Durul ey gönül!
Fırtınan bir dalı bile sallamaz.
Kalp dediğin organ, aşk dediğin boş hayelere kapılamaz...4. Bölüm
"Seni görmem gerekiyor."
Gece gece ne görmesi ne beni.
Telefonu uzaklaştırarak tuttuğum nefesimi bıraktım. Arayan gördüğüm ilk günden aklıma musallat olan Celasun'dan başkası değildi. Telefonu tekrar kulağıma götürerek sesimin fazla çıkmamasına özen gösterip konuştum.
"Saatin kaç olduğunun farkında mısın?"
O benim aksime gayet net ve emrivaki konuşuyordu.
"Siktiğimin saati umrumda değil. Ya şimdi aşağı gelirsin ya da ben gelip seni alırım."
Rüya desen rüyamda ne işi var. Hayal desen onun hayalini kuracak değilim. Bu adam benden ne istiyor olabilir? Geçmişe bakıyorum ve on bir yaşında bir kız çocuğuyken asla bir samimiyetimiz olmadı. Olamazdı da. Annelerimiz arkadaştı evet ama Feride ile bile o kadar çok yakın değildik. Yani geçmişten gelen bir bağımız yoktu. Anne ve babamız dışında. Ah evet onlarla ilgili konuşmak istiyordu.
"Tamam beş dakikaya geliyorum."
Benim de bu gün öğrendiklerimden sonra bu konuyu irdelemeye ihtiyacım vardı. Celasun ne hissediyor bilmiyordum. Belki sadece annemi suçluyordu. Babasını ayartan kadın olarak..
Üzerime ince bir hırka alıp odamın kapısını yavaşça açtım. Babam uyanacak gibi görünmüyordu. Yavaşça ilerleyip ayakkabılarımı ayağıma geçirip anahtarımı alarak evden çıktım. Ben babamdan gizli saklı iş çevirmezdim. Şu an yaptığım neydi peki.. Gerçi babamın pekte umrunda olacağını sanmıyordum hiç bir zaman yaptıklarımı tasvip etmemişti bu saatten sonra etmemesi beni çok ta üzmeyecekti.
Beni bıraktığı zaman arabasını park ettiği yerde duruyordu arabası arabanın içinde camı açık vaziyette sigara içiyordu. Beni eve bırakırken bindiğim de kokmuyordu oysaki.
Eliyle yan koltuğunu işaret edince sağıma soluma bakıp kapıyı açtım. jip tarzında ki arabasına çok zorlanmadan binip kapıyı kapattım. O arada sigarasını atmıştı. Arabayı çalıştırınca panikle direksiyonda ki elini tuttum. Elini tutunca yaptığım saçma hareketi o an anlamıştım. Ateşe değmiş gibi elimi hemen çekmemin ardından hırçın ses tonumla konuştum.
"Ne yapıyorsun gece vakti eşkıya mısın sen? Zorla gel dedin geldim. Bir de seninle bir yerlere geleceğimi sanıyorsan yanılıyorsun anladın mı?"
Kaşlarımı çatarak konuşmamı sakince dinledi. Sonra beni takmamış olacak ki arabayı çalıştırdı. Tekrar ona dokunmaya cesaret edemedim. Dinlemiyordu da, niyeti kötü olabilir miydi? Allah'ım telefonumda odamda da kalmıştı. Bunca yıl her koşulda kendimi korumuştum yine yapabilirdi m. Korkak biri gibi görünmek istemiyordum. Başımı koltuğa yaslayarak sakinleştim.
"Nereye gidiyoruz? "
Kısacık bir an bana dönüp bakınca gözlerinde ki öfkeyi görmüştüm. Ben ona öfkelenecek ne yapmış olabilirim diye düşünürken o sorumu yanıtladı.
"Evime."
Sakin kalmaya çalıştıkça yeniden beni strese sokacak şeyler söylüyordu. Bu sefer itiraz etmeden ona doğru dönerek izlemeye başladım. Sakalları olan erkekler bir sıfır öndedir derdi Aylin yani bir sıfır öndeydi. Kirli sakallarının çevrelediği dudakları da erkeklerin fiziki özelliklerinden pek anlamsamda yüzüne yakışmıştı. Keskin yüz hatları sanki gülse milyonlara bölünecek gibi duruyordu. Başını yine bana çevirince hemen önüme döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENNUR
Romance"Özür dilerim. Yaralarını tekrar tekrar kanattığım için." Derin sessizlik çöktü kuytu karanlıklara... adam sürüldü. Kadın terk edildi. Öyle mağrur öyle sevilesi bir kız çocuğu terk edilmişti. "Özür dilerim. Kanayan yaran olduğum için." Gün ışığı ara...