UMUT:Her düşüş bize bir gün yere çakılacağımızın sözünü verirdi. Sonsuza kadar düşemezdik bir gün o soğuk betona çarpılırdık. Ancak hiçbir düşüş bize yeniden kalkacağımızın sözünü vermezdi. Soğuk beton verirdi onun sözünü, o yere çakılıştaki acılarımız verirdi.
Şimdi, şuan da tutuyordu sözünü acılarım. Başımı Hayal'in saçlarının arasına gömmüşken,o benim göğsüme dayamışken başını, toplantıda ki eğitimciler bize garip, garip bakarken. Kızacağım ona derdim, soracağım ona çektiğim acıların hesabını. Feda olsun ona acılarım, feda olsun gözyaşlarım, feda olsun 5 yılım, feda olsun onun bu güzel yüzüne, kokusuna, gülüşüne ve kalbine...
Başını kaldırdı yavaş-yavaş baktı yüzüme özlediğim o ela gözleriyle. Inceliyordu yüzümü, uzun-uzun bakıyordu gözlerimin içine. Güzelleşmiş miydi? O hep güzeldi zaten ama olgunlaşmıştı, kadındı, kadınsıydı, ve her haliyle güzeldi.
"Seni çok özledim..." Dedi titreyen sesiyle.
Ben de demedim. Gülümsedim, gülümsedi. Biliyordu ki, ben de onu çok özlemiştim, beklemiştim ve her geçen gün daha çok sevmiştim...BİRKAÇ AY SONRA
HAYAL:
Neler-neler yaşamıştık değil mi? Ne çok gözyaşları dökmüştük, ne çok beklemiştik, ne çok sevmiştik, iyi ki de sevmiştik...
Kahvelerimizi almış bahçe de oturuyorduk şimdi. Parmağımda yüzüğü, odamda düğün fotoğraflarımız, akşam saatleri ve kulağımızda "Sıkılırsan güneşten, gece oluruz erkenden" diye bir şarkı.
Bir anda, "Sıkıldım yaa, Güneş'ten" deyiverdim. Bu dediğime kendim bile şaşırmıştım. Güzel gözlerini yüzüme çevirdi Umut'um. "Gece oluruz erkenden..." Dedi. Gülümsüyordu, gülümsüyordum. "Benimle gel." Diye devam etti. Ne yapacaktı? Yahu akşam saat 6'da, Güneş daha batmaya yeni yeltenmişken, söylenecek söz müydü bu?
Garaja götürdü beni. Kocaman dolaplar vardı garajda, eşyalarımızı koyuyorduk bu dolaplara. Eğildi ve en altta duran çadırı aldı. "Ne yapacaksın bununla?" Dedim merakla.
"Gece yapacağım erkenden..."
Çadırı bahçeye kurması, 10dk sını almıştı. Sonra çadırı bahçenin ortasında bırakıp içeri girdi. Çadırın içerisine doğru boylandım ama içi karanlık değildi. Işık yansıyordu içeriye. Ne yapacaktı? Birazdan, elinde ışık kutumuzla geri döndü. Bu kutu kocaman, içi ışıklarla dolu olan bir kutuydu. Ben Umut ne yapacak diye merakla izlerken, annem aradı ve içeri geçmek zorunda kaldım. Bu arada annem kanseri yenmişti. Babamın neden hafızamı sildirdiğini öğrendiğimde onu affetmiştim. Üzülmemi istememişti babacım ama bu biraz yalnış bir şekilde yapmıştı sankii...
Herkes mutluydu yanii. Annemle konuşmam biraz uzun sürmüştü. Babamın tarafından, Güneş teyze, annemin tarafından olan Nermin Teyze'ye
"Erkek tarafı düğünde daha çok takı taktı" demiş. Başlasın sülale kavgalarıı...
Annemi sakinleştirip, tekrar bahçeye çıktım. Gördüğüm manzara karşısında, nutkum tutulmuştu. Çadırın etrafı, ışıklarla çevriliydi, mükemmel gözüküyordu. Ortam filmden bir sahne gibiydi. Umut, son birkaç ışık düzeltmesi yapıyordu. Hava artık kararmaya başlamıştı. Umut'a doğru ilerledim.
"Umut'um... Burası çok çok çok güzel olmuş"
"Senden daha güzel olmadı..."
"Işıklar..." Dedim hayretle
"Şşt... Onlar bizim yıldızlarımız..."
Icine geçtik çadırın, oturduk. Icerisi de dışarısı kadar harikaydı. Bizim yıldızlarımız ve gökteki yıldızlar, parlama yarışına girmiştiler sanki. Ikiniz de mükemmelsiniz...
"Burası benim krallığım" derken şarkı, dakikalar sonra Umut'un omzunda uyuyakalmışım...
...Hikaye Sonu...Yazar:
"Tanımadığınız birini bulabilir misiniz?
Pekii ya tanımadığınız birini?" Demiştim.
Evet canlarım, isterseniz her şeyi yapabilirsiniz. Bu 5 gününüzü de alabilir, 5 yılınızı da...
Sevin, çok sevin. Belki de kırılacaksınız ama yine de çok sevin.
Mutlu olun, çok mutlu olun. Belki de hayat sizden bunu vergisini kesip sizi üzecek ancak siz mutlu olun.
Vee bekleyin canlarım, çok bekleyin...
Çünkü, her yıldız bir gün parlar;
ANI BEKLEMEK LAZIMHOŞCA KALIN CANLARIM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAFIZAM VE SEN... (TAMAMLANDI)
RomanceKaybettiğiniz birini bulabilir misiniz? Peki ya... Tanımadığınız birini? Onlar her şeye rağmen bir-birlerini buldular? "Keybedilen her şey tekrardan bulunabilir mi?" Diye sormuştu Hayal çok uzaklardan. Bulunabilirmiş. Bu gecelere aşık insanların, y...