6 yıl önce...
"baba... lütfen daha fazla vurma! acı bana baba... yalvarırım..!"
ağzına aldığı son darbe ile geriledi ve dudağının patlayıp patlamadığını kontrol etmek için elini dudağına götürdü. kanıyordu.
pis adam oğluna attığı yumruktan sonra öfkeli bir şekilde konuşmaya başladı. "önce sırf baba olmak için bir kızla yattın ve şimdi de o senin yüzünden öldü hyunjin! ne oldu? ne kaldı elinde? sadece el kadar bir bebek!"
hyunjin kendini kötü hissediyordu. "gerçekten üzgünüm... o gün sarhoştum... hiçbir şey hatırlamıyorum. ne olur bırak beni... ben de istemezdim böyle olmasını!"
babasının yüzüne bakamıyordu. gözlerinden yaşlar süzülürken bunu belli etmemeye çalıştı, çünkü ağladığını görürse ona daha çok kızacağını biliyordu.
"bir de ağlıyor musun ha? korkağın tekisin! senin gibi oğul olmaz olsun!" yanındaki adamına komut verdi. "çocuğu ona ver!"
adam kafasını aşağıya bir kez eğip onayladı ve kucağında battaniye ile sarılı olan bebeği hyunjin'in kolları arasına bıraktı.
hyunjin kucağındaki çocuğa bakarken babası tekrar konuştu.
"şimdi al bu gayrimeşru çocuğunu ve bir süre gözüme görünme! senden iğreniyorum! keşke daha iyi bir oğlum olsaydı!"
onlar oradan uzaklaşırken hyunjin sadece kucağındaki daha yeni bir haftalık olmuş olan bebeğine bakıyordu. o zamana kadar hayatında gerçekleşen tek güzel şey oydu belki de.
onu günler sonra ilk defa göreceği için yüzünün yarısını kaplayan battaniyeyi parmaklarıyla araladı ve ufak oğlunun gerçek rengini almaya başlamış minicik yüzünü inceledi.
gözleri kapalıydı, üşüyebileceğini düşünüp battaniyeyi üzerine daha sıkı sardı ve olduğu kuytu sokaktan çıkıp evine doğru adımladı.
hava soğumaya başlıyordu ve bir an önce bebeği eve götürmesi gerekiyordu. daha önce hiç ufak bir kardeşi bile olmamıştı. bu nedenle abiliğin bile ne demek olduğunu bilmiyorken kollarındaki ufak bebekle ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu. tek yardımcısı ise kendisini büyüten annesiydi.
eve ulaşıp kapıyı çaldığında annesi hemen koşup oğluna kapıyı açtı. yara içinde kalmış yüzünü sorguladığında hyunjin bundan bahsetmeyip kucağındaki bebeği annesine verdi ve yüzünü yıkayıp yanına geri döndü.
"hyunjin... bu çocuk aynı sana benziyor!" annesi bebeğin yüzünü incelerken bunları söylemişti.
"benim çocuğum olduğu için olabilir mi acaba?"
annesi ona döndüğünde yüzündeki yaraları yine gördü.
"alçak herif benim oğlumun melek gibi suratını ne hâle getirmiş!"
oğlu bunları konuşmak istemiyordu. "boşversene, hadi ver çocuğu odaya götüreyim."
kadın elindeki bebeği sabırsız oğlunun kucağına verdi ve darbe almış suratını temizlemek için bir şeyler getireceğini söyleyip onu orada bıraktı.
hyunjin ise oğluyla beraber o doğmadan günler önce aldığı kendi yatağının yakınında duran beşiğinin yanına gitti ve sırtını beşiğe vererek yere oturdu.
"merhaba bebek! ben baban! tanıştığımıza memnun oldum!" ayaklarını uzatırken bebek ile kendi kendine konuşmaya başlamıştı.
uyuyan bebek hareket etmeyince garipsedi. "sen memnun olmadın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little me | hyunin
Fanfiction[tamamlandı] "seni de baba olunca görürüz jeongin bey!" ☁️ hyunin, 150320 - 180520