on dokuz

6.6K 839 572
                                    

ertesi gün hyunjin eve gelip joonseo'yu almak üzere jeongin'in dairesinin zilini çaldı.

kapıyı kocaman gülümsemesiyle jeongin açmıştı.

"hoşgeldin hyung. joonseo! baban geldi."

hyunjin pek mutlu görünmüyordu. tam tersine sanki çok kötü bir haber almış gibiydi.

bu sırada joonseo ayakkabılarının ucuna basa basa karşı daireye yürümüştü. o babasını umursamadan içeri girdikten sonra hyunjin dudaklarını araladı.

"jeongin, seninle bir şey konuşmam gerek. ama şu an değil, joonseo'yu uyutup yanına geleceğim tamam mı?"

jeongin böyle bir şey beklemediğinden şaşırdı. "kötü bir şey mi oldu?"

"anlatırım." dedi sadece. bu, jeongin'in endişesini arttırmıştı.

baba-oğul içeride küçük birkaç sözlü atışmanın ardından joonseo'nun odasına geçmişlerdi.

şükür ki joonseo babasına ondan ne kadar nefret ettiğini söylerken dakikalar içinde yavaş yavaş uykuya dalmıştı.

hyunjin üzerine normal bir şeyler giyip tekrar jeongin'in evine gitmişti.

"bu kadar çabuk uyudu mu?" hyungu içeri girerken sormuştu jeongin.

sadece kafa salladı.

"gel oturalım, anlatırsın."

hyunjin hiç olmadığı kadar gergin görünüyordu.

koltuğa geçtiler.

"evet, dinliyorum?"

jeongin'in yüzüne baktı. onun üzüleceğinden emin olduğu için daha da endişelenmişti.

"hyung beni korkutuyorsun.."

sözlerine başladı. "anlatacağım ama bir anda şok yaşamaman için yavaş yavaş anlatacağım."

ilk önce yutkundu. "joonseo'nun ölen annesinin ailesi, beni bulmuşlar."

jeongin dinlediğini belli etmek amaçlı kafa salladı.

"ve... bugün bir telefon aldım. dava açmışlar. joonseo'nun velayetini almak için."

jeongin duyduklarıyla şok geçirmişti.

"ne? yani... şimdi..."

onu endişelendirmek istemedi. "sakin ol sakin ol, eğer davayı kazanırsak sıkıntı yok ama... biliyorsun ki joonseo beni istemiyor. yani onları istemesi muhtemel. ve bu da beni çok kaygılandırıyor." gözlerini kapattı. gerginliğini azaltmak istiyordu.

"ne de olsa onu bu yaşına kadar sen büyüttün değil mi? yani sende kalmaya devam etmesi mantıklı değil mi?"

kafasını yana salladı. "adaletin ne diyeceğini bilemiyorum."

ardından koltukta oturan jeongin'in bacaklarını yastık görevinde kullanarak kafasını koydu ve uzandı.

"bunların üst üste gelmesi sence de sinir bozucu değil mi?"

küçük olan ellerini büyüğünün saçlarına götürdü. "fazlasıyla."

"kesinlikle bu işte o adamın parmağı var. buna adım gibi eminim ama kanıtlayamam."

birkaç dakika sessiz kaldılar. jeongin kafasını bacaklarına koymuş hyunjin'in saçlarını karıştırmaya devam ediyor ve hyunjin de gözlerini kapatıp huzur bulmaya çalışıyordu.

"maddi konuları normalde konuşmayı pek sevmem ama o konuda da iyi zamanlarda değilim. o herif sırf işlerden kaytardığımı düşündüğü için zaten az olan maaşa indirim uyguladı."

little me | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin