PLANLANMAMIŞ PLAN / 13.BOLUM

98 49 7
                                    

PLANLANMAMIŞ PLAN...

(Hayal'in annesi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Hayal'in annesi)

Doktor içeri girdi. "Hazırız Enver Bey. Gidebiliriz." Dedi. Enver bir daha baktı kızının gözlerine. Iyilik mi yapıyordu kötülük mü? "Özür dilerim" diye mırıldandı kimsenin duyamayacağı bir tonda ve devam etti "Bir şey değil". Hem teşekkürünü, hem de lanetini almıştı kızının. Eğildi, ve kucağına aldı onu. Hastaneden dışarı çıktılarında havanın soğukluğu ateş açmıştı sanki Enver'e. Ona mı öyle geliyordu? Bilmiyordu ama üstündeki ceket omuzlarından tutup yerin bin kat derinliğine sokmak istemiş gibi git-gide ağırlaşıyordu. Utanıyor muydu bu yaptığından dolayı? Kimlere neler yapan, belindeki silahıyla tanınan Enver utanıyor muydu? Utanç... farklıydı, parasını verip yok edemiyordun bu duyguyu. Her şeyin boyun eydiği para, paranın boyun eydiği hislerimizdi. Hiçbir şeye aldırış etmeden siyah, büyük arabasına doğru kucağındaki kızıyla beraber ilerlemeye devam etti. Içinde sadece sürücü olan bu arabaya kızını uzandırdı. Kendisi de öne geçti ve olabildiğince arkasın bakmamaya çalıştı. Çünkü, arkasına bakdıkca utanıyordu, bu masum kıza yaptığı ihanetten dolayı. Ihanet en çok kime yapılırdı? Kendimize. Bu Dünyada en çok ihaneti herkes kendine yapardı. Kendi ağızından çıkanlara , kendi düşüncelerine ihanet ederdi en çok insan. O bu kızı ilk kez gördüğünde söz vermişti kendine onunlayken, aynı onun gibi masum olacağına. Ne olmuştu şimdi? Ne olmuştu kendi düşüncelerine, kendi fikrine, kendi kızına, kendi Hayal'ine ihanet etmişti Enver?

Birkaç ay önce:
Rabia Hanım kızı Hayal'in gidişinden sonra şiddetli baş ağrılarıyla neredeyse can çekişiyordu. Evet, can çekişiyordu çünkü buna ağrı değil ancak can çekişme denirdi. Ilk başta endişeden olduğunu zannetmişti ancak ağrıları arttıkca bunun bir sağlık problemi olduğunu anladı. Şimdi buradaydı işte, doktor Boz Bey'in odasının önünde. Sıra ona gelince ilerledi ve içeri geçti. Şikayetini söyleyip, birkaç tahlil yaptırdıktan sonra Doktor'un ağrıların nedenini söyleme vakti gelmişti. Rabia Hanım'ın beklediği, doktorun birkaç ağrı kesici verip, onu eve yollamasıydı. Doktor tahlil kağıdını eline aldı. Bir anda müşteri memnuyetinden dolayı olan gülümsemesi soldu. Başını yavaşca kaldırıp, Rabia Hanım'ın yüzüne baktı inanmak istemezmiş gibi tekrar baktı tahlil kağıdına. "Noldu doktor bey? Allah korusun bir sıkıntı mı var yoksa?" Diye sordu, Rabia Hanım korkarak. "Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum." Diye başladı sözlerine doktor "Beyninizin içinde bir tümör var."
Insan şok olduğunu anlarda hayatı gözünün önünden geçer genellikle. Onun gözünün önünden kızı Hayal'in hayatı geçiyordu. Yapayalnız, ecnebi, bir memlekette kalması, ölümden daha fazla korkutmuştu onu. Ilk birkaç gün yıkılmıştı Rabia Hanım. Doktor iyileşmesinin çok az bir ihtimal olduğunu söylemişti. Kendine gelmeliydi, kızına bir gelecek vaat etmeyildi. Eline telefonu aldı ve 19 yıldır konuşmadığı gençlik aşkı Enver'i aradı. Aynen bu konuşmayı yaptılar:

Enver- Alo?! Buyurun kimsiniz?
Rabia- Ben... Ben Rabia.
(Enver sustu. Yıllar sonra aramış olabilir miydi gençlik aşkı onu?)
Rabia- Enver, müsaitsen konuşabilir miyiz?
Enver- Ee... Evet müsaitim.
Rabia- Enver uzatamayacağım, lafı dolandırmak istemiyorum. Bizim bir kızımız var.
Enver- NE?!
Rabia- Sen beni bırakıp gittikten 1 hafta sonra hamile olduğumu öğrendim. Sana çok kızgındım ve çocuğu benden alırsın diye sana söylemedim.
Enver- Ben... Anlayamıyorum.
Rabia- Evet, biliyorum çok ani oldu ancak ani gelişen bir çok şey daha oldu.
Enver- Neden şimdi söylüyorsun? Ne yapmamı istiyorsun?
Rabia- Ben hastayım. Beynimde bir tümörle geziyorum ve kızımızı emanet edecek birisi olmalı. Ne kadar geç öğrensen de, sen onun babasısın ve ona benden sonra kimse senden daha iyi bakamaz.
Enver- Nasıl yani sen?!
(Dolu gözlerle sordu Enver. Onu en etkileyen şey, gençlik aşkının ölecek olmasıydı.)
Rabia- Evet, öleceğim ve kızımın aynı benim gibi yalnız kalmasını istemiyorum. Inanmaya bilirsin. Istersen DNA...
(Sözünü kesti)
Enver- Hayır, hayır gerek yok.

Yaklaşık bir buçuk saat boyinca sürdürdüoer bu konuşmayı. Rabia ayrıntıları da anlattı, Enver'den ne istediğini de.

Planları Enver ilk kızını kendine sevdirecekti. Sonra da Amerika'ya gitme teklifi edecekti. Hayal kabul etmeyince annesini arayacak, (eğer o zamana kadar yaşarsa) onun fikirlerini alacaktı. Annesi ona ters cevaplar verecek, o arayınca meşgule atacaktı. Kısacası kızını kendine nefret ettirmeğe çalışacaktı. Kızı da kabul edecekti. Bir-birlerini aramadıkları için Hayal annesinin hayatta olup-olmadığınından haberdar olmayacaktı. Rabia Hanım bu kurduğu planı aceleci bir şekilde kurduğundan ne kadar çocuksu olduğunu farkedememişti. Enver de bu planı sevmeyip, kızı ve kendisi için yep-yeni bir plan hazırlamıştı.

°•°•°DEVAM EDECEK...°•°•°

HAFIZAM VE SEN...           (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin