otuzdokuz-😈

27.9K 1.9K 1.6K
                                    

Ben geldimmmmmm🤭

Bu bölüme 1000 yorum 1000 vote istiyorum şeytanslarım ❤
Bölüm günlerimiz cuma, bir aksilik olmadıkça \\

Vote sınırı koydum ama yorumu da az istedim 🙈 Kitabımız milyon kez okunmuş fakat vote sayısı 30k.
Yapmayın lütfen, yıldıza dokunun. Sizin beş dakika da okuduğunuzu ben 3 günde anca yazıyorum

İnstagram hesabım; bernackl55 🌤

Bölüm şarkısı;
Bryan Adams - Please Forgive Me

●•●•●

Gözlerinden gönlüme düşen yaralı kuşlar dokunuşu ile yeniden maviliğine süzüldü. İyileşti öldürür sandığım yaralarım bakışındaki merhametin şefkatinde.
Gömleğinin açıkta bıraktığı vücuduna bakarken, dilim pervasızca kurumuş dudaklarımın üzerinde dolandı. Rüzgar işkence eder gibi kokusunu her savurduğunda dizlerim titredi, özlemiştim her şeyini. İnatla aramıza koyduğu duvara tırnaklarımı saplayıp yıkmaya çalışıyordum. 

Duruşunda ki seksilik, bakışlarında ki kırgınlıkla harman olmuş merak tınısındaki cazibe iştahımı kabartıyordu, farkında olmadan hızlı hızlı nefes alıp vermeye başlamıştım. Gözlerinin altındaki şişkinlik, dağılmış saçlarındaki acı kırıntıları ve tenine bulaşmış hüzün nameleriyle bile kusursuz bir yakışıklılığa sahip bu adam benimdi. Şimdilik itiraz ediyor olabilir ama saçındaki her bir telden ayak parmağına kadar benimdi. 

Ne kadar iterse o kadar ona çekileceğimi biliyor olmalıydı çünkü beni kendine mühürleyen oydu. Kana susamış vampir edasıyla dudaklarımı boynuna saplamamak şarap kırmızısı dudaklarını yudumlamamak için kendimi duvara çivilemiş duruyordum, bağrımda süzülen parmak uçları yaramın üzerinde salınırken okyanuslarını gözlerime savurup tek kaşını kaldırdığında sorduğu sorunun cevabını beklediğini anladım. 

Boğazıma bir şey takılmış gibi öksürüp güçlükle yutkunabildim, güğüs kafesim hızla inip kalkarken titreyen ses tonumla dudaklarımı araladım.

"Ben yaptım."

Parmak uçlarını aşağıya doğru indirip göğsümün üzerinden geçerek teması kestiğinde göğüs uçlarım bluzumun altından kendini belli etmiş, onu arzuladığımı alalen haykırmıştı. Vücudumun normal düzeyde giden ayarlarını bozmuş, damarlarımda kendi halinde süzülen kan şarıl şarıl akmaya başlamıştı. Ölen bütün hücrelerimi canlandırmış, benliğime yenilik katmıştı.

Nefesimi dizginlemeye çalışırken geriye doğru bir adım atarak benden uzaklaştı, ince uzun parmakları düz ama dağınık saçlarının arasına karıştı. Muhtemelen beni görmeden geçirdiği her gün kendine söylediği sözler bir bir yalan olmuş, aklıyla kalbi arasında sıkışıp kalmıştı. Kurduğumuz yakınlık kalbinin mührünü parçalamış bana kapanan kapılarını sonuna kadar açmıştı, yüzündeki her mimikten duygularına karşı direndiği açıkça belliydi. 

"Git buradan Breath!"

Yaslandığım duvardan doğrulup ona doğru adım attığımda elini kaldırıp "Yaklaşma!"diyerek bağırdı. Sesi beyaz evlerin duvarlarına çarpa çarpa göğe yükseldiğinde titreyip istemsizce geri adım attım.

"Biz diye bir şey olmayacak artık, daha fazla acı çektirme kendine, git."

Dudaklarım titredi, vücudum karıncalanırken kalbim göğsümü parçalayacakmış gibi hızla atmaya başlamıştı. Gülümsemeye çalışarak "Gitmeyeceğimi biliyorsun, asıl sen böyle yaparak acı çektirme bize."dedim, zemin sallanıyordu ama ayakta durmak zorundaydım.

Bay RedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin