HAFIZAM VE SEN... (TAMAMLANDI)

KİM O ADAM? / 8.BÖLÜM

KIM O ADAM?

Hayal yakalanmış, gibi hemen ayağa kalktı. Babası masanın üstündeki gözlüğünü aldı ve o da kalktı, kızına anlayışlı, sabırlı bur şekilde "Sakinleştiysen konuşabilir miyiz?" Diye sordu. Hayal ilk önce cevap vermedi. Sonra "Ben seni tanımıyorum. Adını bile bilmiyorum." Dedi. Doğru söylüyordu. Insan adını bilmediği biriyle baba-kız tavrında konuşabilir miydi? "Tamam" dedi babası "O zaman en baştan başlarız" Kalktıkları koltuğa tekrar oturdular "Enver" Hayal yere sabitlediği gözlerini yerden aldı ve babasının gözlerine sabitledi. Babasının adı Enver miydi? Bu bilgiyi öğrenmek için zamanında annesiyle ne kavgalar etmişti, ne uğraşlar vermişti. Devam etti babası "54 Yaşındayım ve belki merak edersin diye söylüyorum senden başka çocuğum yok" Bunu merak etmesine, Acaba bizi terkettikten sonra başkasına babalık yaptı mı diye düşünmesine rağmen umrunda değilmiş gibi omzunu devirdi. "Sen?" Dedi babası o da Hayal'i merak ediyordu. 18 yıllık boşluğu doldurmak istiyordu. "Hayal" diyerek başladı sözlerine "Hayal, 18 yaşım var ve hiçbir zaman baba kelimesini kullanmadım. Hep aklımda kocaman soru işaretleri ile dolaştım. " Bizi neden terketti? Beni neden hiç sevmedi? gibi ama şuan aklımdaki en büyük soru işareti neden geldiğin. 18 yıllık yokluğu boşverdim, unuttum diyemem ama alıştım, sensizliğe alıştım. Yaram kapanmadı ama en azından artık kanamıyordu. Neden geldin ve yaramı kanattın? Neden tekrar gitmeden önce beni kendine bağlamaya çalışıyorsun neden?" Sustu. Gücü mü tükenmişti yoksa karşısında ki adamın kalbini kırmamak mı istiyordu? "Gitmeyeceğim. Hiç gitmedim de .Seni bir daha asla bırakmayacağım. Ne olursa olsun yanından ayrılmayacağım. Neden geldiğimi söyleyemem ama hiç gitmeyeceğimi söyleyebilirim." Kızım diye düşündü Hayal, Kızım ne kadar güzel bir kelimeydi bu insan yıkıldığında kaldırabilen, pes ettiğinde umutlandıran bir kelimeydi. Hayal'in en muhtaç olduğu kelimeydi. Gitmeyecekti. Ama gitememesi yıkılan tüm taşları yerine koyabileceği anlamına mı geliyordu? Baba-kız konuştular biraz. Bir-birleri hakkındaki her bilgiye o kadar açlardı ki. Sohbetin bir yerinde "Benimle gelmek ister misin? " dedi Enver. Hayal itiraz etmeden önce "Nereye?" Diye sordu. "Amerika'ya"
"Hayır" cevabını verdi Hayal kesinlikle olmazdı. Onu Türkiye'ye ve Italya'ya bağlayan şeyler vardı. Zaten 2 ülkenin arasında kalmışken, onları yok sayıp başka bir ülkede sıfırdan başlayamazdı. Hem saçma da gelmişti bu soru. Kim babası bile oksa yeni tanıdığı biriyle herşeyini bırakıp giderdi ki sonuçta? Enver, kızının zor ikna olacağını biliyordu. Uğraşması lazımdı, kızının ona güvenini sağlamalıydı. Her şey kızının iyiliği içindi. Tam bu sırada kapı çaldı. Hayal açıkcası biraz ürkerek kapıya doğru ilerledi. Kapıyı yavaşca araladı ve Umut'u gördü. Umut "Günaydın! Aradım, meşguldün herhalde geleyim dedim. Belki kahvaltıyı dışarıda yaparız ne dersin?" Halay biraz Umut'un gözlerine boş-boş baktı. Umut "Istersen, giyin gel. Bekliyorum" dedi. Hayal, gitseydi içerideki adama, Umut'u içeri davet etseydi Umut'a nasıl bir açıklama yapacaktı? Hangisi daha zordu? Hayal, şuan da olan-biteni Umut'a açıklamama kararı vermişti. Ayrıca, babasına açıklama yapmak hiç zor olmamalıydı. 18 yaşı vardı sonuçta bir sevgilisinin olması hiç de garip değildi. Salona geçti, babasına "Ben çıkıyorum, konuşmaya sonra devam ederiz. Eğer kalacak- gidecek bir yerin yoksa burada kalabilirsin. Birkaç saate dönerim zaten." Adam itiraz etti ve otelde kalabileceğini söyledi. Hayal odasına geçti sarı bir bluz ve altına mavi bir pantalon giydi. Saçlarınıysa olduğu gibi doğal bıraktı. Babası o çıktıktan 10dk sonra çıkacaktı Umut görmesin diye. Aslında kötü bir tepki vermezdi ama Halay bu polemiğe girecek durumda değildi. Olaylar ona bile pürüzsün değilken başka birine bu konu ile ilgilu bir şeyler anlatmak istemiyordu. Kapıya doğru ilerledi ve hızlıca kapıyı açtı. Ama Umut orada yoktu. Belki, dışarıda bekliyordur diye dışarı çıktı ama orada da yoktu. Ne olmuştu? Hemen onu aradı:
- Umut neredesin?
- Hayal, doğru söyle evde birisi mi vardı?
Hayal'in nutku tutulmuştu. Umut'a o benim babam diye nasıl açıklayacaktı?

°•°•DEVAMI VAR...•°•°