"jeongin, içmek istediğinden emin misin?"
kafa salladı. birkaç saat önce hyunjin'in dediği şeyleri hiç umursamadan içki şişesini eline aldı.
"bünyen alışkın olmadığı için çok içmemelisin bence." diye uyardı chenle.
"sorun olmaz."
içki şişesini kafasına dikti. iğrenç tadı alır almaz içmeyi bırakıp yüzünü ekşitti.
"tadı iğrenç! kola gibi bir şey olmasını bekliyordum!"
"hayal kırıklığına uğrayacağını biliyordum." kendi içkisini yudumladı.
yine de içmeye çalıştı. birkaç yudum anca içebilmişti ama bu bile kısa sürede sarhoş olmasına yetmişti.
"bunun kafası... çok farklıymış." dedi jeongin, sarhoşluğun ilk evrelerindeyken.
insanları izlemeye çalıştı. görüntüler gittikçe karmaşıklaşıyor ve sesler sanki başka bir evrenden geliyormuş gibi duyuluyordu.
"iyi misin innie? eğer başın falan dönüyorsa korkma. ilk içtiğimde bana da aynısı olmuştu. bir müddet sonra alışırsın."
ilk birkaç dakika bu hisse alışmaya çalıştı. yaptığı tek şey boş boş etrafa bakıp insanları algılamaya çalışmaktı.
bu arada hyunjin, onu takip ederek geldiği yere girmeye çalışıyordu. arkadaşının içeride olduğuna dair bir şeyler söyleyerek girebilmişti ancak.
içeri nihayet girdiğinde oğlunu pazarda kaybetmiş bir anne gibi insanların arasında jeongin'i aradı.
bulması zor olmamıştı. zaten, anca anca 15 kişi falan vardı mekanda. yanındaki renkli saçlı chenle ve jeongin'i farkettiğinde zaman kaybetmeden yanlarına doğru adımladı.
"jeongin? jeongin! sakın bana onu içtiğini söyleme!" jeongin'e seslendiğinde adını duyan küçük arkasını döndü.
"neyi içmişim?"
verdiği cevap ile birlikte jeongin'in o gelmeden önce çoktan sarhoş olduğunu anlamıştı.
oldukları masanın yanına gelip hesap sormaya çalıştı.
"beni hiç dinlemedin değil mi? kime konuşuyorum ki zaten.. ne yapıyorsun burada?"
"iyiyim, sen ne yapıyorsun?"
oldukça sakin bir şekilde sorduğunda ona bu haldeyken hesap soramayacağını anladı.
"işimi gücümü bırakıp senin yanına geliyorum jeongin."
"sakin olun bunu çözebiliriz..." dedi chenle içkisini son kez yudumlarken, o biraz fazla kaçırmıştı.
chenle'nun dediği şeyi duymazdan gelerek jeongin'in neredeyse tamamı bitmiş olan şişesini eline aldı.
"bu kadar yeter. daha fazla içme."
ardından eline aldığı şişeyi kokladı. "bunu mu içtin gerçekten? iğrenç kokuyor! sana hiç layık değil bu koku." şişeyi masaya bıraktı.
"içince kendimi durduramadım. gerçekten bağımlılık yapıyormuş."
sitem etti. "farkına varman güzel. senin için ne kadar endişelendiğimi anlamıyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little me | hyunin
Fanfiction[tamamlandı] "seni de baba olunca görürüz jeongin bey!" ☁️ hyunin, 150320 - 180520