Hala birileri var mı burada :')
Soğuk toprak zemin kendisine çokta yabancı değildi.Yanına düşen başka bir bedense ona oldukça yabancıydı.Yüzünün tokatlandığını hissetti Dipper.Uykusundan uyanıp sesleri algılamaya çalışıyordu en azından.Birkaç karışık ağaç görüntüsü ve sırtına vuran soğuk rüzgarı hissetti.
"Burdayım." diyerek sıkıca sarıldı Bill ona.
Dipper gözlerini açtı.Başı dönüyordu ve tek gördüğü sarı gözlerdi.Bill çocuğu kucağına aldı ve gülümsedi.Dipper şimdi daha net görüyordu.
"Bitti mi?" diye fısıldadı gülümseyerek.
Bill çocuğun kahverengi yumuşak saçlarına bir öpücük kondurdu.
"Bitti çam ağacı,hepsi bitti." diyerek ağaçların arasından Gizemli Kulübeye yürüdü yavaşça.Kolllarının arasında taşıdığı beden kafasını çocuğun omzuna yasladı.Nihayet,diye düşündü.Nihayet hepsi bitti...
◎◎◎
"Mabel haydi!"
"Geliyorum!" diye seslendi kız ona çatıkatından.
"Görüşürüz Chris,Bay bay Clarke,Seni çok özleyeceğim Jake.Umarım tekrar buluşuruz Charles,beni unutma Katherine,seni seviyorum Luke,Kardeşini üzme Rika,onun sözünden çıkma Felix."
Ve nihayet isimleri saymayı bitirip peluş oyuncaklarının hepsine hoşçakal derken pembe bavulunun sapını yukarı çekti Mabel.
"Sizi çok özleyeceğim çocuklar."
Ardından arkasını döndü ve çatıkatındaki odanın kapısını kapattı.Aşağı indiğinde ekip tam kadro onu bekliyordu.Stan ve Stanford amca bile burdaydı üstelik.
Hızla koşarak onlara sarıldı.O sırada eski otobüsün fren sesi duyuldu.Egzozundan çıkan boğuk ses ve dumanlar havaya karıştı, şöför o her zamanki bilindik sesiyle "Esrarengiz Kasabadan kalkan son otobüs." dedi uyuklayarak.
Mabel amcalarından ayrılarak Candy ve Grenda'ya doğru yürüdü.
"Kızlar sarılması?"
"Kızlar sarılması."
3 kız kucaklaştığında Mabel bu kez de Soos ve Wendy ile vedalaştı ve otobüse binerek en ön koltuğa oturdu.Bill ile Dipper'ı izlemeye başladı.
Dipper artık neredeyse aynı boyda olduğu amcalarına sarıldı.Otobüste oturan Mabel'ın hıçkırıkları duyulabiliyordu.
"Ona iyi bak." diyerek omzuna yumruk attı Stan.
"Gizemli şeyler tekrardan olursa buradayız.Ayrıca diğer yaz gelmeyi unutmayın." dedi Stanford gülümseyerek.
Dipper gülümsedi.
"Gelecek yaz görüşürüz." diyerek sıkıca sarıldı tekrar ikisine.
Onun birkaç adım gerisinde duran Bill ise önündeki sarılma hariç her yere bakıyordu.3'lü ayrıldığında Stanford tereddütle sarışın şeytana baktı ve onu süzdü.
Bill ile gözleri çakıştığında ise elini uzattı Stanford.
"Onlara zarar ver de tekrardan seni yok edeyim aptal üçgen."
Bill çok komik der gibi kaşlarını çattı.Adamın sesinde düşmanlıktan çok eğlenir bi bir tını olduğundan pek takmamıştı.Dipper Bill'in elini tuttuğunda "Stanley(!)" diye uyardı kardeşini Stanford.
"Ne?" dedi Stan amca kollarını göğsüne kovuşturarak sarışını görmüyormuş gibi yaptı.
Stanford tekrar uyaran gözlerle ona baktığında ise sinirle kaşlarını çattı.
"Aman iyi!"
O da sarışın şeytana elini uzatarak hızlı ve çabuk bir el sıkıştıktan sonra ikili diğerleri ile de vedalaşıp Esrarengiz Kasaba otobüsüne bindiler.Dipper ön koltukta ağlayan bir Mabel gördüğünde içi burkularak kızın saçlarını karıştırdı ve elini şortunun cebine attı.
"Hey,ağlama artık.Bir keresinde..Wendy bana bunu vermişti.Umarım işe yarar." diyerek katlanmış ve buruşuk kağıdı kızın eline bıraktı Dipper.
Mabel'ın yanından geçip en arkadaki koltuğa Bill'in yanına oturduğunda sarışın ona gülümsedi.
"Onlara el sallamalısın." dedi dışarıda onları izleyen büyük aileyi göstererek.
"Haklısın." dedi Dipper.
"Onlara el sallamalıyız."
Ve böylece Esrarengiz Kasaba otobüsü yola çıktı.Arkasında insanlar bıraktı,sevdiklerini bıraktı.Tıpkı her yaz olduğu gibi.Ama geri dönecekti.Tıpkı..her yaz olduğu gibi.
Nefret vardı,savaş vardı,macera vardı,gizem vardı.Ama bunca şey arasında bile aşk vardı..Aşk hep ordaydı.Bir şeytan ile gizem aşığı bir çocuğun hikayesiydi bu.Bitmeyen yazın onlara kattığı mükemmellikti.
Yanında elini tutan sarışına baktı Dipper.Aradığı yeri bulmuştu değil mi? El salladı, gülümsedi. Bu şeytan ona hayatında birçok şeyi öğretmişti farkında olmadan.Arkadaşlığı, dostluğu, savaşmayı,aşkı...
Kim bilebilirdi ki hem?Kim bilebilirdi?Onların sonunun böyle olabileceğini...Kim bilebilirdi?
-Son-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• 𝙱𝙸𝙻𝙻𝙳𝙸𝙿 •
Fanfiction"Bill yapma! Böyle olmak zorunda değil! Y-yapma. Bizi bitirme.." Boğazı acıyordu bağırmaktan ama umursamadı. Ağlıyordu yine ve yine. Yanakları sırılsıklamdı artık. Kahverengi saçları dağılmıştı iki yana. Bill çocuğa baktı. Ona doğru gitti. Yere çöme...