Ne zaman kendini koyverse insan,
Teker teker yıksa duvarlarını,
Altında kalan enkaz yine kendisi olmuyor mu sizce de?14. Bölüm
Aylin'den
Akşam saatlerinde odamdaki balkonda oturduğum tahta iskembede ruhumu okşayan bu kitabı bilmem kaçıncı defa okuyordum. Ayşe Kulin'in Veda'sı benim ise sevilesi kitap köşemde ki onlarca kitaptan birisiydi bu eser. Antalya'nın dingin esen ilk bahar rüzgarları tatlı tatlı yüzümü okşarken salaş topuzumdan çıkan bir kaç saç telim göz kapaklarıma dokunuyordu. Kitaptan gözümü ayırmadan henüz soğumamış sütlü kahvemden bir kaç yudum alıp küçük tahta masama geri bıraktım.
Kemal'in Mehpare'si gibi ben de bir gün birilerinin Aylin'i olacak mıyım acaba?
Bu soruyu sorarken gözlerimi bir kaç kez kapatıp açtım. İç çekerek okumaya devam ettim. Genç kadın sevdiği adam için canını hiçe sayıyordu tam da okuduğum satırlarda. Nasıl da seviyordu Mehpare Kemal'i şimdilerde şüphesiz böyle koşulsuz seven kadınlar yoktu...
Odamdan gelen telefonumun sesi ile tam da heyecanlı yerinde arayan kişiye söylenerek kalktım yerimden.
"Beş dakika sonra arayamaz mıydın?"
Kendi kendime gülüp telefonu elime aldım. Başından sonuna ezbere bildiğim kitabın heyecanı mı kalırdı? Kalıyordu işte her seferin de sanki sonuç değişecek ve Mehpare büyük aşkına tekrardan kavuşacak gibi geliyordu.
Arayanın Bennur olduğunu görünce hemen açtım. Ağlamaklı sesi ile konuşunca huzursuzca yerimde sallandım.
"Aylin, yanıma gelebilir misin sana ihtiyacım var."
Tabi ki de giderdim.
"Konum yolla ve her ne olduysa ben gelene kadar kendini harap etme." Dedim.
Telefonu kapatıp doğruca dolabıma yöneldim.
Elime geçen ilk şeyleri giyip taksi durağını arayarak taksi istedim. En üst katta olan asansörü çağırmayı es geçip merdivenleri koşarak indim. Durak oldukça yakın olduğu için çok bekletmeden gelen taksiye binip telefonumda ki konumu tarif ettim.
Yirmi dakika gibi bir sürede konumun gösterdiği yerdeydim. Ücreti ödeyip taksiden indim. Celasun Bennur'unda dediği gibi bayağı varlıklı olmalıydı. Güvenliğe Celasun'un adını verince geçmeme izin verdi. Binaya girip en üst katın düğmesine bastım. Ne olmuş olabilirdi. Sormamıştım çünkü anlatırken yanında olup destek olmam gerekiyordu. Asansör durunca çıkıp kapı numaralarına baktım. O sırada numarasına baktığım dairelerden birinim kapısı açıldı ve Cevahir Bey ile göz göze geldik. Her an gülümseyecekmiş gibi durmasına rağmen gülmüyordu.
Gerçi benim de şu an da gülecek durumum yoktu. Cevahir beye doğru ilerleyip kapının önünde durdum. O ise kapıyı kapatıp yan daireyi işaret ederek konuştu.
"Celasunlar yan tarafta oturuyor. Bennur'un bağırma seslerini duydum. Sen de geldiğine göre bir sorun olmalı."
İşaret ettiği kapıya doğru ilerleyip durdum.
"Ne olduğunu bilmiyorum. Ama evet bir sorun olduğu kesin."
Cevahir Bey'de yanımda durunca zile basıp kapının açılmasını sabırsızca bekledim. Kapı açılınca kapıyı açan kişiye Celasun'a baktım. Oldukça üzgün ve endişeli görünüyordu. Cevahir Bey mimikleri ile birşey sormuş olmalı ki Celasun dudaklarını birbirine bastırarak gözünü yumup açtı. Daha fazla beklemek istemediğim için sabırızca konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENNUR
Romance"Özür dilerim. Yaralarını tekrar tekrar kanattığım için." Derin sessizlik çöktü kuytu karanlıklara... adam sürüldü. Kadın terk edildi. Öyle mağrur öyle sevilesi bir kız çocuğu terk edilmişti. "Özür dilerim. Kanayan yaran olduğum için." Gün ışığı ara...