yirmi üç

6.7K 799 666
                                    

"chenle! şu notları yazıp yazıp sıramın altına koymayı kes."

"ne yapayım! derse o kadar odaklanıyorsun ki sana yazdığım notları eline almıyorsun bile."

bıkmışçasına nefes verip sıranın altındaki notlara baktı.

"jeongin merhaba."

"neden almıyorsun??"

"jeongin notlara bak."

"jeongin hocanın kafasına silgi atmamı istiyorsan öksür."

"jeongin bak şu notlara."

"hyunjin değil mi lan o? şaka şaka yüreğine inmesin. belki telepati yoluyla hyunjin yazdığımı hissedersin de bakarsın diye yazdım."

"hay senin AMK"

okurken haykırmıştı. "sen manyak mısın?"

"derste sıkılmam benim sorunum değil! hem şu joonseo olayı ne oldu?"

gülen suratı yavaşça soldu. "hâlâ aynı. joonseo onu hiç istemiyor ve yanına sadece ben yaklaşabiliyorum. hyunjin hyung gerçekten çok üzülüyor olmalı."

konuyu değiştirdi. "ona açılmayı düşünmüyor musun?"

"ne açılması? neyden bahsediyorsun?"

ona doğru dönüp konuştu. "ona aşık olduğunun farkındayım, bunu saklayamıyorsun. ya da benden kaçmıyor. bence ikinci olan daha mantıklı ama her neyse."

dudak büktü. "haklısın artık saklamamam gerek ama... bilemiyorum. böyle bir cesaret gösterebilir miyim sence?"

sırıttı. "jeongin. korkak olma. gideceksin seni seviyorum diyeceksin. bu kadar basit! benim gibi cesur ol biraz. seni dövecek değil ya?"

"bu kadar mı yani?"

"tam olarak anlatmak istediğim." chenle ayağa kalkıp sıraya ayağını bastı. dramatikçe konuştu. "ona çiftleşme mevsimindeki bir orangutan gibi yaklaşacaksın. onu kendine çekeceksin ve-"

dikkatini çekmek için öksürdü. "chenle, insanlar bakıyor."

etrafına bakıp bulunduğu garip ortamdan çıkarak yerine oturdu.

"yani git ona açıl." henüz ayak bastığı sırasını temizlemeye çalıştı.

"neden durumu erotikleştirip içine çiftleşme falan katıyorsun? söylesene şöyle!"

kafa salladı. "dün akşam çok fazla belgesel izledim."

"çiftleşme belgeseli mi izledin?"

"olayı başka yerlere çekme! git açıl diyorum."

dirseklerinden destek alıp ellerini yanaklarına koydu. "korkuyorum."

"benim gibi olsana! cesur yürekli... korkusuz..."

jeongin onu dinlerken gözlerini ona kaydırdı. "beni biraz bekler misin?"

ne yapacağını merak edip gidişini izledi. birkaç dakika sonra park jisung ile döndüğünde aklındaki şeyin olmaması için dua etti.

"chenle hyung, bana söylemek istediğin bir şey varmış?"

ikisi yanına gelene kadar ağzı açık kaldı. "jeongin.. sen.."

"hadi bana orangutan yeteneklerini göster!" chenle'nun kulağına fısıldadı.

"jisung, bunu... sonra konuşalım tamam mı?"

şirin bir şekilde omuz silkip "tamam." dedikten sonra oradan ayrıldı.

"lanet jeongin! şimdi senin yüzünden her teneffüs yanıma gelip söyleyene kadar bunu hatırlatacak!"

little me | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin