Bölüm 17; Yoğunlaşan Feromon

10K 1.1K 1.1K
                                    

+155 oy ve +350 yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

+155 oy ve +350 yorum.  Hu hu ben geldim, arayı fazla uzattığım için çok özlüyorsunuz bu fici biliyorum jdjdkhdjdh.  1 gün arayla yeni bölüm yazan benden başka kim var be djdhndbd.
☄️

"Jimin,"

Jungkook'un ses tonu sakindi, dediklerime sinirlenmiş veya üzülmüş gibi gelmiyordu. Başımı dizlerimden kaldırıp loş ışıkta onun parıldayan yüzüne baktığımda Jungkook yüzüme bakıp mırılandı.

"Bu kolayca 'Evet' diyebileceğim bir konu değil ve bu büyüyü yaparsak ikimizden biri her türlü zarara uğrayacak. Her ne kadar Seokjin hyung bunu yapmış olsa da o zamanlar o bağlandığı vampir yüzünden ölmek bile istemişti. O kadar sinirlenmiş ve bir yandan da üzülmüştü ki gözü dönmüştü resmen. Ama ben böyle hissetmiyorum, yani bunu yapamam, belirsizlik içinde kimin cezalandırılacağını bekleyemem çünkü geleceği değiştirebilecek gücümüz var." dediğinde uzun konuşması kafamdaki belirsizlikleri kaldırırken haklı olduğunu biliyordum. 

Kendimi şu anda önemseyecek durumda değildim, sadece benim yüzümden birisinin ölmesini istemiyordum, bu kişi benim yanımda olan kişilerden biriyse bunu göze alamazdım. 

Bir şey dememiştim o sözlerinden sonra birkaç dakika sonunda ise aşağıdan birkaç tıkırtı geldikten sonra Seokjin hyungun aşağıdan gelen sesini duyduk.

"Gittiler, isterseniz aşağı gelin. Biraz konuşalım." dediğinde Jungkook'a baktım, oturduğu yatağın kenarından kalkarken elini bana uzatıp beklemeye başladı. Bacaklarımı yataktan indirirken elimi ona uzatıp benim güçsüz bedenimi kaldırmasına izin verdim.

Odadan çıkıp merdivenlerden benim yüzümden yavaşça indiğimizde Jungkook'un diğer eli düşmemei engellemek istercesine belimde dolanıyordu. Jungkook'un omzuna ağrımaya devam eden başımı yaslayıp salonun içine girdik. Seokjin hyung koltuklardan birine oturup bizimde oturmamızı beklerken Taehyung elindeki bardaklarla yanımıza geldi.

"Jungkook diğer iki bardağı da sen getirsene." Taehyung kalın ses tonuyla konuştuğunda ben Jungkook'un yanımdan kalkacağını düşünüp omzundan başımı kaldırıp yanımdan gitmesini beklerken o huysuzca homurdandı.

"Neden bir tepsiyle getirmeyi akıl edemiyorsun?" diyerek huysuzluğunu açıkça belli edip belimdeki elini başıma çıkarıp omzuna tekrar yaslarken Taehyung'un sesini duymuştu. Seokjin hyungla yan tarafımızda oturduğu için onları tam göremiyordum.

"Ah, hadi ama bu senin için çocuk oyuncağı." diyerek güldüğünde içeriye havada gelen bardaklarla gözlerimi irileştirdim. Tamam havada asılı kalan bardakları biliyordum ama kendi başlarına geleceğini düşünememiştim. İki bardakta önümüzde durduğunda önümde havada asılı duran kupayı elime alarak içine baktım.

Kırmızı içeceğe bakarken sakince konuştum. Sesimin kısıldığı çok net anlaşılıyordu ama bunu umursamadım.

"Kan mı?" diye sorduğumda Jungkook'un eli benden uzaklaşıp kupayı eline alırken konuşmuştu. "Evet ama sen dondurulmuş kan içemiyorsun." deyip önündeki masaya kupayı bırakıp benden tarafta olan uzun kollu kazağını dirseğine kadar sıyırıp bana kolunu uzattığında söylenmişti. 

Uncertainty - KookMin [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin