-17-

11.5K 594 127
                                    

Bölüm Şarkısı: Yorma-Seksendört🤎

İyi akşamlar canım okuyucularım can yoldaşlarım!

Yeni bir bölüm ile geldim hem de insan saatinde :D

Umarım beğenirsiniz keyifli okumalar🧜🏻‍♀️

Şimdiki Zaman

Doğa MERCAN

Eren'i zor da olsa gönderip masayı toplamaya başladım.

Kendimi iyi hissetmiyordum. Ölümden hep çok korkmuştum. Bir daha dünyada olmama fikri beni ölesiye korkutuyor ve bana uzak bir kavram gibi geliyordu.

Peki gerçekten öyle miydi?

Hayır.

Ölüm en çok bana yakındı. Yaşayan bir ölümdüm ben zaten.

Ruhum, ölü toprağı kadar cansız; kalbim, mezar taşı kadar anlamsız...

Yüreğimdeki korku dinmek bilmeyen bir yağmur gibi yağdıkça boğuyor.

Ev telefonunun sesini duyunca kapının yanındaki vestiyere gidip telefonu açtım.

"Alo?"

"Alo? Çilek, ne işin var len senin Eren'in evinde?" Efe'nin zırzop sesini duyunca gülmeden edemedim.

"Eren'in evi mi? Burası 36 Kreuzberg aslanım yanlış numara." Sesimi değiştirmeye çalışsam da olmamıştı.

Yaptığım şeyin salakça olduğunun farkına varmamsa Eren'in kahkaha atarak "Çilli, yalan da söyleyemiyormuşsun." Dediğini duymamla olmuştu.

"Ya söylesene biliyor diye."

"Ne diyeceğini merak ettim." Deyince "İyi Eren. Efe'ye ver telefonu."

Efe'nin şen sesini duymamla enerjim biranda yükselmişti.

"Alo yavrum?"

"He Efe noldu sen niye aradın?"

"Eylem denilen cüce aradı beni. Sana ulaşmam için. Ben de Eren'in evinde olduğunu söyledim. Oraya geliyor."

"Ne? Buraya mı geliyor?"

"Hee."

"Efe iyi halt ettin! Kimse bilmesin diye uğraştıkça herkes öğreniyor. Başka kimse bilmeyecek. Birisi falan yanınıza gelip beni sorarsa tanımıyorum diyeceksin."

"Niye tanımıyorum diyeyim kızım?"

"Efe sen de anlatırım sonra."

"İyi tamam lo. Akşama dışarı çıkacağız sen de gel aşke."

"Tamam gelirim."

Tamam gelir miyim? Kıyafetim yoktu!

Bu sırada kapının çaldığını duyup "Efe, kapı çalıyor. Eylem geldi sanırım. Konuşuruz sonra kapatıyorum ben."

"Tamam Çilek'im hadi öpüyorum."

"Ben dee." Deyip telefonu kapattım ve koşarak kapıyı açtım.

Karşımda Eylem'i ve elindeki poşetleri görünce istemsizce gülümseyip kollarımı boynuna sardım.

Eylem de elindeki poşetleri yere atıp kollarını bana sardı ve ağlayarak konuşmaya başladı.

"Kuzum, iyi misin?"

"İyiyim," dedim ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırarak.

Eylem, buraya herkesten habersiz gelmiş olmalıydı yoksa haberleri olsaydı dışarı çıkmasına izin vermezlerdi.

KARANLIK #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin