attı bilmiyordu.
Yüreğinin tam orta yerinde bir kıyamet kopuyordu ama yüzünü tokatlayan rüzgar saçının bir telini bile oynatmıyordu.
Bedeni kas katı kesilmiş, iliklerine kadar hissizleşmişti adam.

İçinden birinin ona şaka yapıyor olmasını umut etti, sessizce.
Kendi sesini bile duyamıyordu ama onun sesini işitti kulakları.
Başını usulca arkasına çevirdiğinde dudaklarının titreyişine engel olamadı.

Bütün bedenini güçlükle çevirip başını hafifçe yan yatırdı.
Gözlerinde biriken yaşlar yanağına doğru âdeta bir inci tanesi gibi süzülürken hissettiği tek şey paramparça olduğuydu.

"Merhaba David..."

Beyninin içinde uğultular yükselirken karşısında duran kadının asil sesi kulaklarından sızıp vücudunun her noktasına zehir gibi yayılarak tüm iç organlarının işlevini yitirmesine neden oldu.

Dizleri onu taşımak istemediğinde çaresizce yere çöktü.
"Bana bunu neden yaptın?"

Dudaklarından dökülen bu dört kelime içinde beslediği büyük aşkın tarumar olduğunu haykırıyordu.
Kadın, kendinden oldukça emin bir tavırla bakıyordu adama.
Öylesine memnundu ki onun bitik halini görmekten neredeyse zevk alacak kadar.

"Sence de bunu hak etmemiş miydin?"

Gecenin karanlığına bir yıldırım gibi düşmüştü bu soru ve saplandı adamın kemiklerine.
Yok olmayı diledi, hiç doğmamış olmayı. Bir annenin çocuğunu dünyaya getirirken hissettiği acının bin kat fazlasını hissediyordu.
Acı, belki de yeryüzünde tanıştığı en keskin duyguydu.

"Ne istiyorsun tanrı aşkına?"

Dalgalı sarı saçlarını omuzunun arkasına savurup topuklu ayakkabılarını her an silaha dönüştürüp adamı fizikende öldürecekmiş gibi yürüyerek yanına yaklaştı.

Gözleriyle adamın her noktasını süzerek gülümsedi, belki de çantasından silah çıkarıp alnının ortasına iki el ateş etseydi daha az acırdı adamın canı.
Bu işkenceye son vermek adına başını önüne eğdiğinde kadın parmaklarını çenesine koyup sert bir tavırla sıkarak başını kaldırmasını sağladı.

"Böyle bitik olman içimdeki nefretin harlanmasını engellemiyor David!"

"Yapma!"

Kadının çatık kaşları düz bir hal aldığında istediğini başarmış olmanın keyfi sarmaladı her yanını.

"O zaman yapman gerekeni biliyorsun, sevgili Breath Rose, zavallı mı demeliydim yoksa? Ah ne yazık! Birde senden çocuk yapmak istiyor!"