Kaybettiğiniz birini bulabilir misiniz?
Peki ya... Tanımadığınız birini?
Onlar her şeye rağmen bir-birlerini buldular?
"Keybedilen her şey tekrardan bulunabilir mi?" Diye sormuştu Hayal çok
uzaklardan.
Bulunabilirmiş.
Bu gecelere aşık insanların, y...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şok olma sırası şimdi ondaydı. Kocaman gülümsediğini hiss ettim. Şu anda çok mutluydum. Hani o karında ki kelebekler derler yaa, o kelebekler şuan da uçmuyor, resmen dans ediyorardı. Bu sefer fısıldayarak değil bağırarak tekrarladı "Sana Aşığım" Mutluluğum sanki daha fazla olabilirmiş gibi katlandı. Evet, artık sevgiliydik. Ilk kez sevgilim olmuyordu ama ilk kez aşık oluyordum. Acaba aptal mı olacaktım artık? Çünkü, hep filmlerde böyle izler, kitaplarda böyle okurduk. Ya da devamlı onu düşünüp, onun için fedakarlıklar mı yapacaktım? Belki de rüyalarıma girecek, odamdaki bütün çerçeveleri o dolduracaktı. Ne olursa olsun ben bu çocuğu seviyorudum ve onun için her şeyi yapmaya hazırdım. Itiraf gününden sonra ilk kez buluşacaktık. Daha dün onu sevdiğimi kendime itiraf etmiştim ama sanki onu yıllardır tanıyor, yıllardır seviyordum. Kafeden içeri girdim. Herhangi bir masaya geçtim ve oturdum. Galiba biraz geç kalmıştı. Garsona siparişlerin biraz sonra verileceğini söyledim ve beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra tatlı bir ses duydum "Yanınıza otura bilir miyim?" Başımı arkaya doğru çevirdim. Sınav günü dağınık olan saçları şimdi dümdüz bir şekilde duruyordu. Kot hırkasının altındaki gömleği itinayla ütülenmişti. Aynı şekilde pantalonu da. Gözünde ki gözlükle de gerçekten kusursuz gözüküyordu. Sırıttım ve "Hayır, beyfendi sevgilim gelecek maalesef" dedim. Şaşırmış gibi kaşlarını yukarı kaldırdı ve "Sevgiliniz benim kadar yakışıklı olduğunu düşünmüyorum" "Hımm... Nerden geliyor bu özgüven beyfendi? Ben sizin yakışıklı olduğunuzu düşündüğümü söylemedim." "Gerçekten yakışıklı olduğumu düşünmüyor musun?" "Hayır, şaka yapıyorum" dedim mutlulukla. Dünyanın en yakışıklı erkeğiydi gözümde. Masaya geçip oturdu, tatlı-tatlı bakıyordu. "Nasılsın?" dedim "İyiyim sevgilim" dedi. Kendimi göremiyordum ama yanaklarımın kızardığına emindim. Tam bu sırada garson tanımıza geldi. Umut Türkçe " Şu garsonların güzel anları bozmak gibi bir özelliği var" dedi. Sonra siparişleri verdi. Latteler gelince " Baksana çok güzel gözüküyorlar" dedim. Çünkü, süslemelerle latteler resmen enfes gözüküyordu. "Güzel olan sensin" Evet, yanaklarım 2.kez kızardı. Başımı önüme eğdiğimi görünce "Eee, biraz kendinden bahs et"dedi. Doğru, biz sevgiliydik ancak hiç bir-birimizi tanımıyorduk. " Ben Hayal Yücel. Annemle beraber Istanbul'da yaşıyoruz. Babamı hiç tanımadım, açıkcası tanımak istemiyorum da. Evin tek çocuğuyum. Dizilerde ki, o popüler prenses kız çocuğu vardır ya, o benim işte. Çocukken bütün eşyalarım ve kiyafetlerim pembeydi. Hatta bir gün ağlayıp, anneme "Odamın duvarları çok kötü, onlar da pembe olsun" demişim. Annem 1 hafta içinde, hemen odamı pembeye boyatmış." Tam burada kahkaha attı. "Dur, dahası da var. Evin dışı maviymiş o zamanlar, yine annemden rica etmişim ve onu da pembeye boyatmış" Bunu söyledikten sonra daha kocaman bir kahkaha attı. Gülümsedim ve devam ettim "Yani hayatım bir film olsaydı "Pembe Hayaller" olurdu" dedim. Ikimizde içeceğimizden yudumladık. Derin bir iç çekti, ve anlatmaya başladı "Ben senin gibi büyümedim, mutlu bir çocukluğum, şımarılığımı çeken bir ailem olmadı. Ben ailemi çok küçükken, bir trafik kazasında kaybettim. O günden sonra bana Italya'daki akrabalarım baktılar. Italya'yı sevdiğim için burada değilim, Hayal. Italya'ya mecburum. Çocukken de hep Turkiye'ye gitmek isterdim, hep oradaki akarabalarıma götürün beni derdim. " Durdu, biraz yavaşlamaya ihtiyacı var gibiydi. "Ben ilk kez Verona sokaklararına mutlulukla baktım. Herkes, bütün arkadaşlarım beni enerjik olarak tanımlar, Ama öyle değilim. Ilk kez gerçekten mutlu oldum ben Hayal. Ben ilk kez birini sevdim, bu da bana tüm Dünya'yı sevdirdi" Gözünden akan bir damla yaşı hemen sildi. "Iyi ki varsın..." Ilk kez birisinin beni sevdiğine emindim.Annem, akrabalarım dışında biri. Hep aşk insanı mutsuz eder süründürür derler yaa, öyle deyildi. Eğer gerçekten seviyorsan aşk seni dünyanın en mutlu insanı yapıyordu. Bunları söyledikten sonra susmuştu. Ilk kez birine anlattığına emindim. Onu boyle gormeye dayanamıyordum. Uzanıp elini tuttum. Ilk yuzume baktı, sonra elimi yavaşca kaldırıp bir öpücük kondurdu. "Beni hiç bırakma" dedi acı çekermiş gibi. "Asla" dedim. Onu asla terketmeyecektim...