ANLATIYOR... / 19.BÖLÜM

78 37 24
                                    

"Her yıldız bir gün parlar anı beklemek lazım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Her yıldız bir gün parlar anı beklemek lazım..."

Umut, bu süreç içerisinde, Türkiye'de bir üniversiteye başlamıştı. Kabin memuru olacaktı. Bir gün, bir uçakta ona "Hoşgeldiniz, bir isteğiniz var mı diye soracaktı" belki de bu düşüncesi saçmaydı ama en saçma olan şey onu terk eden bir kadını beklemesiydi. Iyiydi denemezdi, toparlandı, denemezdi ama idare ediyordu işte. Içinde ki acıya da göz yaşlarına da alışmıştı. Özlemeğe alışmıtı. Onun o güzel yüzünü sadece rüyalarda görmeğe alışmıştı. Insanların yaraları iyleşmezdi çünkü, üstü sadece kabuk bağlardı, ve insanlar da kanamadığına şükrederdi...
Yine telefonda geziniyordu Umut. Sonra bir yazı çarptı gözüne,
"Beraber bakmadığımız bir gökyüzünün yıldızları parlar mı?"
Bu sözü o kendi-kendine söylemişti daha önce.
"Benim gibi olan daha kaç kişi var? Üzülen, kırılan ama susan..."
Elindeki artık soğumaya başlayan kahvesiyle bahçeye çıktı. Bakışlarını çevirdi gökyüzüne doğru, bulutlarla doluydu, bir tane bile yıldız yoktu.
"Parlamaz mı?" Diye mırıldandı. Artık yıldızlar bile umudu kesmişti. Artık yıldızlar bile inanmıyordu, Hayal'in geleceğine.
"Olur mu öyle şey?" Dedi bir bebeğe anlatır gibi
"Gelecek..."
"Gelmez olur mu? O da özledi beni, o da özledi benimle beraber sizi izlemeği..."
Artık gözleri dolu doluyken, devam etti, yağmur yağmaya başlamışken;
"Her yıldız bir gün parlar, anı beklemek lazım..."
"Bakın mesela, bu gün siz de yoksunuz. Ama ben biliyorum ki, yarın gece burada olacaksınız"
Sonra içeri geçti Umut. Eline bir defter, kalem aldı ve bu şiir kaldı o geceden;

"ANLATIYOR...

Göğe mühürlenmiş yıldızlar,
Gözümdeki bu yaşlar
Gidişler ve kalışlar
Seni anlatıyor sanki...

Kalbimdeki bu sızı
Ruhumdaki bu özlem
Atmosfer ve her hücrem
Seni anlatıyor sanki

Çaresiz beklemeler
Dayanamayıp haykırmalar
Mutlu olmaya çalışmalar
Beni anlatıyor sanki

Ah Gülüm! Neredesin?
Ben seni çok severdim
Öyle dediğime bakma
Sevdim, seviyorum, seveceğim..."

(Şiir bana aittir.)

Kalemi elinden bıraktığında, gece iyice ilerlemişti. Uyuması lazımdı. Yatağına geçerken, kendi-kendine konuşuyordu;
"Gelişinde...
Gelişinde saklıydı gidişin.
Bu kadar güzel bir yüze sonsuza kadar bakamazdım...
Bu kadar güzel biri sonsuza kadar yanımda kalamazdı...
Ben sonsuza dek mutlu olamazdım..."

Hayal, bu yalana inanmıştı. Volkan'ın onun sevdiği olduğuna inanmıştı. Çünkü o, inanacak bir şey arayan biriydi. Evet, içinde hala bir huzursuzluk vardı ama bunu Volkan'a bağlamıyordu. Yani içindeki huzursuzluğun nedeninin Volkan ile bir alakası olduğunu düşünmüyordu. Hatta Volkan geldiği için mutluydu bile. Bu yakınlarda nişanlanmayı düşünüyorlardı.
Volkan, bu işe para için girmişti. Enver Bey'in yüksek bütçeli teklifine "Hayır" diyememişti. Ancak, Hayal güzeldi, Hayal esrarengiz gibiydi, ve Volkan, Hayan'in bu çekiminden kendini alıkoyamıyordu. Seviyor muydu Hayal'i? Neden olmasın? Sonuçta onlar nişanlanmak üzere olan sevgililerdi. Hem, bu işi sadece para için yapmamış da olurdu. Sonuçta bir ömür geçireceği kadını sevmesinde bir sakınca yoktu değil mi? Ayrıca, Hayal de onu seviyorken. Yanii galiba seviyordu. Sonuçta onunla mutluydu. Evet, belki Volkan'ı dolaylı yoldan seviyordu, ya da daha doğrusu sevdiğini sanıyordu, ancak bu onların beraber olmasına engel değildi değil mi?


Umut'un bölümünde neredeyse ağlayacaktım. Üzülüyor muyuz Umut'a canlarım? Şiir nasıldı pekii? Benim kalemimden, umarım beğenmişsinizdir. Okuduğunuz için teşekkür ederim😍.









HAFIZAM VE SEN...           (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin