Kaybettiğiniz birini bulabilir misiniz?
Peki ya... Tanımadığınız birini?
Onlar her şeye rağmen bir-birlerini buldular?
"Keybedilen her şey tekrardan bulunabilir mi?" Diye sormuştu Hayal çok
uzaklardan.
Bulunabilirmiş.
Bu gecelere aşık insanların, y...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayal:
Yıldızlar bir şeyler anlatmak istedi mi daha önce size? Bana şuan da bir şeyler anlatmak istiyorlar, haykırmak istiyorlar. Sen diyorlar Buraya ait değilsin. Unutmuş olabilirdi beynim evimi, ama kalbim? Kalbim de mi unutmuştu, ruhumda mı kaybolmuştu, akciğerlerim niye huzur bulmuyordu bu evin kokusunu içime çekince? Etrafıma bakındım, odama. Mumlar çarptı ilk gözüme. Eğildim, ve fısıldamaya başladım onlara doğru "Eskiden de yakar mıydım sizi böyle? Eskiden de yanar mıydınız siz böyle?" "Eskiden" Ne kadar yabancı bir kelime. Eskiden... Bu kelime bir şey ifade etmezken benim için, nasık gözlerimi doldurabiliryordu? Boğazımda düğüm oluştu, burnumun ucu yandı. "Özledim..." Diye fısıldadım. "Özledim..." Kimi saklıyordu bu adam benden? Kaza geçirmemi kullanıp, kimi hayatımdan çıkarmıştı? Duvarda yanan küçük ışıklara yaklaştım bu sefer. "Kimin için acıyor kalbim? Kimin için doluyor gözlerim? Konuş be konuş!" Artık ağlıyordum. Hıçkırıklara boğulurken yere doğru çömeliyordum. "Kimsin sen?" Dedim hıçkırıklarımın ardından. "Gel. Ben sana gelemiyorum, sen bana gel." Sinirle baktım odama. "Kimi saklıyorsunuz benden?" Diye inledim. Kimi saklıyorlardı benden? Kimi unutamamıştım? Kime gücü yetmemişti kazanın? Artık yanağımda kurumaya başlayan, göz yaşlarıma elimi götürdüm. Başımı kaldırdım, yıldızlara doğru baktım. "Siz onu görüyorsunuz, çok yüksektesiniz. Söyleyin ona söyleyin gelsin" Hani bazen mesaj atarsınız, iletilir, en kısa zamanda görecek dersiniz ya, ben verdim mesajımı yıldızlara. Mesajımı görecek eminim. "Nerede acaba?" Dedim kendi-kendime. Kız mı erkek mi? Bir akrabam mı? Yoksa sevgilim mi? O anda kalbimin sızlamasıyla küçük bir inilti çıktı dudaklarımdan. Sevgilim miydi? Neredeydi peki? Terk mi etmişti beni? Bir kaza geçirdim diye beni bırakıp gitmiş miydi? Tekrar gözlerim yıldızlarla buluştu. "Hiçbir yere gidemezsin" diye fısıldadım. "Aynı yıldızlara bakıyoruz. Aynı oksijeni çekiyoruz içimize. Aynı Dünya'da yaşıyoruz ve bu Dünya dönüyor. Dönüp-dolaşacaktı ve ben onu bukacaktım. Kaybetmiştim ama bulacaktım. Umutla dolmuştu içim sanki, mumlar daha güzel parlamaya, ışıklar daha çok oaralmaya başlamıştı. Ne güzel bir histi bu UMUTLANMAK. Bir çalışan girdi o an içeri pat diye. Hiç kimse kapımı tıklatmıyordu. "Bir isteğiniz var mı?" Dedi titrek bir sesle. Ondan bir dahaki sefere kapıyı tıklatmasını isteyecektim ama titreyen sesi zaten sızlayan kalbimi daha da sızlattı. "Yok" dedin "Yok teşekkürler" kapı yavaşca kapandı. Saate baktım 12ydi. Ilk mumları söndürdüm, ışıkların fişini çektim ve yatağıma uzandım. Gözlerim yavaş-yavaş kapanırken dudaklarıma hakim olamadım: "Iyi geceler özlediğim..."
Umut:
Yataktan hayretle sıçradım. Şakağımdan boynuma doğru akan bir damla ter ve gözlerimin ıslaklığı kabus görmemin habercisiydi. Ancak ben kabus görmemiştim. Hatta hiçbir şey görmemiştim. Duymuştum sadece onu duymuştum. Kulaklarım onun güzel sesine şahit olmuştu. "Iyi geceler özlediğim" demişti. Özlemiş miydi beni? Niye gitmişti peki, niye bırakmıştı beni? Gözlerim camın arkasında olan yıldızlara kaydı. Camın önüne geçtim. Açtım camı gürültülü bir şekilde. Elimi uzattım gökyüzüne, oradaydı. Hep orada olacağım, hep orada olacağız, öyle demiştik. Dokunamıyordum ama bu güzel yıldızlara. Yıldızlara mı yoksa ona mı dokunmak daha zordu şimdi? Elimi kalbime götürdüm. "Oradasın" diye fısıldadım "Biliyorum ama artık gelmen lazım. Yıldızlar kadaz uzak, kalbim kadar görünmez olamazsın daha fazla bana. Gel, gel!" Islanan sakallarımı sildim elimle. "Neredesin? Hep orada, gökyüzünde olacağımı söylemiştim, söylemiştin, söylemiştik. Kahretsin, kahretsiz! Orada olma yanımda ol. Sana muhtacım. Mutlu musun? Değilsin. Biliyorum. Eğer mutlu olduğuna küçücük bir inancım olsa susarım. Gerçekten susarım Hayal. Ama mutlu değilsin. Rüyalarıma geliyorsun, niye yanıma gelmiyorsun?" Çocuk gibi yalvarmaya başladığımda, yeri su tanecikleri ıslatmaya başlamıştı. Yağmur yağıyordu. Camı kapattım, üstüme montumu giyip, dışarı çıktım. Kulağımda "Gitsen yine iyi, kaçıyorsun" diyen bir şarkı, nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Sanki bu yol beni ona götürecek gibi koşuyordum. Nereye geldiğimi görmek için durduğumda nefes-nefese kalmıştım. "Ben de" dedim soluklarımın arasından "Ben de seni çok özledim. Sana da iyi geceler özlediğim...